Çin’in Afrika Kıtası’ndaki varlığı, geçen perşembe günü Washington’da sona eren ABD-Afrika zirvesine gölge düşürdü. Gözlemciler zirveyi, ABD yönetiminin Kıta’daki Çin yükselişiyle mücadele girişimi olarak değerlendirdi.
ABD’li yetkililer, Çin’i Kıta’daki devasa altyapı projeleriyle Afrika ülkelerine bir ‘borç tuzağı’ yüklemekle suçluyor.
Analistler, ABD’nin mevcut hamlesinin Çin’in yükselişine geç kalınmış bir tepki olarak geldiği görüşünde. Ayrıca Çin’i borçla Afrika Kıtası’na hakim olmaya çalışmakla suçlayan açıklamaların, Çin’in başarısını küçümsemeye ve Batı’nın Afrika’daki yokluğuna veya ‘kötü şöhretli’ varlığına yönelik eleştirileri hafifletmeye yönelik siyasi girişimler olduğunu dile getirdiler.
Çin’in ABD Büyükelçisi Qin Gang geçen pazartesi günü Qin Gang, Pekin’in Afrika ülkelerine borç stokladığı yönündeki suçlamaları yalanladı. Büyükelçi, Kıta’nın Batılı özel sektör ve kurumlara Çin’e olandan çok daha fazlasını borçlu olduğunu vurguladı. Afrika ülkelerinin Batı kurumlarına Çin’e olan borçlarının üç katını borçlu olduğuna değinen bir Batı raporuna atıf yaptı.
Rapor, geçen temmuz ayında ‘Debt Justice’ kuruluşu tarafından yayınlandı. Dünya Bankası verilerine dayandırılan rapor, Afrika hükümetlerinin dış borcunun yalnızca yüzde 12’sinin Çinli borç verenlere, yüzde 35’inin ise Batılı özel borç verenlere olduğunu ortaya koydu.
Raporda bu borçların Batılı bankalara, varlık yöneticilerine ve petrol tüccarlarına ait olduğu ve Çin’in uyguladığı faize kıyasla iki kat faiz uygulandığı kaydedildi. Bu çerçevede Çin Büyükelçisi, Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çin’in Afrika’ya yaptığı yatırım ve finansman yardımı bir tuzak değil” diyerek ABD’yi Afrika’ya Yardım için zirveden somut ve pratik önlemler almaya çağırdı. Büyükelçi ayrıca, Afrika ülkelerinin ‘jeopolitik oyunlar’ oynamak için değil ‘Afrikalıların yararına, Çin ile ABD arasında da olmak üzere uluslararası iş birliği için bir arena olması’ gerektiğini dile getirdi.
ABD ile Sahra Altı Afrika arasındaki ticaret hacmi, 2019 yılına göre yüzde 22 artışla geçen yıl 44,9 milyar dolara ulaştı. Ancak bölgedeki doğrudan yabancı yatırım 2021’de yüzde 5,3 düşerek 30,31 milyar dolara geriledi.
Afrika ile Çin arasındaki ticaret, geçen yıl yaklaşık yüzde 35’lik artışla 254 milyar dolara yükseldi. ABD Ticaret Bakanı Yardımcısı Don Graves, yaptığı açıklamada ABD’nin Çin’in Afrika’daki doğrudan yabancı yatırımı geçmesiyle geride kaldığını kabul etti. Ancak ABD’nin Afrika’da halen ‘tercih edilen ortak’ olduğunu dile getirdi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ülkesinin gelecek üç yıl içerisinde Afrika’da 55 milyar dolar harcamayı taahhüt edeceğini söyledi. Sullivan, doğrudan Çin’in adını zikretmezken, “ABD’nin önümüzdeki üç yıl içinde taahhüt edeceklerini diğer herhangi bir ülkenin taahhütleriyle karşılaştırırsanız, çok olumlu davrandığımıza inanıyorum” dedi. ABD Başkanı Joe Biden zirvede, Avrupa Birliği (AB) ile en büyük 19 ekonomik gücün yer aldığı G20 zirvesinin, Kıta’nın rolünü güçlendirmek için AB’yi içermesi fikrini kabul etti.
Biden yönetiminin kıtayı ihmal ettiği yönündeki eleştirilerine rağmen bu durum, yetkililerinin Çin’in Afrika’daki politikalarını eleştirmelerine engel olmadı. Geçen yıl Nijerya’ya yaptığı ziyaret sırasında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Uluslararası altyapı anlaşmaları genellikle anlaşılmaz ve zorlayıcıdır. Ülkelere yönetilemez borç yükü yükler” açıklamasında bulundu. Blinken’den önce de eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, Pekin’i Afrika’da ‘borç diplomasisi’ uygulamakla suçladı.
ABD merkezli Washington Post gazetesi tarafından geçen şubat ayında yayınlanan bir analizde Çin’in bankalarının koronavirüs pandemisi ortaya çıkmadan önce Afrika ülkelerine ‘önemli’ bir borç yapılandırması sağladığı ve bunu pandemi sürecinde de devam ettiği belirtildi.
Analize göre araştırmacılar, 2000’den 2019’a kadar on Afrika ülkesinde 7,5 milyar dolar değerinde 16 borç yapılandırma durumu belgeledi. Araştırmacılara göre Çin, değeri 3,4 milyar dolardan fazla en az 94 faizsiz kredi borcu sildi.
Eski Mısırlı diplomat ve Afrika meseleleri uzmanı Mana Ömer, Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:
“İster Çin ister Batılı güçler olsun, iki taraf da her şeyden önce kendi çıkarlarını önemsiyor. Ancak Çin, son yıllarda Kıta’nın öneminin daha fazla farkında. Çin, Afrika ülkelerini borç tuzağına düşürmeye çalışmıyor. Aksine çıkar alışverişine dayalı seçkin ve sürdürülebilir ilişkiler arıyor. Bu durum, Çin’in ABD ile Tayvan konusundaki anlaşmazlığı gibi mevcut ve gelecekteki uluslararası stratejik anlaşmazlıklarda kendi lehine Afrika pozisyonlarını güvence altına alma girişimiyle çelişmiyor. Afrika’nın ABD ve Avrupa ulusal güvenliği için öneminin farkına varılmasına rağmen ABD’nin vaatleri, açıklamaları ve büyük mali bütçeleri, Afrika halk çevrelerinde büyüyen ve biriken kötü duygulara ek olarak Çin ve Rusya’nın doldurduğu Kıta’da biriken ihmale dayanabilecek bir gerçeklik haline gelmeyebilir.”
Mana Ömer, merkezi Çin sisteminin doğasının, uzun vadeli gündemleri olan stratejilerin ve projelerin uygulanmasıyla uyumlu olduğuna ve siyasi veya ideolojik olmayan sürekli çaba gerektirdiğine dikkati çekti. Ömere’e göre Pekin, sistemler ve kültürler üzerinde hegemonya kurma fikrinden de kaçınıyor ve Afrika’da iyi bir itibara ve ABD tarafının sahip olmadığı bir deneyim birikimine sahip.
Ömer açıklamasının devamında enerji başlığının etkilerine dikkat çekti:
“Nihayetinde ABD kapitalizmi, ABD özel sektörünü kontrol edemez. Bu, Rusya- Ukrayna savaşında Biden ile onun siyasi yönetiminin direktiflerine yanıt vermeyen enerji ve akaryakıt şirketleri arasındaki anlaşmazlıkta tanık olduğunu ve faturasını ABD vatandaşının ödediği bir durum.”
Afrikalı liderleri tüm girişimlere yönelik pratik ve gerçekçi politikalar benimsemeye çağıran Mana Ömer, gündemlerini ve vizyonlarını empoze etmeleri, dünyanın artık ‘Kıta’nın potansiyelinin ve dünyanın ekonomik ve jeopolitik geleceği için öneminin’ farkına vardığını anlamaları gerektiğini vurguladı.
Afrika meseleleri uzmanı Joseph Murad Emin de Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “ABD ve Batılı tarafların açıklamalarında öne sürdükleri şey, Kıta’yı ihmal etmelerinin, başarısızlıklarının ve Çin’e yetişmekte gecikmelerinin üzerini örtmeye çalışmaktır” dedi.
Emin, Çin’in şu an ve gelecekteki çıkarlarına ulaşmada başarılı olan gerçekçi stratejilere göre çalıştığına dikkat çektiği açıklamasının devamında “Çin’in bu gerçekliği, Afrika ülkeleri için açısından çok faydalı” değerlendirmesinde bulundu.
Aynı şekilde ‘borç tuzağı’ iddiasını asılsız olduğunu vurgulayan Emin, “Çünkü Batılı ülkelerin ve hatta Batı yönelimini benimseyen uluslararası kredi kuruluşlarının Afrika’da milyarlarca borcu var” dedi. Joseph Murad Emin, ABD ve Batı’nın başarılı olmak istiyorlarsa Afrika’daki iş birliğini ve yatırımı siyasallaştırmaktan kaçınmaları gerektiğini vurguladı.
Emin, Afrikalı liderlerin ‘sürdürülebilir kalkınma, ekonomik ve güvenlik hedeflerine ulaşmak ve Kıta’nın kronik sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak için çeşitli uluslararası güçlerin Afrika’ya yönelik bu ivmesini ülke ve halklarının yararına kullanmaları gerektiğini’ dile getirdi.
Şarku'l Awsat Ortadoğu Haber Ajansı
Kahire / Tamer el-Hilali