Oku yani “ikra” olarak gelen emir, Cenab-ı Allah’ın ilk emri olup okuma özelliğinde olan biz insanlara birinci farzdır. İslam’ın şartları, bizi İslam, kaliteli insan ve mümin yapması açısından ele alındığında ilk şart gelen ilk emir olan “ikra” yani "oku" olmalıdır. Okumayan insanın okumuyor haliyle diğer şartları yerine getirişi kendisince olacağından, cehalet yanlışı doğru gösterdiğinden yapılan kulluk olamaz. İkra, kelime anlamı olarak ele alındığında karşımıza, takip etmek, içinde erimek, onunla olmak, akışın içinde olmak, doğum, rahim içinde olmak, içinden çıkmak, başka yerlere nakletmek çıkmaktadır. Çok sevdiğim bir söz vardır ki bu söz bizlere,
Okumayan bir insanın, okuma bilmeyenle arsında bir fark yoktur
demektedir. Okumak ise sadece beyaz kâğıda yazılmış bir yazıyı okuyup geçmekle kayıtlı değildir. Okuduğumuz bize bir değer katıyorsa o okumaktır. Bu şuna benzer, çocukların sıklıkla yediği abur cuburlar vardır hepimiz biliriz. Bunları yemek de bir şeyler yemektir ve o an için karın doyurur ama beslemediği gibi geri planda hasta yapar hatta ölüme sebebiyet verir. İşte, bize bir değer katmayan okumalar da aynen böyledir. Zihnen bizleri hasta yaparken zihnen öldürür de bizler okuduğumuzu zannederiz. Önce insan olmak sonra okumayı öğrenmiş olmak çok çok okumayı beraberinde getiren mesuliyettir. Sadece yaşamak için gerekli olan ihtiyaçların karşılanması bizi insan yapamaz çünkü yaşamsallığını devam ettiren canlı mahlûkattan farkımız, okuyabilmemizdir. Okuduğumuz şey bizleri ikra’nın anlamına götürmelidir. Cenab-ı Allah’ın, insanı okuyacak yani bilgiyi tahsil edip bilgiyle bilinmeyeni keşfedecek özellikte yaratmasının arkasındaki gerçeklik, insanın bu özelliğini kullanmasını istemesidir. Bu sebeple okuyan insan, yaratılış ahkâmı gereğince bulunan insandır. Âlem kendisi okunarak yaratıcı Rabbin okunduğu kitap, insan âlem kitabından yaratıcı Rabbini okuyandır. Bir kitabı okumak, kitaptaki yazılanları okumak da olabilir, okuduklarımızdan kitabı yazanı okumak da! Bilgi hem şirk ettirir hem de iman.
Âlem, bilinmek isteyen Cenab-ı Allah’ın Kendi Zat-ı ilmiyesinde mevcut bulunan, Kendisine ait bilgiyi vücutlandırmasından yani bilinir kılmasından ibarettir. Bizler ve tüm âlemde mevcut bulunan her şey Allah’ın Zatında bilgi olarak mevcut iken, Allah’ın Kendisine ait ve Kendisini bildiği bu bilgiyi zahir edişiyizdir. Bu sebeple varlığının aslı bilgi olan bu yaratılmışlık âleminde bilgiyi okumak, her okuduğumuz varlık âlemine ait olduğundan, okuduğumuz o bilgi kadar olan özelliğiyle Allah’ı okumaktır. Kim neyi okuyor ve bu okumayla neyi keşfediyor olursa olsun, okuyup keşfettiği Allah’tır lakin keşfeden eşyayı keşfettiğini sanmaktadır. İşte, aynı eşyadan Allah’ı okuyarak Allah’ı keşfetmek ile eşyayı okuyup keşfettiğini eşya sanmak, arifle âlim arasındaki farktır. Cenab-ı Allah yüce Kur’an’ı Kerimde oku emrini Alâk suresinde vermektedir ve surenin bütünlüğünde bize neyi nasıl okumamız gerektiğini işaret etmektedir. Cenab-ı Allah, Alâk suresinde,
Yaratan Rabbinin adıyla oku! İnsanı bir alaktan yarattı. Oku! Rabbin sonsuz Kerem sahibidir, kalem ile insana bilmediklerini öğretti. Doğrusu, insan azıp şirk eder kendini ilah görmekle, oysa muhakkak ki dönüş Rabbinedir. Gördün mü o engelleyeni; bir kul Allah’a muhatap olurken. Gördün mü? Ya Allah’a muhatap olan doğru yol üzerindeyse ve kötülüklerden sakınmayı emrederse? Gördün mü? Ya engelleyen de yalanlayıp yüz çevirdiyse. Allah'ın görmekte olduğunu bilmiyor mu? Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse şirkinden, mutlaka Biz onu perçeminden yakalarız o yalancı ve günahkârların perçeminden. Haydi, yardımcılarını çağırsın, Biz de zebanileri çağıracağız. Sen, asla ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş!
diyerek hitap etmektedir. Cenab-ı Allah, öncelikle okumanın Kendisiyle yapılması gerektiğini beyan ederken, Kendisiyle okunması gerekenin “İnsan” olduğunu söylemektedir. “Rabbin sonsuz Kerem sahibidir” yani Kerem olan Rabbin, Kendisine ait Kendisini bildiği bilgiyi öğreteceğini ifade etmektedir. Biz Rabbimizle insanı okumaya niyet edersek, bize okumayı gerçekleştirmek için öğrenilmesi gereken Rab alfabesini öğreteceğini söylemektedir. Kalem ile bize bilmediğimizi öğrettiğini söylemesi, kalem olan İnsanın varlık ile varlık âleminde zahir oluşuyla bu öğretmenin gerçekleştiğini buyurmaktadır. Okunulacak olan insanla okumayı öğretmektedir, yani bize yine bizimle Kendisini anlattığını ifade etmektedir. Bu sebeple Cenabı Resulullah efendimiz,
Nefsine arif olan ancak Rabbine arif olur
demektedir. Şimdi bu pencereden bakıldığında görülen odur ki, Nefsini Rabbinle okursan nefsinden Rabbine arif olacağın, yok, nefsini nefsinle okursan nefsinden nefsine arif olacağındır. Daha sonra Mevla, işte nefsini nefsinle okumak olan kendimize müstakil varlık vererek aslında Rabbin karşısında ikinci bir varlık çıkartarak Rabbe kafa tutmak şirkine işaretle “Doğrusu, insan azıp şirk eder kendini ilah görmekle, oysa muhakkak ki dönüş Rabbinedir” demektedir. Rabbin adıyla kendimizi okuyarak iman sahibi olmamızı ve Rabbimizle Rablık iddiasında bulunmamamız gerektiğini anlatmaktadır ki bir gün, Kendisinden geldiğimiz için dönüş yine Kendisinedir ve bu kaçınılmaz sondur. Bizlere, âlemi ve kendimizi, Kendisiyle okuyarak Kendisine kendimizde şahit olmamız olan Kendisini kendimizde bilip, Kendisiyle muhatap olmamızın gerçek secde olduğunu anlatırken, şirkimizde ısrarcı olmaya devam edersek, bu şirkin Kendi tevhitliği içinde zan yürütmek olduğunu ve her halimizin Kendisine apaçık göründüğünü söylemektedir. Şirk ehlini perçeminden yakalaması, şirk ederken dahi kullanılan iradenin, Kendi iradesinin tecellisiyle gerçekleştiğine işaret edişidir.
Okumak, Rabbin Kendisi bilinsin diye tecelli edişi olan insanda, Rabbi okumak olan Rabbi bilmektir. Bir kitapta yazılı olan harfleri okumak gibi, Rabbin kendisine ait olan sıfatların görüldüğü insanda da o sıfatlarla Rabbi okumak yani Rabbi bilip, zikretmektir. İnsanla görülür hale gelen işlerde, sıfatlarda ve vücutta Rabbi görmek, Rabbi işitmek, Rabbi zikretmek, Rabbi sevmektir, Rab ile insanı okumak. Cenab-ı Allah, tüm yarattıklarına Rab alfabesiyle Rab’ca olarak kendisinden başka ilah olmadığını yazmıştır. İşte, bizlerin tüm yaratılmışlıkta Rab’ca tahsili ile Allah’tan başka ilah olmadığını okuyup şehadete ermemizdir okumak. Bunun yolu ise bol bol bize değer katacak olan yazılar okuyarak ve Rab’ca bilenden tahsil ederek okumaktır. İnsanın okuması gereken en büyük kitap kendisidir ve bu kitabı okuyabilmek için okuma öğretecek kitapları da okumak bizlere, özellikle Allah’a inanan ve Müslümanım diyen bizlere birinci farzdır.
Youtube: Özkan Günal