BURSA ARENA / Haber Merkezi
Bursa Su Kolektifi her ayın 22'sinde gerçekleştirdiği basın açıklaması için bugün de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önündeydi.
Yapılan açıklamada “İznik Gölü’nün insafsızca kirletilmesine ve rant odaklı zihniyet çerçevesinde hunharca kullanılmasına üzülerek şahit oluyoruz” ifadeleri kullanıldı.
‘İznik Gölü’nde ekosistem zarar görüyor’
İznik Gölü, Türkiye’nin beşinci Marmara’nın birinci büyük gölü ve zengin bir biyoçeşitliliğe sahip. Kıyılarında bulunan sazlıklar ise pek çok balık ve kuş türü için üreme alanı.
Açıklamada “Maalesef yakılan sazlık alanlar, kıyıların vahşice turizme feda edilmesi, İznik ve Orhangazi ovalarından tarım için aşırı su çekilmesi, Cargill, Gemlik Gübre ve diğer sanayi kuruluşlarının DSİ ile yaptıkları milyon m3‘lük protokoller ve gölü besleyen derelerdeki müdahaleler sonucunda gölde son yıllarda ciddi bir çekilme yaşanmakta ve göl ekosistemi zarar görmektedir” denildi.
‘Yeni rant alanı açılmak isteniyor’
Bursa Su Kolektifi olarak göl çevresinde yeni yerleşim alanlarına ve sanayi tesislerine izin verilmemesi ve olanların ise sıkı şekilde denetlenmesi için mücadele ettikleri söylenen açıklamada “Biz bunu yaparken Orhangazi Belediyesi’nin İznik Gölü’nde Karavan Park adı altında yeni rant alanı açma sevdasında olduğuna üzülerek şahit olduk” dedi.
Konuyu yargıya taşıyan avukatlar Sedat Ata ve Erol Cicek’in basın açıklamalarında belirttiği ifadelerin okunduğu açıklamada avukatların “Ulaslararası RAMSAR sözleşmesine ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne göre, sulak alanların kirletilmemesi, doğal yapılarının ve ekolojik karakterlerinin korunması zorunludur. Bu alanlarda kumulların doğal yapıları bozulamaz, saz ve diğer bitki türleri kesilemez ve sökülemez. Yabani hayvanlar, yumurtaları ve yavruları toplanamaz, yuvaları bozulamaz” sözleri aktarıldı.
Tesisin sulak alan koruma bölgelerinden hangisinde kaldığı tespit edilmeden, gerekli izinler bile alınmadan bölgeye iş makinaları sokulduğu ve bölgenin ekolojik doğal yapısı ve kumullarının bozulduğu belirtilen açıklamada avukatların “Bunların hepsi hukuka aykırı faaliyetlerdir. İşin kötüsü bu eylemde bulunan bir kamu kurumu olan Orhangazi Belediyesi’dir. Doğayı tahrip eden bu hukuka aykırı uygulamanın daha fazla yıkıma sebep olmadan en kısa sürede sonlandırılması gerekmektedir” ifadelerine katıldıkları belirtildi.
‘Kamu kurumları suyu ticarileştiriyor’
Yeşil Gazete'de yer alan habere göre, basın açıklamasında dile getirilen bir başka konu ise Bursa’daki şişelenmiş su fabrikalarının yarattığı sorunlar oldu.
Açıklamada “Uludağ Milli Parkı eteklerine kurulan su şirketleri, yaklaşık 20 yıldır, doğal varlıklarımızı şişeleyip satıyor. Özel şirketlerin yanı sıra suyun ticarileştirilmesinde kamu kurumları da rol üstleniyor” denildi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de bu kurumlardan bir tanesi olduğu belirtilen açıklamada “Belediye iştiraklerinden olan Jeotermal A.Ş. oluşturduğu ‘Bursa Su‘ markasıyla 2021 yılında su kategorisinde en çok satanlarda üçüncü sıraya yerleşti” denildi.
‘Canlıların suya erişimi engelleniyor’
Belediye’nin bu “başarıyı”,“Pet su ürünleri satışı, 2021 yılında yüzde 75’lik artışla 280 bin koliye çıktı. Bu rakamla Bursasu, Bursa’da en çok satılan ilk 3 marka arasına girdi” şeklinde duyurduğu aktarılan açıklamada şu eleştiri yöneltildi:
“Oysa belediyenin görevi yurttaşların ve tüm canların su kaynaklarına ulaşımını engelleyip su kaynaklarını ticarileştirmek değil aksine; kaliteli ve sağlıklı suyu çeşmelerden içilebilir hale getirmektir. Uludağ milli parktır ve sularını ticarileştirmek anayasal bir suçtur sadece yurttaşların değil bu alanda yaşayan sayısız canlı türününde suya erişimi engellenmektedir.”
Açıklamanın sonunda Bursa Su Kolektifi olarak, Birleşmiş Milletler iklim görüşmelerine alternatif, Halkların Glasgow Anlaşmasını ortaya çıkartacak COP26 Türkiye Koalisyonu içerisinde yer aldıklarının duyurusu yapıldı.