İstanbul’un en önemli tatlı su kaynaklarından olan Terkos Barajı'nın doluluk oranı yüzde 18'in altına düştü. Göl artık kuruma tehlikesi ile yüz yüze...
Küresel ısınma tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gözle görülür bir şekilde hissediliyor.
Ormanların tahribatı, sera gazındaki hızlı artış, motorlu taşıtların yaydığı zararlı gazlar gibi sayısız etken bu ısınmayı her geçen gün daha da arttırıyor.
İstanbul, küresel ısınmanın sonuçlarından en çok nasibini alan şehirler arasında yer alıyor.
İSKİ verilerine göre İstanbul barajlarının doluluk oranı bugün itibariyle sadece yüzde 30.97.
En az 4 buçuk metre su kaybı var
İstanbul’un en önemli tatlı su kaynaklarından Terkos Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 18'inin altına indi.
Göl yaklaşık üç yıldır kritik seviyenin üzerine çıkamıyor.
Bölgeye yeterli yağışın inmemesi ve buharlaşma, bunun en önemli iki nedeni olarak gösteriliyor.
5 kilometre genişliğe, 12 kilometre uzunluğa sahip Terkos Gölü’nün en derin noktası 11 metre olarak belirtiliyordu.
Bugün ise en derin noktanın 6-7 metrelere kadar indiği tahmin ediliyor.
Sadece İstanbul yeterli değil
Balaban Köyü Terkos Gölü’nün hemen yanında yer alıyor.
Geçmişte köyün büyük bir çoğunluğu balıkçılıkla geçimini sağlıyordu.
Gölün çekilmesi ekosistemi de olumsuz etkileyince balıkçılar köyü teker teker terk etmek zorunda kaldı.
TRT'den Srhan Sevin'in özel haberine göre, köyün muhtarlığını yapan Harun Reşit Yılmaz, gölün eski seviyesine gelmesi için yağmurun sadece İstanbul’a yağmasının yeterli olmayacağını söylüyor.
Düşünmemiz lazım
Gölün özellikle Balkanlardan gelen akarsular ile beslendiğinin altını çizen Yılmaz, gölün İstanbul için önemine değiniyor.
Terkos için “İstanbul’un can damarı” diyen Yılmaz, kurumanın göçmen kuşlar ve diğer canlılar için de olumsuzluklar doğurduğunu dile getiriyor.
Köylüler olarak su tasarrufuna gittiklerini anlatan Yılmaz, aynı fedakarlığı bütün İstanbullulardan da beklediklerini söylüyor.
“Musluğu açarken bile yarın ne olur diye düşünmemiz lazım. Bu kış için bir şey söyleyemem. Umarım güzel yağışlar alıp hem gölü hem de İstanbulluları kurtarırız.”