17 Ağustos 2019 Cumartesi günü CHP Genel Başkanı’nın eşi ve İstanbul Anakent Belediye Başkanı’nın eşi ile HDP’nin parlatılan şımarık çocuğu, halen Edirne’de tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın eşi ve kızkardeşi Bakırköy’de bir restoranda buluştular. Siyasette böyle buluşmaların olması doğaldır, çok da yararlıdır. Ancak HDP gibi bir parti ile buluşma, yeni bir projenin başlangıcı olabilir.
.
Bayan Demirtaş buluşma için duygularını şöyle ifade etmiş: “Biz kadınlar birbirimizi iyi anlayabiliriz. Ama haksızlık ve hukuksuzluğun bu kadar toplumun her kesimine sirayet ettiği bir dönemde, toplumsal kutuplaşmanın bu kadar arttığı bir ortamda politik alanda da bu dayanışmanın, demokrasinin daha da güçlenmesi için gerekli olduğuna inanıyorum. Bu haksızlıkların, hukuksuzlukların yaşanılan bu zorlukların dayanışmanın büyütülerek aşılacağına inanıyorum.”
.
Unutulmasın ki bu haksızlıklar, hukuksuzluklar Ergenekon, Balyoz gibi davalarda çok fazla boyutlardaydı. O zaman ağızlarından salya akarak ‘üzerine gidilsin’ diye alkışlayanlara, bugün barış elçiliği rolü verilmiştir. O zaman bu hukuksuzluklar karşısında AKP ile dayanışma içinde olanlara, bugün CHP’yi bitirme görevi verilmiştir.
CHP Genel Başkanı’nın eşi de duygularını şöyle dile getirmiş: “Selahattin Bey'i de ben insan olarak çok seviyorum, kendisiyle hiç bir zaman yüz yüze gelmedim ama hani hep yüreğimiz kendisiyle. Bunu her fırsatta da ben dile getiriyorum.” Bu buluşma için emperyalizm tarafından, sevgi pıtırcıkları görünümlü kadın kuklalar sahneye sürüldü demek yanlış olmaz. Selahattin Demirtaş, “PKK terör örgütü propagandası yapmak, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak” suçlarından tutuklanmıştır ancak hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoktur. “Hep yürekleri kendisiyle” olanların, bunlardan haberi var mı acaba?
18 Ocak 2015 tarihinde HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; "Ermeni soykırımına, soykırım demekten hiç tereddüt etmedim. Birileri resmi tarihle örttü diye ben buna boyun eğecek değilim” demişti. 19 Ocak 2015 tarihinde ise; “biz hiç tereddüt etmeden Ermeni soykırımının gerçekleştiğini kabul ediyoruz” demişti. Vatan hainleri Şeyh Said ve Seyid Rıza için şunları paylaşmıştı sosyal medyadan; “cumhuriyetin ilk yıllarında, kanuna aykırı bir şekilde, evrensel hukuk ilkelerine aykırı bir şekilde, ahlaka ve vicdana aykırı bir şekilde idam edildiler.” Bu ve benzer görüşler HDP’nin resmi sosyal medya hesaplarından da paylaşılmaktadır. Ayrıca HDP, “Kandil barış merkezidir, özgür demokratik birliği sağlamak Apo’nun projesidir, PKK silahlı bir halk hareketidir” gibi söylemlerde de bulunmaktadır.
Söylemlerinde hep terör örgütüne destek olan bu Demirtaş değil miydi, NATO'yu, ABD’yi, AB’yi ülkemize müdahaleye çağıran? “HDP, başkan Apo’nun projesidir, bunu unutmadan çalışmalıyız” diyen ve “Bu halk Apo’nun posterini Kürdistan’a asamayacak da, nereye asacak? Buna alışsanız iyi olur, çünkü biz daha başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini” diyen Demirtaş değil miydi? AKP’nin, PKK terör örgütü ile Oslo görüşmelerini, Habur’da teröristlerin davul zurna ile karşılanmalarını, çadır mahkemelerini unuttuk mu? PKK terör örgütünün kazdıkları hendekleri, patlattıkları bombaları, öldürdükleri masum insanlarımızı unuttuk mu?
Son yerel seçimlerdeki başarı sadece bir etnik gruba bağlanamaz, başarı HDP’nin değildir; Türk Milletinin ortak başarısıdır. Başarı halkın hangi etnik kökenden olursa olsun, siyasi iktidara gösterdiği bir tepkidir. Halkın sadece bir oyu vardı ve tepkisini de, o oyuyla gösterdi. Bunu tamamen HDP gibi bir partiye bağlamak yanlıştır. HDP gibi terörün yanında olan bir partiyi parlatmak, emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektir.
Buluşmada sadece bu kuklalar yoktu. ABD’nin ağır silahları, Büyük Ortadoğu Projesi, uyuşturucu trafiği, İsrail’in paraları, hendekler, bombalar, akan kanlar, parçalanmış organlar, toprağın altında yatan Mehmetçikler, sivil yurttaşlarımız ile üzgün anaları, çaresiz babaları, acılı eşleri, yetim kalmış çocukları da vardı. Ama bunlar belleklerden silinmeye çalışılmaktadır. Bu buluşma bir barış görüşmesi, dayanışma görüşmesi değildir. Bu CHP’yi, HDP’lileştirme projesidir. Cumhuriyeti kuran partiye, cumhuriyeti böldürme operasyonudur. Bilinçsiz ve aymaz CHP’liler, terörü destekleyen, vatan hainlerini öven HDP’ye oy vererek, emperyalizmin değirmenine su taşıdıkları gibi, CHP’nin bitirilme projesine de destek olmaktadırlar.
Güneydoğu’nun sorunu anadilde eğitim değildir, CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi “Kürtçe kursları” açılması da değildir. Güneydoğu’nun en büyük sorunu ağalık düzeninin, feodal düzenin yıkılmasıdır. HDP’den ve benzerlerinden bu konu hakkında açıklama duydunuz mu? Feodal düzenin yıkılması için toprak ve tarım reformunun yapılması ön koşuldur. Ayrıca üretim tesisleri yapılarak, fabrikalarla, eğitim ve sağlık tesisleriyle, kültürle, sanatla, sporla Güneydoğu’yu da, ülkemizin her bölgesini de kalkındırabiliriz. Bunları dile getirmeden ille de “Kürt sorunu” demek, emperyalizmin oyununu görememektir, görmek istememektir.