BURSA ARENA / Haber Merkezi
KPMG Türkiye koronavirüs salgınının lojistik sektörüne etkilerini değerlendirdi. Tüm dünyada hava, kara ve deniz yolu trafiğinin durmasıyla yolcu taşımacılığının kilitlendiğini belirten KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, en büyük gelir kaybını hava yolu şirketlerinin yaşadığını söyledi. Öner, “IATA hava yolu şirketlerinin Covid-19 kaynaklı küresel zararını 314 milyar dolar olarak öngörüyor” dedi
Covid-19’un lojistik sektörüne etkisini araştıran KPMG Türkiye, salgın sonrası dönemle ilgili değerlendirme yaptı. KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, “Covid-19 salgınının küresel makroekonomik çöküşe doğru yol almasının ana sebeplerinden biri, küresel tedarik zinciri ağının bozulması oldu. Dünyanın hammadde fabrikası olarak kabul edilen Çin’deki faaliyetlerin durması küresel ticaret hacminden başlayarak hemen her ekonominin kılcal damarlarına kadar etki etti” dedi.
Dünyada pek çok ülkenin kara, hava ve deniz yolu yolcu trafiğini askıya almasıyla en güçlü darbeyi hava yolu şirketlerinin aldığını belirten Öner şunları söyledi:
“Uçuşların neredeyse sıfırlanması sektörü vurdu. Yaşanan gelir kaybı, şirketlerin hükümet desteği almadan hayatta kalabilmelerine olanak tanıyamayacak kadar büyük. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği(IATA) havayolu şirketlerinin Covid-19 pandemisi kaynaklı zararını küresel ölçekte 314 milyar dolar olarak öngörüyor. IATA’nın Nisan 2020 Araştırmasına göre sektör temsilcilerinin yüzde 86’sı 6 aydan önce toparlanma öngörmüyor. Üstelik bu sürecin uzaması havayolu şirketlerin üzerlerindeki yükün daha da ağırlaşması anlamına geliyor. ABD havayolu şirketlerinin, hükümet destekleri için SOS taleplerini dile getirmesinin altında yatan temel sebep tam olarak bu.”
Öner; “Nisan ayı DHMİ verileri Türkiye Genelinde ilk 4 ayda yüzde 32’lik uçuş azalışı, yüzde 41 oranında yolcu azalışı rapor ediliyor. Türkiye’de de Sabiha Gökçen Havalimanı'nın kullanımının salgınla mücadele kapsamında geçici süre durdurulduğunu ve sınırlı sayıda yurt içi uçuş için sadece THY’nin yetkili kılındığını hatırlatarak, “Bu durum diğer havayolu şirketleri için oldukça zorlu bir süreç anlamına geliyor” dedi.
Denizde zor yıl
KPMG Türkiye’nin değerlendirmesine göre Covid-19’un etkisi deniz yolu taşımacılığını da benzer bir yükle karşı karşıya bıraktı. Dünya ticaretine ilişkin oldukça önemli bir gösterge olan Baltık Kuru Yük Endeksi, COVID-19’un kuru yük taşımacılığa ilişkin talebi yavaşlatmasıyla birlikte bu yıl Mart ayında son dört yılın en düşük seviyesini kaydetti. Nisan ayı itibarıyla ise bazı şirketlerin yeniden faaliyete geçişiyle birlikte endeks bir nebze toparlanma gösterse de anlamlı bir toparlanma kaydedemedi. Öner, “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Covid-19 nedeniyle küresel gemicilik sektörü için önümüzdeki 12-18 aylık dönemdeki görünümü durağandan negatife çevirmişti. Zayıflayan üretim ve ticaret faaliyetlerine paralel olarak konteyner ve kuru yük gemiciliği için ciddi düşüş gösteren talep, küresel ölçekteki gemicilik şirketlerinin 2020 yılı faiz, amortisman ve vergi öncesi karlarını aşağı çekecektir” diye konuştu.
Covid sonrası dönem
Öner, küresel karantina sonrasını ise şöyle yorumladı:
“Bugün gerek imalat gerekse hizmetler sektöründe faaliyet gösteren şirketler için oyunun adı ‘tedarik zincirinin korunması’ olarak değişti. Online satışa yönelen perakende şirketlerinden otomotiv üreticilerine kadar herkes operasyonel aksamaların önüne geçebilmek için tedarik zincirlerini gözden geçiriyor. Tedarik zincirinde hangi halkanın koptuğunu ya da tehlike altında olduğunu bilen şirketler hızla bu sebeple karşılaşacakları zararı asgariye çekiyor, tedbir almayanlar büyük maliyetlerle karşılaşıyor.
Virüs kontrol altına alındıktan ve hayat normale döndükten sonra, bu süreçte öğrendiğimiz ve adapte olduğumuz pek çok uygulamaya devam edeceğiz. Aldığımız mal ya da hizmet ne olursa olsun memnuniyetimizin temel noktası tedarik zincirindeki etkinlik olacak. Bu nedenle, sektörün bugün zorlandığı konular, geleceğe yönelik en önemli yatırımların yapılması gereken alanlardır. İmalat ve tüketicilerin satın alma davranışları nasıl değişirse değişsin, bunun arka planındaki lojistik süreç şirketlerin geleceği için anahtar olacak"