BURSA ARENA / Haber Merkezi
Türkiye'de milyonlarca kişiyi etkileyen geçim sıkıntısı, 2021'de de halkın başlıca gündem maddesi olmaya devam edecek. Devlet destekleri artırılmazsa, Türkiye’deki yoksul sayısı 2 kat artışla 20 milyona dayanabilir.
Bir yandan yüksek enflasyon ile giderek artan hayat pahalılığı, diğer yandan binlerce iş yerinin faaliyetlerini durdurması sonrasında azalan ya da tamamen kesilen gelirler, Türkiye toplumunda ağır bir gelir kaybı yaratmış durumda. Türkiye’de milyonlarca insan, 2021 yılına işte bu "geçim derdi" endişesi ile girecek. DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, yeni desteklerin devreye girmemesi halinde 2021’de toplumdaki yoksul sayısı ikiye katlanacak.
AB ülkeleri ile makas açılıyor
Türkiye'de 2020'nin başında 339 dolar seviyesinde olan asgari ücret, yılın son günlerinde 290 dolarlara kadar geriledi. TÜRK-İŞ tarafından dört kişilik bir ailenin zorunlu ihtiyaçları için harcaması gereken tutar olarak belirlenen açlık ve yoksulluk sınırı ise son 1 yılda yüzde 20 artış kaydetti. Buna göre, Kasım 2020 itibariyle 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 516 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 8 bin 197 TL’ye çıkmış durumda.
Ülkede yüzde 14’ü aşan enflasyon ve Türk Lirası’ndaki (TL) değer kaybının devam ediyor oluşu yoksul sayısını hızla artırırken, Türkiye’nin toplumsal refah konusunda Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile arasındaki makas da giderek açılıyor. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan son satın alma gücü paritesine göre, Türkiye "satın alma gücü paritesi"nde, Avrupa ortalamasının yüzde 41 altında kaldı. 27 AB ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 59 oldu. Satın alma gücü paritesi, farklı ülkelerin gelir seviyesini karşılaştırmada daha etkin bir ölçüt olarak kabul ediliyor.
"Yoksul sayısı iki kat artabilir"
2021’de ekonomide yaşanabilecek olası sıkıntıları DW Türkçe’ye değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı’ya göre, Türkiye çok önemli bir eşikte bulunuyor. Pandemi döneminde toplumun hızlı bir yoksullaşma sürecine girdiğini dile getiren Prof. Günçavdı, "Şu anda Türkiye, yaklaşık yüzde 14’lük yoksulluk oranıyla OECD ülkeleri içerisinde kötü bir yerde duruyor. Pandeminin etkisi ile birlikte bu oranın yüzde 25’e kadar çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu da yaklaşık 11 milyon olan yoksul sayısının yaklaşık 2 kat artması anlamına geliyor" diye konuşuyor.
"Mutlak yoksul sayısı 8 milyona ulaşabilir"
Prof. Günçavdı’ya göre, hükümet yetkilileri "Türkiye’de aşırı yoksulluk yok" dese de, rakamlar bu durumun tersine işaret ediyor. Günçavdı, özellikle Dünya Bankası tarafından "mutlak yoksulluk" olarak kabul edilen "günde 1,9 doların altında para kazananların sayısı"nda patlama olabileceği uyarısında bulunuyor. Türkiye’de Dünya Bankası standartlarına göre "mutlak yoksul" olarak tanımlanan yaklaşık 700 bin kişi olduğuna işaret eden Günçavdı, "Ancak pandeminin etkisi ile simüle edildiğinde ve devletin 2021’de çok daha ciddi hane destekleri sağlamaması halinde, bu sayının 8 milyona dayanması ihtimali var" şeklinde konuşuyor.
Pandemide birçok iş yeri ekonomik zorluklar nedeniyle kapanmak zorunda kaldı
İşsizlik ve enflasyon 2021’de de yükselecek mi?
2021’e girerken, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme, enflasyon ve işsizlik beklentileri de olumsuza dönmüş durumda. Türkiye ekonomisi, pandeminin ilk dalgası olan 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 gibi çok sert bir daralma yaşadı. Haziran ayı ile birlikte normalleşme adımları atan Türkiye, üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 büyüyerek pek çok ülkeyi geride bıraktı. Ancak uzmanlara göre, 2020 yılının tamamında yüzde 0-1 arasında büyümesi beklenen ülke ekonomisi, 2021 yılında hükümetin koyduğu yüzde 5,8’lik büyüme hedefini tutturamayacak. Öte yandan ihtiyaçlarını karşılamak için banka kredilerine yönelen milyonlarca vatandaş, 2021’i ağır bir borç yüküyle karşılayacak. Zira tüketici kredileri 2020’nin 11 ayında yüzde 46 artışla 675 milyar TL’ye ulaşmış duruma.
2021’deki en önemli gündem başlıklarından biri de işsizlik olacak. Son açıklanan verilere göre, Türkiye’de işsizlik oranı Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 iken, pandemi döneminde 1,1 puan azalarak yüzde 12,7 olarak gerçekleşti. İş aramayı bırakanlar da katılarak hesaplanan geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 30’a ulaşmış durumda. 2021’de Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) ve işten çıkarma yasağı gibi uygulamaların kaldırılması ile birlikte, işsizler ordusuna yeni yüzbinlerin katılması bekleniyor. Yeni yılda iş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısı ise her geçen gün artıyor.
"Son 1 yılda 1,4 milyon kişi iş bulma umudunu kaybetti"
DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, işsizlik 2021 yılında da en can yakıcı sorunlardan biri olmaya devam edecek. Türkiye’de 1 yıldan uzun bir süredir iş arayanların oranının yüzde 25’i geçtiğine dikkat çeken Prof. Alçın, "Bu şu anlama geliyor: İşini kaybeden her dört kişiden biri, bir yılı aşkın bir süredir iş bulamıyor" diyor. Öte yandan resmi rakamlara göre son 1 yılda yaklaşık 1,4 milyon kişininiş bulmaümidini kaybettiğine işaret eden Alçın, "İş arama süresi uzadıkça, insanlar iş aramaktan vazgeçiyor" diye konuşuyor.
Son açıklanan verilere göre, geçen yıl Kasım ayında yüzde 10,56 olan tüketici enflasyonu, Kasım 2020’de yüzde 14’ü aşmıştı. 2021’de yüksek enflasyon, yani hayat pahalılığının da artarak devam edeceğini ifade eden Prof. Dr. Sinan Alçın, "Merkez Bankası da gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklı olarak enflasyonda artış bekliyor. Mart 2021’e kadar enflasyon yüzde 19’lara kadar çıkabilir" diyor.
"Elektrik, su ve doğalgaz vergileri 6 ay alınmasın"
Çalışanlar ve işsizler ile birlikte, pandemi nedeni ile iş yerlerini kapatmak zorunda kalan veya ağır gelir kayıplarına uğrayan yüz binlerce esnaf da 2021’de hayatta kalma mücadelesi vermeye hazırlanıyor. Türkiye genelinde 1,8 milyon esnaf ve zanaatkarı temsil eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Bendevi Palandöken, iflasların önüne geçilebilmesi için hem esnafın hem de vatandaşın elektrik, su ve doğalgaz faturalarına uygulanan vergilerden 6 ay vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor.
İş dünyası "acil reform" çağrısı yapıyor
İş dünyasının bir diğer talebi de ekonomide köklü yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesi. Türkiye iş dünyasının en büyük çatı kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) Başkan Vekili Rifat Hisarcıklıoğlu, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Ekonomi yönetimi kamuoyuna açıkladığı gibi, reformlara odaklanmalı. Hem salgın sonrası döneme hazır olmamızı sağlayacak, hem de yatırımcılara güven verecek bir program tasarlamalıyız" dedi.
Dünya ekonomisinin 2009 küresel krizinden beri en kötü zamanını yaşadığına işaret eden TOBB Başkanı, şu görüşleri dile getirdi: "Yapısal reformları hayata geçirerek, 2021’i yeni bir başlangıca çevirebiliriz. Ekonomideki hasarların tamiri elbette vakit alacaktır ama bu yönde atılacak ciddi ve kararlı adımlar ileriye dönük ümitleri artıracaktır."
A.Ekin Duran ©Deutsche Welle Türkçe