İstanbul’u kana bulayan menfur olayı yapanları şiddetle lanetliyorum.

Yine ülkemde oyunlar oynanacak.

Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen odaklar faaliyet aşamasında.

Seçimlerin yaklaştığı günlerin arefesindeyiz.

Çok hareketli ve çok şaibeli bir seçim yaşayacağız gibi.

İnşallah sıhhatli bir seçim olur.

Neticede herkes bir şeyler olmayı bekleyecek.

Milletvekili, bakan, Cumhurbaşkanı vs vs.

Her ne ise bizim kastettiğimiz mana da bu değil zaten.

..

Yaradan insanoğluna, Erkek için evini geçindirme ve düzeni kurma görevi vermiş.

Kadına da bakma ve düzenleme görevi vermiş.

Küçükken bakılan, büyüyünce de bakan olacaktır ister istemez.

Bu nedenle herkes görevine “Bakan “ olmalıdır. Görevin yapılmadığı yerde sıkıntılar başlar.

Bu günkü sıkıntıların temel kaynağı da bu bakanlık görevini terk etmemizdendir.

Kadın evine bakacak. Çoluğuna çocuğuna bakacak. İlk asli görevi budur.

..

Kadın tek başına bir okuldur.

Yaradan kadına büyük bir değer vermiştir. Kadın da bu değere layık olmaya çalışmalıdır.

Onun içindir ki Yaradan “Cenneti anaların ayağı altına koymuştur."

Bu Yaradan tarafından kadına verilen bir payedir.

Tıpkı savaşta başarı gösteren gazilere verilen “Şeref Madalyası" gibi.

Bu haliyle kadın “Topluma Yön Veren “ bir mekanizmadır.

Ancak kadın Yaradan’ın sunduğu bu nimeti göz ardı ederek, çalışma hayatının içine dalmış. Kazandığı parayla da bu bakanlık işini başka bir hemcinsini tutmak suretiyle gidermeye çalışmıştır.

Ancak bir başkasının vereceği telkin, terbiye hiçbir zaman bir anneni yerini tutmayacaktır.

Hatta babanın bile çocukların üzerinde hiçbir tesiri yoktur.

Şimdi şu sormak lazım :

“Yaradan’ın verdiği takdiri terk eden bir kadının ayakları altına cennet serilir mi “

Bir hadisi şerifte :

“Küçüklerimize şefkat göstermeyen ve büyüklerimizin kadrini bilmeyen bizden değildir."  Buyuruluyor. (Tirmizî, Birr 15; Ebu Davud, Edeb 58 )

..

Eğer siz çocuklarınıza bakanlık görevini yerine getirmediyseniz,

Onlar da siz büyüyünce bakanlık görevini yerine getirmeyecektir.

Hayatta ilgi, sevgi ve desteğimizi en çok hak edenlerin başında anne babamız gelir. Resûlüllah (s.a.s), "Rabbin rızası, anne babanın rızasına, öfkesi de anne babanın öfkesine bağlıdır." buyurmuştur.

..

Bu sünneti seniyyenin dışına çıkıldığı için,

Bakım ve huzur evleri ağzına kadar doludur.

Halbuki yaşlılar, Allah'ın dualarına icabet ettiği, ihsan ve ikramına mazhar kıldığı kimselerdir. Bir toplumun var oluşundaki milli ve manevi değerlerimizi, kültürümüzü yarınlara taşıyan, geçmişimizle geleceğimizi birbirine bağlayan en değerli geçiş köprülerimizdir.

Yaradan ne buyuruyor :

“ Rabbin kesin olarak şunu emretmiştir: Sadece O'na kulluk edeceksiniz. Bir de anne babanıza iyilikte bulunacaksınız. Şayet onlardan biri ya da ikisi senin yanında yaşlanacak olurlarsa onlara "öf" bile deme! Onları azarlama; ikisine de güzel sözler söyle. Merhametle tevazu kanatlarını onların üzerine ger ve şöyle dua et: "Rabbim! Ben küçükken onlara bana nasıl şefkatle davrandıysalar şimdi Sen de onlara öylece rahmetinle muamele eyle." (İsra, 23-24)

..

Eskilerin dediği gibi “ İnsan 7’sinde ne ise 70’inde de odur “ sözü boş değil.

Bu emrin dışına çıkanlar maalesef hüsrana uğramakta.

Toplumda olumsuzluk içine sürüklenmektedir.

Herkes “ Bakanlık “ görevini layıkıyla yerine getirecektir.

..

Şair Seyri şöyle der :

Tekrar, gül ekilsin, kişinin cenneti evdir,

Ey anne, senindir bu görev, evleri sevdir!..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.