İnsan öncelikle ne olduğunu bilecek.
Yaratılış gayesini öğrenecek.
Kendini bilmeyen insanın dış aleme açılması mümkün değildir.
Hz. Ali (ra), insanın sahip olduğu potansiyeli gâyet güzel ve veciz bir şekilde dile getirmiştir.
“Sen kendini küçük bir varlık sanırsın oysa sende en büyük âlem dürülmüş halde mevcuttur”
.
Zamandan ve mekandan münezzeh olan Yaratıcı kulunun kalbine sığmıştır.
Yaradan kulunun kalbinden yarattığı insana şöyle seslenmektedir ;
“ Şüphesiz ki Allah, adaletli davranmayı, iyilikte bulunmayı ve akrabalara yardım etmeyi emreder. Fuhşu, kötülüğü ve zulmü yasaklar. Allah sizlere düşünüp yapmanız için öğüt verir. “ (Nahl-90)
Bu öğüt Müslümanların bayramı olan Cuma günü hutbede okunur. İnsanlara hatırlatılır.
Bu öğüt Sıla-i rahimdir.
Sıla bağ demek. Rahim de akrabalık demektir.
Sıla-i rahim ise ; anne, baba, kardeş, hala, amca, teyze gibi yakın akraba ve evlenmek vasıtasıyla meydana gelen hısımları arayıp sormak, akrabalık ilişkilerini devam ettirmektir
.
Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde ;
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir,” buyuruyor.
Öyleyse bu Müslümanların birbirlerinden haberdar olmaları, hal hatır sormaları, dert, sıkıntı ve kederlerini paylaşmaları, birbirlerine yardımcı olmaları anlamına da gelmektedir.
Bir adım daha ileri giderek Allah’a ve Peygambere de sıla unutulmamalıdır. Dinin direği olan namaz Yaradan’a bir sıladır. Kişi namaza durduğu zaman, mekândan münezzeh olan Allah’ı ziyaret etmiş oluyor. Peygamberimize salat ü selam göndermek, sünnetini yaşamak ve yaşatmak peygamberimize sıladır.
Sıla-i rahim ne ile olur gibi bir soruya İbni Ebi Cemre şöyle diyor:
“Sılâ-i Rahim, mal ile olur; bir işe yardım etmekle olur, bir zararı kaldırmakla olur, akrabadan gelecek eziyet ve ilgisizliğe güler yüzlü olmakla olur, dua etmekle olur “
.
Yeterince sıla-i rahim yapıyor muyuz ?
Birbirimizin derdiyle yeterince halleşiyor muyuz.
Saflarımızı gevşettiğimiz bu günlerde aramıza kimler girmiyor ki.
Kimler birliğimizin bozulması için nifak sokmuyor ki.
.
Yaşlıları ve hastaları ziyaret ediyor muyuz.
Komşularımızı ziyaret edip onların hatırlarını soruyor muyuz.
Onların sıkıntılarını yeterince halledebiliyor muyuz.
Komşuya yapılan sıla-i rahim aynı zamanda Peygambere yapılan sıla-i rahimdir. Zira Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyor.
Bu gün geldiğimiz noktada büyük şehirlerde oturan insanlar çoğu kez komşular çok kere birbirlerinden haberdar olmuyorlar. Aynı apartmanda oturanlar birbirlerine selam vermiyor. Birbirlerini tanımıyor. Hasta mı, aç mı, tok mu bilmiyor. Daha da ötesi son nefesini verdiği halde bir cenaze günlerce kapalı kapılar ardında kalarak kokuyor. Bu bir Müslüman için çok acı bir durum.
Yine bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Ey Müslümanlar! Birbirinize selam verin, birbirinize yemek ikramında bulununuz, akrabalarınızı dostlarınızı ziyaret ediniz, gece kalkıp nafile namaz kılınız ve selametle cennete girersiniz” buyuruyor.
Bu ilişkiyi kurmamak demek, Müslümanlar arasındaki sıla-i rahimi koparmak demektir. Peygamber Efendimize yüz çevirmek demektir.
.
Sadece ziyaretlerimiz bile yeterli değil. Bu gün “Adam bana ne “ diyen insanlar çoğalmaya başladı. Bu tür insanlara Yaradan Hucurat suresinde iki Müslüman aralarında anlaşmazlığa düşerse aralarını bulmamızı, onları barıştırmamızı emrediyor. Hatta taraflardan birinin haksızlığa devam etmesi durumunda, haksızlığa uğrayanla beraber olup saldırganlık yapan, doğru yola gelinceye kadar ona karşı koymamızı emrediyor. İşte Sıla-i Rahim Müslüman’ın hem dini hem de insani görevidir.
Bu gün toplumumuzun en büyük hastalıklarından birisi aile içerisinde başlamaktadır. Allah’ın emrine riayetsizlik erkek tarafından ortaya konulmaktadır. Erkeğin kadın üzerine ambargo koyması bu tür bir davranıştır. Bazı kocalar, evlendikten hemen sonra eşlerini anne babalarına gönderip görüştürmek istemez. Onun da bir ailesi olduğunu, ailesinin onu ne zahmetler vererek yetiştirdiğini, okuttuğunu nazara almaz. Bir kadının annesi-babası, akrabalarından koparılması kadar zalimce bir şey olabilir mi? Kendisi için reva gördüğünü eşi için reva görmemektedir.
Bu gün toplumumuzda gayri meşru yollara sapan insanların daha çok çevresiyle, akrabasıyla ilişkisini kesen insanların olduğunu unutmayınız.
Kimisi yalnızlıktan,
Kimisi de yalnız kalmaktan dolayı belanın içine gömülmektedir.
Unutmamak gerekir ki yardımlar ilk önce akrabaya yapılacaktır.
Eğer bu gün siz yakınlarınızı unutursanız, yarın da siz unutulmaya mahkum olursunuz.
Bu gün toplumu yönetenlerin yanlış uygulamalarına cevap verecek tek uygulama Sıla-i rahimdir. Toplumsal barışın sağlanması da sıla-i rahimle mümkündür.
.
Sıla-i rahim biz kullar için sayısız nimetler sunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)
“Kim, rızkının genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın” buyurmuştur.
Son noktayı yine Kitabullah’tan koyalım ;
“Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” (en-Nisâ, 4/I)
.
İşlerimiz hayrola hak yolda daim ola
Ahlakı düstur edip iyilik kaim ola
Unutmayın sakın ha üzerimize vacip
El ele verin hele sılayı rahim ola. (Dermanî)