Geçtiğimiz günlerde bir olaya şahit oldum. Bir taksiye binmiştim ve gideceğim yere doğru yola koyulduk.

Arka koltuktayım. Telefonun kulaklığını takarak müzik dinlemeyi de ihmal etmiyorum tabii ki. Henüz yol bitmemişken önümüzü kesercesine bizi sollayan bir araç neredeyse sıyırdı ve geçti yanımızdan.. Bizim şoför de sürekli klaksona basarak işaret etti ve diğer araç 100 - 150 metre ileride sağda durdu. Bekliyor. Kendi kendime "kesin kavga çıkacak" dedim ve başladılar maalesef.. Karşılıklı bağrışmalar..

Şoföre bir an, “tartışmayın lütfen” diye seslendim. “Yok yok rahat olun” dedi ve indi araçtan.. Karşılıklı ağız dalaşı ve el kol hareketleri derken iş yumruklaşmaya dönüştü. İnsanlar toplandı ve hepsi de seyir halindeler. Hatta birisi de belgesel çeker gibi uzatmış telefonunu.. Kimse de demiyor ki, “kardeşim yapmayın etmeyin” diye.

Onlar da kendince haklı belki de. O öfkeyle kavga kendilerine sıçrar korkusu da etken sanıyorum.. Bir de bananecilik var ya, o da ayrı bir konu.. Neyse bir iki kişi girdi araya fakat ayırmayı başaramıyorlar.

Araçtan indim ve fazla yaklaşmadan seslendim; “Kavga etmeyin kardeşim, bir dakika bir şey diyeceğim beni dinleyin”

Saniyelik bir boşluk oldu, “Araçtaki cep telefonunuz çaldı kardeşim, eşinizi doğuma götürüyorlarmış, annenizmiş arayan” dedim bir çırpıda ve ekledim; “Kusura bakmayın çok uzun çaldı, bakmak zorunda kaldım. Afedersiniz”

Ortalık o an durulmuştu, her ikisi de şaşkındılar.. Kavga da o an bitti ve şoför araca doğru yöneldi, diğeri de kendi aracına.. Lastik sesleri arasında tozu dumana kattı adeta..

Bizim şoför de araca bindi ve bana dönerek; “Ablacım siz telefon geldi falan dediniz fakat benim eşim bebek beklemiyor ki, hem annem de memlekette oturuyor, burada değil” diyordu.

Haydaa, şimdi de ben suçlu olmuştum sanki.. Tabi geçtim savunmaya, “kavganın öfkesine kapıldınız, kontrolünüzü yitirip daha kötü şeyler olmasından korkarak böyle bir çıkışla belki sizleri durdurabilirim diye yalan söyledim kardeşim” dedim ve biraz da utandım herhalde ki "Bu yalana değdi, bak karakola kadar uzamadı işte..” diye bahaneyi de ihmal etmedim. Hafif bir tebessüm etti.

Sonra başka bir işimin çıktığını söyleyerek aracı durdurttum ve ücretini ödemek istedim.. Öfkesi doğru dürüst yatışmamış bir sürücüyle yola devam etmek istemedim haklı olarak.

Şoför kardeş anladı hatasını ve çıkarken benden özür dilemeyi de ihmal etmedi. Kavgayı böyle bir beyaz yalanla böldüğüm ve o karambolde idrak edemeyip yalanıma inanan bir refleks gösterdiği için memnun olmuştu ki, “teşekkür ederim abla” diye de peşimden bağırıyordu..

Ve araçtan ayrılarak yürümeye başladım.. Kavga olayından ister istemez olumsuz etkilenmiştim, biraz yürüyüp gerginliği atmak istedim üzerimden.. Kavgaya şahit olan onlarca kişi de mutlaka böyle etkilenmişlerdir..

Sabır, hoşgörü, saygı ve nezaketle olaylara yaklaşmak varken, trafikte artık çok sık rastladığımız bu kavgalar neden ki. Olgunluk ve sükunetle, sakin bir üslupla sorun daha kolay çözülmez mi.

Saygılı olan başta kurallara saygılı olur, kuralları ihlal etmez, kavga da çıkmaz. Zaten saygılı kişide öfke kontrolü de olur. En önemlisi de insanın kendisine saygısı varsa, karşısındakilere de saygısı olur.

Bu toplum nereye kadar böyle gider bilemiyorum; bakıyorum da herkes her gün biraz daha gergin.. Ve hak getire..

Saygı, sevgi dolu, hoşgörülü, sabırlı, kibar insanlarla dolu toplum olabilmek dileğiyle.

Sevgiyle, saygıyla kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.