Ertelemek, kaçırdığımız anı beklemeye geçmektir. Akan yaşama direnç göstermektir. Kaçırılan tren yakalanır mı?

Ertelediğimiz isteklerin geldiği kaynaklara bir bakalım:

1- Candan, aç gözlülükten, duygulardan, başkalarına gösteriş ve başkaları ile kıyaslamalardan. Bu isteklerin hepsi eğitimsiz canın tatmin olmaz açlığıdır. Biz canı doyuma ulaştırmadığımızda tatmin haline ulaşamayız. Ama can, doymak bilmez ki! Ayarı, kararı bize bırakılmış.

2- Sebebini bilmediğimiz isteklerimiz de vardır. O isteğin canın istekleri dışında olup olmadığını yukarıdaki irdelemeyle anlayabiliriz.

NE YAPALIM?

Ruhumuzdan, daha içten geldiğini fark ettiğimiz istekleri yapmak zorundayız. Ertelemek, kendi var oluşumuzu engeller. Bu istekler canın isteği gibi çabuk yanıp, çabuk sönmez. Sezgimize soralım, kullandıkça o da açılır.

SEZGİMİZ NASIL KULLANILIR?

Tüm kararsızlık durumunda kullanacağımız bir yöntemi sunmaya çalışacağım. Bir denemeyle pes etmeyin lütfen.

Önce isteğimizi çok net belirleyip dile getirelim.

Rahat bir yerde oturalım, gözlerimizi kapatalım.

Kendimizi istediğimizi yapmış olarak hayal edelim, o halde gözümüzün önünde canlandıralım.

Bu canlandırma halinde iken, özellikle mide bölgesine dikkatimizi verelim. Bedenimizde nasıl bir etki oluştu?

Sonra yine gözlerimizi açmadan isteğimizi yapmamış olarak hayal edelim. Bu halde iken bedenimizdeki işaretleri fark edelim. İki fark ediş arasındaki farkı netleştirelim.

İsteğimiz tüm akışlarla uyumlu değilse, boğulma, kasıntı, bulantı, sıkışıklık, titreme gibi etkiler hissedebiliriz. Eğer isteğimiz uygun ise, kelebek sevinci, uçma hissi, kalp çarpması, yumuşaklık, neşe, esinti gibi hisler oluşabilir. Belirtiler kişiler göre değişir.

İsteğimizi erteleme konusunda nefsimize değil, sezgimize güveneceğiz. O zaman yolumuz açık, kolay olacaktır. Zorlandığımız yol için ısrar yerine, zamanı geldiğinde olması gerekeni yapmaya hazır olacağız. Bilinçli teslim olma hali yani!

Ertelersek neler olur?

Varoluşumuzu ters davranarak, sinirli, mutsuz, huzursuz, hastalıklı oluruz. Yaşlandığımızda da huysuz ihtiyar rolü bizi bekler!

Hala yaşıyor isek, üflenen nefesin hakkını vermeliyiz, verilen evrensel sihri kullanmamız beklenmektedir dostlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hacer Salman 6 yıl önce

resim serginize ve söyleşinizi dinledim bilgileriniz güzeldi ama biraz karmaşıktı şimdi yazılarınızı okuyunca daha iyi kavramaktayım teşekkürler ha birde bende bir kaleminiz kaldı