Pazartesi günü merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerle tüm Türkiye sarsıldı. Depremlerden binlerce insan zarar görürken etkisi yurt sınırlarını aştı ve Suriye’de de şiddetini hissettirdi. Her iki ülkede de ölü ve yaralı sayısı zaman geçtikçe artarken, kurtarılma haberleri de umut olmaya devam ediyor.
Pek çok kişi sosyal medyada deprem karşısındaki hislerini dile getirirken Japonya’da neden bu kadar ölümcül değil de Türkiye’de etkisi bu kadar yıkıcı diye sorguluyor. Bazı yabancı uzmanlar yaşanan depremin bu kadar çok hayata mal olma nedenini işte şu şekilde açıklıyor:
YAŞANAN EN ÖLÜMCÜL DEPREMLERDEN
University College London’daki Risk ve Afetleri Azaltma Enstitüsü başkanı Prof Joanna Faure Walker, 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki depremin de “büyük” olarak sınıflandırıldığını belirtiyor. Yaklaşık 100 km’lik bir fay hattı boyunca kırılarak, fayın yakınındaki binalarda ciddi hasara neden olduğuna dikkat çekiyor: “Şimdiye kadar yaşanan en ölümcül depremlerden sadece ikisi.”
Ancak Walker’a göre yıkıma neden olan sadece sarsıntının gücü değil. Uzman isim, depremin sabahın erken saatlerinde insanlar uyurken gerçekleşmesini de ölümlerde etkili olduğunu söylüyor ve aynı zamanda binaların sağlamlığı üzerinde duruyor.
Portsmouth Üniversitesi’nde volkanoloji ve risk iletişimi alanından Dr Carmen Solana ise şöyle diyor: “Dirençli altyapı maalesef Güney Türkiye’de ve özellikle Suriye’de düzensiz, bu nedenle hayat kurtarmak artık çoğunlukla müdahaleye bağlı. Hayatta kalanları bulmak için özellikle ilk 24 saat çok önemli.”
1822’NİN TEKRAR GÖSTERİMİ
Ayrıca uzmanlar bölgenin geçmişine de dikkat çekerek 13 Ağustos 1822 Halep Depremi’ni hatırlatıyor. Deprem, yalnızca Halep şehrinde kaydedilen 7.000 ölümle, bölgedeki kasabalarda büyük hasara yol açtı. Zararlı artçı sarsıntılar yaklaşık bir yıl devam etti.
British Geological Survey’den Araştırma Görevlisi Roger Musson da Doğu Anadolu fayının iki yüzyılı aşkın süredir 7 büyüklüğünde bir deprem yaşamadığını, bunun da insanların bu durumun ne kadar tehlikeli olduğunu ihmal etmesine neden olabildiğini söylüyor. Musson, son büyük depremin üzerinden çok uzun zaman geçtiği için oldukça fazla enerji birikmiş olabileceğini belirtti.
Ayrıca diğer meslektaşları gibi bu depremin 13 Ağustos 1822’de aynı bölgede gerçekleşen depreme benzemesine dikkat çekti: “Muazzam miktarda hasara, bütün kasabaların harabeye dönmesine ve on binlerce can kaybına neden olmuştuu. Bu depremin artçı sarsıntıları, ertesi yıl haziran ayına kadar devam etti.”
DÜZENSİZ ALTYAPI
Musson, depremin ölümcül olmasının nedeni olarak sabah 04.17’de gerçekleşmesi üzerinde de duruyor. Uzman isim, ayrıca binaların inşasının da büyük depremlere duyarlı bir bölge için yeterli olmadığını söylüyor.
İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nden bir volkanolog olan Carmen Solana da depremlerin önceden tahmin edilememesi nedeniyle, etkilenen bölgelerde sarsıntıya dayanıklı binaların çok önemli olduğunu söyledi: “Dirençli altyapı ne yazık ki Güney Türkiye’de ve özellikle Suriye’de düzensiz, bu nedenle hayat kurtarmak artık çoğunlukla hayatta kalanları kurtarma çabalarına bağlı” diye ekledi.
1999 depremine cevaben, Türkiye hükümeti 2004 yılında tüm yeni inşaatların depreme dayanıklılık standartlarını karşılamasını zorunlu kılan bir yasa çıkarmıştı.
University College London Risk ve Afet Azaltma Enstitüsü başkanı Joanna Faure Walker, Türkiye’yi son felaketten sonra mevzuata uyup uymadığını kontrol etmeye çağırdı. Ayrıca eski binaların güvenliğini iyileştirme olasılığı olup olmadığının da gözden geçirilmesi için çağrıda bulundu.
University College London’da bir volkanolog olan Bill McGuire da “Suriye’de birçok yapı on yılı aşkın bir süredir devam eden savaş nedeniyle zaten zayıflamış durumda” dedi.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK KARA DEPREMİ”
Japon Profesör Shinji’ye göre ise Türkiye’deki depremi dünyanın en büyük kara depremlerinden biri olarak tanımladı.
Japon deprem uzmanı Profesör Shinji Toda, Kahramanmaraş merkezli depremlerin dünyada karada meydana gelen en büyük depremlerden olduğunu söyledi.
Tohoku Üniversitesindeki Uluslararası Afet Bilimi Araştırma Enstitüsü Profesörü Shinji, Türkiye’de gerçekleşen depremlere ilişkin Japonya’nın Asahi Shimbun gazetesine konuştu.
Shinji, Türkiye’deki sarsıntıların, dünyada karada meydana gelen en büyük depremlerden olduğunu belirterek; “Beklenmedik büyük bir depremdi” ifadesini kullandı.
Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Arap Levhası ile Anadolu Levhası arasındaki sınırda yer aldığına işaret eden Shinji, depremin büyüklüğüne ek olarak, merkez üssünün yüzeye yakınlığının da büyük hasara neden olduğunu kaydetti.
Shinji, depremin enerji miktarının, 1995 Büyük Hanshin-Awaji Depremi ve 2016 Kumamoto Depremi’nin on katından fazla olduğunu vurguladı. (Sözcü)