BURSA ARENA / Haber Merkezi
Türkiye, Mursi sonrası düşük profilli bir ilişki kurduğu Mısır'la normalleşme adımları atıyor. Peki Erdoğan ve el Sisi yan yana gelir mi? Ya da Kahire ile Doğu Akdeniz'de bir deniz yetki anlaşması imzalanması mümkün mü?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'nin Mısır'la Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları konusunda müzakere yapılabileceğini, hatta anlaşma da imzalanabileceği duyurması dikkatleri Ankara-Kahire hattındaki "kırılgan ilişkiye" çevirdi. Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi'nin Muhammed Mursi'yi 2013'te darbeyle devirmesine Türkiye sert tepki koyduğu için son 8 yıldır Ankara-Kahire hattında diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde ilerliyordu.
İkili ilişkilerin yumuşayabileceğine ilişkin ilk sinyaller ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye ile Mısır istihbarat servisleri arasında görüşmeler olduğunu geçen yıl duyurmasıyla geldi. Sonrasında taraflar dışişleri bakanları düzeyinde görüşmeler gerçekleştirdi.
Mısır'ın Doğu Akdeniz'de Türkiye ile sorun yaşadığı Yunanistan'la Deniz Yetki Anlaşması imzalarken Türkiye'nin kıta sahanlığına dokunmaması da Ankara'nın Mısır'a karşı yeni normalleşme adımları ve iyi niyet beyanları ortaya koymasının önünü açtı.
Mısır, Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetlerini, çıktığı ihalede ilan ettiği alanı 28'inci meridyenin doğusunda, yani Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e 2019'da bildirdiği Türk kıta sahanlığının güney sınırında sınırlandırmış, geçen yıl da Yunanistan'la Doğu Akdeniz'de deniz sınırlarını belirlerken sınır çiziminin Meis Adası'ndan başlatılmasını isteyen Atina'ya karşı çıkmıştı. Kahire'nin bu tutumu da Ankara'da memnuniye yaratmıştı.
Ankara şimdi Mısır'ın Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile hareket etmesi nedeniyle Kahire'ye karşı "soğuk ve temkinli" adımlar atsa da Mısır'la "diyalog fırsatı"nı da dışlanmıyor. Kahire ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda özellikle son dönemde "iyimser" bir yaklaşım içinde olduklarını belirten Türk Dışişleri yetkilileri, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, Bakan Çavuşoğlu'nun "müzakere sinyali" olarak görülen açıklamayı yapmasının ardında Kahire yönetiminin Türkiye'nin uluslararası hakkına saygı göstermesinin yattığını aktardı.
Prof. Dr. Serhat Güvenç
"Normalleşme şart"
Peki şimdi gerçekten Bakan Çavuşoğlu'nun söylediği gibi Ankara ile Kahire, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarını müzakere edip anlaşma imzalama yoluna girebilir mi?
Uluslararası İlişkiler uzmanı Prof. Dr. Serhat Güvenç'e göre diplomatik ilişkiler bütünüyle normale dönmeden Ankara-Kahire hattında deniz yetki alanı konusunda ikili bir anlaşma olması mümkün görünmüyor.
Gelişmeleri DW Türkçe'ye değerlendiren Güvenç, "Mısır, Yunanistan'la anlaşma yaparken Türkiye'nin yaşamsal çıkarlarına hassasiyet gösterdi, Türkiye'nin nasırına basmadı. Belki şaşırtıcı görünebilir, ama Mısır genel olarak bölgesinde devlet geleneğine sahip bir ülke. Türkiye'yle çıkarlarını, işbirliğini alıp da çöpe atmadı. Ama deniz yetki alanında anlaşma ancak diplomatik ilişkilerin normalleşmesiyle olur" tahmininde bulunuyor.
Kahire, Ankara'yla ilişkilerin normalleşmesi için öncelikli olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır Devlet Başkanı el Sisi'ye sert eleştiri niteliğindeki sözlerine son vermesini bekliyor. Ankara ise dışişleri bakanları düzeyindeki temasın aslında normalleşme için "güven artırıcı" adım olarak görülmesinden yana.
Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi
Taraflar, darbe sonrası Mısır'dan kaçarak Türkiye'ye gelen Müslüman Kardeşler bağlantılı kişiler konusunda da görüşmelerini sürdürüyor. Kahire, bu kişilere Ankara'nın destek vermediğinden emin olmak için Türkiye'ye dönük sorgulamasını sürdürüyor.
Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığı da Mısır için rahatsızlık kaynağı. Mısır, Türkiye’nin bu varlığı ile bölgede anlaşmazlıkların yolunu açtığını, Suriye'den çok sayıda cihatçının silahlı unsuru Libya’ya getirilmesinde rol oynadığını iddia ediyor.
Ankara ise dışişleri bakanları düzeyindeki ilişkilerin karşılıklı büyükelçi atamaları ile daha ileri bir aşamaya taşınacağına dönük kendisine hedef koymuş durumda. Mısır'ın ikili ilişkilerin gelişmesi adına ortaya koyduğu çekincelerinin giderilebileceğini düşünüyor.
"Diplomasinin soğuk mantığı işlemeli"
Peki bu durumda ne yapılabilir?
İran başta olmak üzere Ortadoğu ve ABD'de görev yapmış olan emekli büyükelçi Bozkurt Aran, Türkiye ile Mısır arasında bir çıkar çatışması olmadığının dikkate alınarak adımlar atılmasını istiyor. Peki ne tür adımlar atılmalı? Aran, DW Türkçe'ye şöyle anlatıyor:
"1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi, bölge ülkelerinin denizlerde işbirliği söz konusu olduğunda birbirleriyle görüşmeleri gerektiğini söylüyor. Bakan Çavuşoğlu, bir iyi niyet beyanı ortaya koymuştur. Bundan sonra diplomasinin soğuk mantığı işletilmeli, karşılıklı çıkarlar gözetilmelidir. Mısır'ın yanı sıra İsrail'le de ilişkilerin normalleşmesi mümkündür."
Ortadoğu uzmanı Oytun Orhan
"Devletler arasında kalıcı düşmanlık olmaz"
Ortadoğu uzmanı Oytun Orhan da Ankara-Kahire ilişkisinde siyasi sorunların sürdüğünü ancak siyasi sorunların en derin yaşandığı dönemde bile diplomatik ilişkilerin bütünüyle kopmadığını vurguluyor.
İki ülke için de Libya ve Doğu Akdeniz'de işbirliği fırsatı olduğunu söyleyen Orhan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun son açıklamasıyla Ankara'nın "ikili işbirliği ve çıkar" ilişkisine odaklandığını söylüyor.
Ankara'da hükümet çevrelerinde konuşulan "devletler arasında kalıcı düşmanlık olmaz" tezinin doğru ve güçlü olduğunu düşünen Orhan'a göre Ankara'nın Mısır ve İsrail'le ilişkilerde açılım politikasında ilerlemesinden daha doğal bir şey yok.
Orhan, "Önümüzdeki süreçte siyasi liderlerin gerginliği tırmandıracak adımlardan kaçınacağı açık. Taraflar, güven artırıcı önlemleri geliştirmeye odaklandılar. Erdoğan ile Sisi'yi aynı fotoğraf karesinde göremeyiz ama iki liderin de Türkiye-Mısır ilişkisini geliştirecek açıklamalar yapacağı ortada" diyor.
Hilal Köylü / Ankara © Deutsche Welle Türkçe