Canlıların, özellikle insanların fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik yönden zarar görmesi ve acı çekmesiyle sonuçlanan hareketler şiddet olarak adlandırılır. 6 Temmuz Çarşamba günü Konya Şehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya öldürüldü. Bu katliamı yapan Yunak Devlet Hastanesi güvenlik görevlisinin annesine, 7 Haziran tarihinde Dr. Ekrem Karakaya tarafından başarılı bir ameliyat yapılmış ancak sonrasında gelişen istenmeyen durumlar sonucunda yaşamını yitirmiş. İşte bir ay sonra kin dolu aklıyla annesinin intikamını aldığını sanan bu katil, bir ocağı söndürmüştür.

Konya 5. Sulh Ceza Hâkimliği bu olaya ilişkin “Milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliği” gerekçesiyle yayın yasağı getirdi ve bu yasağı RTÜK sosyal medya hesabından duyurdu. Yani bir doktorun katledilmesi değil, bunun haberleştirilmesini milli güvenlik sorunu olarak gören zihniyetin, yeni katliamlara yol açacağı bellidir.

Bu olay üzerine sosyal medyadan açıklama yapan ve kendisi de doktor olan sağlık bakanı, üzüntü bildirip önlem alacağına, muhalefete laf çarpıtarak durumu kurtarmaya çalışmıştır. Siyasi iktidarın uyguladığı yanlış yöntemler hem devlet kurumlarında, hem de toplumda şiddetin artmasına neden olurken, ahlak anlayışının da çökmesine yol açmaktadır. Siyasi iktidar, başta sağlık çalışanları olmak üzere hiçbir çalışana değer vermeyince, halk da kendisinde bu şiddet hakkını bulmaktadır. Ülkeyi yönetenlerin ağzından her türlü kirli sözler çıktığı için, bu katliamları yapanlar sistemden cesaret almaktadırlar. Bu şiddetlerin çoğu, yapanların yanına kar kalmaktadır çünkü kısa sürede serbest bırakıldıkları için diğer şiddet yanlıları da cesaretlenmektedir.

Katledilen Dr. Ekrem Karakaya için acil olaylar dışında 2 gün iş bırakma eylemi yapan doktorlara, Konya Kayalar Camisi imamı Ahmet Gür cuma namazında “dün hastanelerin hiçbir tanesi görev yapamadı. Bu doktorların daha fazla öldürülmesini getirir, tahriktir. Sen öldürmez misin, sövmez misin, dövmez misin?” demesi, yeni cinayetlerin habercisidir. Hedef gösteren imam hakkında Konya Valiliği ve Diyanet İşleri Başkanlığı soruşturma başlatıldığını açıkladı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı da resen soruşturma başlatıldığını duyurdu. Doğal olarak bunlardan hiçbir sonuç çıkmayacağı bilinmektedir.

Siyasi iktidarın tüm programları gibi emperyalist bir proje olan sağlıkta dönüşüm programı da iflas etmiştir. Şehir hastanelerinin müşteri odaklı uygulamaları, alınamayan muayene, tetkik ve görüntüleme randevuları, malzeme yetersizlikleri, yapılamayan ameliyatlar sonucunda sağlık sistemi tıkanmıştır. Siyasi iktidar kendi sorumluluğunu hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkmak istemekte ve şiddet odağı haline getirilmesine göz yummaktadır. Sağlıkta emek sömürüsünden, performans sisteminden beslenen medikal kartellerden söz etmeden, ücretsiz sağlık hakkını savunmadan, toplum sağlığına olumlu çözüm getirilemez.

6 Temmuz günü İstanbul’da hakkında 2014 yılında açılan 930 bin liralık tazminat davasını geri çekmedikleri gerekçesiyle avukat Servet Bakırtaş ve davayı açan Öznur Tufan'ı öldüren katil yakalandı ve tutuklandı. Ama yine ocaklar söndürüldü.

Yaşanan şiddet cehaletin, nitelikli insandan intikam almasıdır. Siyasi iktidar kuralsızlıkla, yasa tanımazlıkla, keyfiyetle, liyakatsizlikle bu yolun önünü açmıştır. Günümüzde eğitimi olmayan ve tek derdi kadınların kıyafeti olan bir tarikat şeyhine gösterilen saygı, ömrünü okulda geçirmiş topluma yararlı olmak için çabalayan bir doktora, bir avukata gösterilmiyor; nitelikli insana tahammül edilemiyor. Siyasi iktidarın toplumu getirdiği konum budur.

Eşsiz liderimiz Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözünden, “giderlerse gitsinler” konumuna geldik.

Kesinlikle gidiyorlar ama kimi ülkeyi terk ederek, kimi ölerek. Doktorlarımız, avukatlarımız, çalışanlarımız öldürülüyor; kadınlarımız, çocuklarımız öldürülüyor. Ormanlarımız, ovalarımız, yaylalarımız, denizlerimiz, göllerimiz, nehirlerimiz, toprağımız öldürülüyor. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz yok ediliyor. Ülkemizde her gün cumhuriyet değerlerine, Atatürk ilkelerine saldırı yapılıyor. Bizler gerekli tepkiyi vermeden sessizce izliyoruz, bu utanç hepimizin değil mi?

11 Temmuz 2022

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.