Sabah erkenden uyandım.
Akşamdan başlamış olduğum hazırlığımı tamamladım ve saat 8:40 civarı evden çıktım.
Heyecanım; CHP Bursa İl Başkanlığı 'nın 2. Büyük Buluşma, İş 'te CHP adını taşıyan, 11 Aralık Pazar, yani bugün, saat 11.00 'de, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonu 'nda gerçekleştireceğimiz örgüt toplantısı...
1. Büyük Buluşma, Masanı Seç Harekete Geç örgüt toplantımız çok etkili olmuş ve yeterli kalabalığa ulaşmış, CHP üyelerinin teveccühünü kazanmıştı. Cumartesi akşamı İstanbul 'da yaşanan terör olayının ardından ülkemiz ile ilgili umutlarımızın küllendiği bir zamana denk gelmesi ve duyumunu aldığımız bir iki kara propagandanın 2. Büyük Buluşma örgüt toplantımızı gölgeleyeceği şüphesini yaşamadık diyemem. Uğur Mumcu için söylenen "Vurulduk ey halkım! Unutma bizi" söylemi Cumartesi akşamı İstanbul 'da tekrarlanmıştı. Gencecik insanlarımız mütevazi hayatlarını yaşarken, fidan gibi polislerimiz normal görevlerini yaparken, bilinemeyen, bulunamayan, uyumayan hainlerce hunharca, yine canlı bomba ve bombalı araç ile öldürülmüşlerdi. İçimiz acıyarak ölenlere Allah 'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledik. Her zamanki gibi sanal ortamda da duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaştık. Ben de sayfamdan "Günaydın" demeye utandığım için sonraya ertelediğim günaydın dileğimin altına "İstanbul 'u düşünüyorum, gözlerim yaşlı" diye yazdım. Üzgünüm, üzgünüz ama içimde ölmeyen bir duygu, ölmeyen bir düşünce var, umut fakirin ekmeği, biz buradan çıkarız...
Saat 9:00 civarı Orhangazi Salonundaydım.
Yönetim Kurulu arkadaşlarımla yavaş yavaş çoğalmaya başlarken, salon görevlisi arkadaşların yardımları ile salondaki toplantı hazırlıklarımızı tamamladık.
Üyelerimiz de birer birer gelmeye başlamışlardı. Salon içinde görevliydim. Tam 11.00 civarı toplantının startı verildi. Sunucu kardeşimiz açılışı başlattı. Açılış ile birlikte saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Divan Kurulu oluşturuldu. İl Başkanımız Şadi Özdemir CHP Bursa İl Başkanlığı Faaliyet Raporunun sunumuna başladı. Yaklaşık bir yıllık emek; toplu halde anlatıldığında içinde yaşamış olmama rağmen yaptıklarımıza şaşırdım desem, belki tuhaf karşılanabilir ama gerçekten toplu halde sunulduğunda ve hepsinin dokunabileceğimiz kadar yakınımızda yaşanmış olmasından dolayı hatırladığımda hem şaşırdım hem de gururlandım.
Şadi Özdemir; İl Başkanımız, iş çevresinden yıllardır tanıdığım bir ağabeyim. Daha önce de kendi ile ilgili yazılar yazdım. Bazı arkadaşların bu yazılar ile ilgili düşüncelerini tahmin edebiliyorum ve bu tahminimden de utanıyorum. Çünkü çok alışkın olmadığımız bir duygu; samimiyet... samimiyetin eksik olması beni yaralıyor.
Şadi Özdemir bizim il başkanımız.
Biz il başkanımıza muhalif olmak zorunda değiliz, onun kankası olmak zorunda da değiliz. Doğru zamanda, doğru yerde ona destek vermek, gerektiği yerde de eleştirmek en tabi hakkımız. Ben bu düşünce ile Şadi Özdemir 'e destek verdim, veriyorum. Benim düşüncem bundan sonraki il başkanlığı seçimlerinde Şadi Özdemir 'e bir karne hazırlamak ve karnenin neticesine göre sonraki süreçlerde aday olacağı yerlerde oyumla gereken değerlendirmeyi yapmak... "Hiç eleştirmeyelim" demem, kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama hakkına hukukuna saygılı olmak gerekir. Dolayısıyla yerinde, zamanında eleştiri mutlaka olmalıdır. Dikensiz gül bahçesinde hiç yaşamadım, yaşamadık.
İlk başladığımız günden beri Şadi Özdemir 'in farklı bir yaklaşımı vardı. Çıkış söylemi farklıydı mesela; barışık, çalışkan ve iktidarı hedefleyen parti modeli... CHP 'de böyle bir mücadeleye girmek için insanda nasıl bir meziyet olması gerekir sorusunun cevabını şimdi bile vermekte zorlanırım. Tünel, tren hesabı; gördüğüm ışık güneş mi yoksa trenin farları mı? Barışık parti modeli çok zorlar... Çalışkan parti modeli çok zorlar... İktidarı hedefleyen parti modeli çok zorlar... Zorlar ama hayatta en önemli zaferler zorla kazanılan zaferlerdir. Zorla kazanılan zaferler tarih kitaplarına geçer; Türk Kurtuluş Savaşı gibi mesela...
İl Başkanımız sunumunu yaptı. Bilişimci, iletişimci özelliği ile farkında olarak veya olmayarak farklı düşünce modunda olan katılımcıları daha önce de söylemlerinde kullandığı "başka şeyler yapmak istiyoruz" düşüncesinin yakınına getirdi ve hatta katılımcıları "başka şeyler yapmak istiyoruz" düşüncesine neredeyse dokundurdu. Hissetmek önemli ki sanırım katılımcılar bu farklı yaklaşıma ilk defa bu kadar yakınlaştılar. Şadi Özdemir bilimsel çalışıyor daha doğrusu matematiksel hesaplar üzerinden görerek, hissedilen bir öngörüyle dokunulabilecek bir sonuca gidiyor. Deneme yanılma gibi düşünebilirsiniz ama ben riskin kazandırabileceğini düşünüyorum. Tek düze bir yaşamın, tek düze bir çalışmanın insanoğluna bir şey kazandırmasının imkansızlığını biliyorum hiç değilse...
İş 'te CHP sunumunda CHP İl Başkanlığı Bilişimden Sorumlu İl Başkan Yardımcımız Kemal Atan kardeşim çok başarılıydı.
Sunumu ile sahnede büyüdükçe büyüdü. Tebrik ve teşekkürü hak etti. Şahsen özelden kendisini tebrik ettim. Buradan da teşekkürlerimi iletiyorum kardeşime...
Daha sonra Genel Başkan Yardımcımız Selin Sayek Böke konuşmalarını yaptı.
Selin Hanım gerçekten üst düzey bilgi birikimine sahip bir insan. Cumhuriyetin yetiştirmiş olduğu örnek kadınlarımızdan biri ve Cumhuriyet Halk Partisi 'nin bir değeri. Bizim iddiamız bu işte... Ne güzel; utanarak yazıyorum, bizimle eşit. Neden utanarak yazıyorum dedim; kadın, erkek, köylü, kentli, işçi, patron gibi karşıtları sevmiyorum, sevdiğim Neşet Ertaş 'ın dediği "Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu"... Budur işte... Ötesi olmamalı...
Toplantının sonraki bölümünde katılımcıların konuşmaları başladı. Bir iki konuşmacıdan sonra görüşmemiz gereken üyelerimiz ile görüşmek için salon dışına çıktım. Bir ara salon dışında ilginç bir olay yaşandı, belki ileride, toplum hazır olduğunda bu konuyu yazarım.. Daha sonra özel bir nedenden dolayı toplantıdan ayrılmam gerekti, ayrıldım. Mutlu ve keyifli ayrıldım. Sanırım birçok yönetim kurulu üyesi arkadaşımda toplantıdan memnun ayrıldılar. Emeklerin karşılığı alınmıştı sanki... Bitti mi... Yeni başladık.
Nazım diyor ya;
"Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni"
işte bu dizelerde geçen Irgat Osman 'ın günümüzdeki versiyonu Irgat İsmail 'im ben... Çalışırım, karşılığında kendim için bir şey de istemem.
Beklentim; bütün insanların birbirlerine saygılı bir şekilde özgürce, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, serbest düşünce yapısıyla, serbest inanışıyla, çağdaşlığı hiçbir zaman ıskalamayan bir biçimde, ekonomik, sosyal, kültürel bağlantıları haricinde tam bağımsız bir ülkede yaşamalarıdır.
Bütün insanların birbirlerine saygılı bir şekilde özgürce, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, serbest düşünce yapısıyla, serbest inanışıyla, çağdaşlığı hiçbir zaman ıskalamayan bir biçimde, ekonomik sosyal kültürel bağlantıları haricinde tam bağımsız bir ülkede yaşamaları; İŞ 'TE CHP... ;
Akşamdan başlamış olduğum hazırlığımı tamamladım ve saat 8:40 civarı evden çıktım.
Heyecanım; CHP Bursa İl Başkanlığı 'nın 2. Büyük Buluşma, İş 'te CHP adını taşıyan, 11 Aralık Pazar, yani bugün, saat 11.00 'de, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonu 'nda gerçekleştireceğimiz örgüt toplantısı...
1. Büyük Buluşma, Masanı Seç Harekete Geç örgüt toplantımız çok etkili olmuş ve yeterli kalabalığa ulaşmış, CHP üyelerinin teveccühünü kazanmıştı. Cumartesi akşamı İstanbul 'da yaşanan terör olayının ardından ülkemiz ile ilgili umutlarımızın küllendiği bir zamana denk gelmesi ve duyumunu aldığımız bir iki kara propagandanın 2. Büyük Buluşma örgüt toplantımızı gölgeleyeceği şüphesini yaşamadık diyemem. Uğur Mumcu için söylenen "Vurulduk ey halkım! Unutma bizi" söylemi Cumartesi akşamı İstanbul 'da tekrarlanmıştı. Gencecik insanlarımız mütevazi hayatlarını yaşarken, fidan gibi polislerimiz normal görevlerini yaparken, bilinemeyen, bulunamayan, uyumayan hainlerce hunharca, yine canlı bomba ve bombalı araç ile öldürülmüşlerdi. İçimiz acıyarak ölenlere Allah 'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledik. Her zamanki gibi sanal ortamda da duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaştık. Ben de sayfamdan "Günaydın" demeye utandığım için sonraya ertelediğim günaydın dileğimin altına "İstanbul 'u düşünüyorum, gözlerim yaşlı" diye yazdım. Üzgünüm, üzgünüz ama içimde ölmeyen bir duygu, ölmeyen bir düşünce var, umut fakirin ekmeği, biz buradan çıkarız...
Saat 9:00 civarı Orhangazi Salonundaydım.
Yönetim Kurulu arkadaşlarımla yavaş yavaş çoğalmaya başlarken, salon görevlisi arkadaşların yardımları ile salondaki toplantı hazırlıklarımızı tamamladık.
Üyelerimiz de birer birer gelmeye başlamışlardı. Salon içinde görevliydim. Tam 11.00 civarı toplantının startı verildi. Sunucu kardeşimiz açılışı başlattı. Açılış ile birlikte saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Divan Kurulu oluşturuldu. İl Başkanımız Şadi Özdemir CHP Bursa İl Başkanlığı Faaliyet Raporunun sunumuna başladı. Yaklaşık bir yıllık emek; toplu halde anlatıldığında içinde yaşamış olmama rağmen yaptıklarımıza şaşırdım desem, belki tuhaf karşılanabilir ama gerçekten toplu halde sunulduğunda ve hepsinin dokunabileceğimiz kadar yakınımızda yaşanmış olmasından dolayı hatırladığımda hem şaşırdım hem de gururlandım.
Şadi Özdemir; İl Başkanımız, iş çevresinden yıllardır tanıdığım bir ağabeyim. Daha önce de kendi ile ilgili yazılar yazdım. Bazı arkadaşların bu yazılar ile ilgili düşüncelerini tahmin edebiliyorum ve bu tahminimden de utanıyorum. Çünkü çok alışkın olmadığımız bir duygu; samimiyet... samimiyetin eksik olması beni yaralıyor.
Şadi Özdemir bizim il başkanımız.
Biz il başkanımıza muhalif olmak zorunda değiliz, onun kankası olmak zorunda da değiliz. Doğru zamanda, doğru yerde ona destek vermek, gerektiği yerde de eleştirmek en tabi hakkımız. Ben bu düşünce ile Şadi Özdemir 'e destek verdim, veriyorum. Benim düşüncem bundan sonraki il başkanlığı seçimlerinde Şadi Özdemir 'e bir karne hazırlamak ve karnenin neticesine göre sonraki süreçlerde aday olacağı yerlerde oyumla gereken değerlendirmeyi yapmak... "Hiç eleştirmeyelim" demem, kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama hakkına hukukuna saygılı olmak gerekir. Dolayısıyla yerinde, zamanında eleştiri mutlaka olmalıdır. Dikensiz gül bahçesinde hiç yaşamadım, yaşamadık.
İlk başladığımız günden beri Şadi Özdemir 'in farklı bir yaklaşımı vardı. Çıkış söylemi farklıydı mesela; barışık, çalışkan ve iktidarı hedefleyen parti modeli... CHP 'de böyle bir mücadeleye girmek için insanda nasıl bir meziyet olması gerekir sorusunun cevabını şimdi bile vermekte zorlanırım. Tünel, tren hesabı; gördüğüm ışık güneş mi yoksa trenin farları mı? Barışık parti modeli çok zorlar... Çalışkan parti modeli çok zorlar... İktidarı hedefleyen parti modeli çok zorlar... Zorlar ama hayatta en önemli zaferler zorla kazanılan zaferlerdir. Zorla kazanılan zaferler tarih kitaplarına geçer; Türk Kurtuluş Savaşı gibi mesela...
İl Başkanımız sunumunu yaptı. Bilişimci, iletişimci özelliği ile farkında olarak veya olmayarak farklı düşünce modunda olan katılımcıları daha önce de söylemlerinde kullandığı "başka şeyler yapmak istiyoruz" düşüncesinin yakınına getirdi ve hatta katılımcıları "başka şeyler yapmak istiyoruz" düşüncesine neredeyse dokundurdu. Hissetmek önemli ki sanırım katılımcılar bu farklı yaklaşıma ilk defa bu kadar yakınlaştılar. Şadi Özdemir bilimsel çalışıyor daha doğrusu matematiksel hesaplar üzerinden görerek, hissedilen bir öngörüyle dokunulabilecek bir sonuca gidiyor. Deneme yanılma gibi düşünebilirsiniz ama ben riskin kazandırabileceğini düşünüyorum. Tek düze bir yaşamın, tek düze bir çalışmanın insanoğluna bir şey kazandırmasının imkansızlığını biliyorum hiç değilse...
İş 'te CHP sunumunda CHP İl Başkanlığı Bilişimden Sorumlu İl Başkan Yardımcımız Kemal Atan kardeşim çok başarılıydı.
Sunumu ile sahnede büyüdükçe büyüdü. Tebrik ve teşekkürü hak etti. Şahsen özelden kendisini tebrik ettim. Buradan da teşekkürlerimi iletiyorum kardeşime...
Daha sonra Genel Başkan Yardımcımız Selin Sayek Böke konuşmalarını yaptı.
Selin Hanım gerçekten üst düzey bilgi birikimine sahip bir insan. Cumhuriyetin yetiştirmiş olduğu örnek kadınlarımızdan biri ve Cumhuriyet Halk Partisi 'nin bir değeri. Bizim iddiamız bu işte... Ne güzel; utanarak yazıyorum, bizimle eşit. Neden utanarak yazıyorum dedim; kadın, erkek, köylü, kentli, işçi, patron gibi karşıtları sevmiyorum, sevdiğim Neşet Ertaş 'ın dediği "Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu"... Budur işte... Ötesi olmamalı...
Toplantının sonraki bölümünde katılımcıların konuşmaları başladı. Bir iki konuşmacıdan sonra görüşmemiz gereken üyelerimiz ile görüşmek için salon dışına çıktım. Bir ara salon dışında ilginç bir olay yaşandı, belki ileride, toplum hazır olduğunda bu konuyu yazarım.. Daha sonra özel bir nedenden dolayı toplantıdan ayrılmam gerekti, ayrıldım. Mutlu ve keyifli ayrıldım. Sanırım birçok yönetim kurulu üyesi arkadaşımda toplantıdan memnun ayrıldılar. Emeklerin karşılığı alınmıştı sanki... Bitti mi... Yeni başladık.
Nazım diyor ya;
"Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni"
işte bu dizelerde geçen Irgat Osman 'ın günümüzdeki versiyonu Irgat İsmail 'im ben... Çalışırım, karşılığında kendim için bir şey de istemem.
Beklentim; bütün insanların birbirlerine saygılı bir şekilde özgürce, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, serbest düşünce yapısıyla, serbest inanışıyla, çağdaşlığı hiçbir zaman ıskalamayan bir biçimde, ekonomik, sosyal, kültürel bağlantıları haricinde tam bağımsız bir ülkede yaşamalarıdır.
Bütün insanların birbirlerine saygılı bir şekilde özgürce, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, serbest düşünce yapısıyla, serbest inanışıyla, çağdaşlığı hiçbir zaman ıskalamayan bir biçimde, ekonomik sosyal kültürel bağlantıları haricinde tam bağımsız bir ülkede yaşamaları; İŞ 'TE CHP... ;