BURSA ARENA / Haber Merkezi
Yeni tip coronavirüs (Covid-19) pandemisinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da istikrarsızlığa yol açması nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ve bu bölgelere oranla gelişme seviyeleri daha yüksek bölgelere yönelen sığınmacı sayısında önemli bir artış yaşanabileceği düşünülüyor.
Nitekim, Malta merkezli Avrupa İltica Destek Ofisinden (EASO) yapılan açıklamaya göre, Covid-19 nedeniyle alınan tedbirler nedeniyle martta Avrupa'ya gelen sığınmacı sayısında bir önceki aya göre yarı yarıya düşüş yaşanmış fakat bununla birlikte, salgının Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da gıda sıkıntısı ve güvenlikte istikrarsızlığa yol açabilme ihtimalinin orta vadede sığınmacı akınını tetikleyebileceği uyarısı yapıldı..
Ayrıca açıklamada, bölgedeki DEAŞ, IŞİD, HTŞ gibi terör örgütlerinin de muhtemel bir istikrarsızlıktan faydalanarak hakim güç olma çabalarıyla güvenlik açısından bir tehdit olabileceği de aktarıldı.
Böyle bir senaryo ile karşı karşıya kalan AB ülkelerinin, bununla başa çıkmada zorlanacağına vurgu yapan EASO, "Covid-19 kaynaklı istikrar bozucu etmenler, gelecekte sığınmacı trendlerini etkileyebilir" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) Başkanı Dan Smith yaptığı bir açıklamada, corona krizi nedeniyle uluslararası gerginliklerin ve terörün artabileceği uyarısında bulundu. Smith açıklamasında, bu durumun en fazla Irak ve Suriye’yi etkileyeceğini vurguladı. Dünyanın başka bölgelerindeki krizlere de işaret eden SIPRI Başkanı Smith, Afrika Boynuzu bölgesinde veya Batı Afrika'da bulunan Nijerya ya da Mali gibi ülkelerde de yeni gerilimler yaşanması tehdidi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Bir taraftan corona salgını nedeniyle oluşan kriz, diğer taraftan coronaya bağlı artma ihtimali yüksek olan terör faaliyetleri, oldukça hassas olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinden dünyanın geri kalan bölgelerine göçün artması elbette kaçınılmaz olacaktır. Fakat bu durumdan etkilenecek tek bölge Avrupa değildir. Zira özellikle Türkiye, Orta Doğu açısından geçiş güzergahında olması nedeniyle göç tehdidine maruz kalacak olan bir ülke konumundadır.
Suriye’den kaynaklanan sığınmacı göçü için tampon bölge görevini üstlenen Türkiye’nin yeni bir göç dalgası için de aynı görevi üstlenmesi beklenemez. Çünkü, hem son 10 yılda edinilen tecrübeleri, hem de Avrupa Birliği üyesi devletlerle yaşadığı sorunlar Türkiye’nin yeniden göçü önleyici görev üstlenmesi sorunların kartopu misali büyümesine yol açabilir.
Yazan: Kübra Ünlü - 21. YY Türkiye Enstitüsü
Kaynak: BBC, DW