Sağlık Bakanlığının açıkladığı Covit-19 vaka sayılarının gerçeği yansıtmadığı iddiaları kamuoyunda bir süredir konuşuluyordu.

Vaka sayılarının gizlendiği iddialarına,

“Devletin halkın sağlığı kadar ulusal çıkarlarını da koruduğunu"  açıklaması ile karşılık veren Sağlık Bakanı Koca bir anda gündeme oturuverdi.

Sağlık bakanlığı görevini ne kadar yapıyor, ne kadar yapmıyor onu bilemiyoruz.

Bu olayda ne gibi bir ulusal çıkarın olduğunu da bilemiyoruz.

Bunlar devlet işleridir.

Eskiler şöyle der ;

“Allah’ın işine, Devletin İşine bir de fakirin işine karışılmaz”

Biz bunlara karışacak değiliz tabi ki.

Ancak bu söylem bize geçmişte Ticaret Bakanı Cahit Aral’ı çağrışım yaptırdı.

Aral, 1986 yılında meydana gelen dünya tarihinin en büyük nükleer faciasının ardından Karadeniz Bölgesi'nin radyasyondan etkilenmediğini ispatlamak için yaptıklarıyla tarihe geçmişti. Çaylarda radyasyon olmadığını göstermek için bir bardak çay alıp içmişti.

Bazı gazeteler Bakanın söylemiyle “Türkiye’de radyasyon var diyenler dinsizdir" manşetini bile atmışlardı.

Hatta işi daha da ileriye götürenler olmuştu.

Zamanın Başbakanı Turgut Özal da, "Radyoaktif çay daha lezzetlidir" demiştir.

Zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Radyasyon kemiklere yararlıdır" ifadesini kullanmıştır.

Oysa radyasyon diye bir gerçek vardı. Karadeniz’de radyasyonun etkisinden dolayı kanser olup ölenler var Kazım Koyuncu gibi. Anne karnında radyasyondan etkilenip, dünyaya fiziksel ve zihinsel olarak hastalıklarla gelen çocuklar ve daha niceleri yıllar sonra anlaşılacaktı.

Bizim bakmak istediğimiz; yılları geçirmeden oluşabilecek tehlikelerin farkındıa mısınız? Onu soruyoruz.

Burada şu soruyu da sorabilirsiniz.

Kişi hakları mı öne çıkmalı? Devlet çıkarları mı?..  

Hak ve özgürlük kavramları, görev kavramı ile de bağlantılıdır.

Çünkü bizim için hak ve özgürlük olan şeyler, çoğu zaman başkaları için bir görev teşkil etmektedir.

Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle diyor, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz emriniz altındakilerden sorumlusunuz. Koca ailesinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın evinin ve çocuklarının çobanıdır ve onlardan sorumludur. Devlet adamı da insanların çobanıdır ve raiyetinden sorumludur..”

Demek ki bu sorumluluklar devlet adamlığına aittir.

Bizim baktığımız yön işin sağlık yönü. Kanuni Sultan Süleyman ne diyordu;

“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi,

Olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi.."

Yüce Peygamberimiz de yine, “İman müstesna, hiçbir kişiye sıhhatten daha hayırlı bir nimet verilmemiştir” diye buyurmuştur.

Bize bunu sağlayın yeter.

Gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.