Ayağımda prangalar. Gitmek isterken gidemezsin, öyle bir hale bürünürsün ki, kalmak gitmektir, gitmek de kalmak. Kalırsın çoktan gitmişken! İntihara meyilli sözler dökülüyor dudaklarımdan. İçim dışıma sığmıyor, sıkıştım, bir tren gibi raylardan çıkamazsın, mecbur tek yön istemesen de.
Soldum ama yaşamak her şeye rağmen, bölünmüşlük hissiyle çok kişilikli bir hayatı. Hayat, kırılmış ayna ve ben başka benler görüyorum baktıkça her parçaya. Ağlayan, gülen, öfkelenen, küsen. En küçük parçadaysa endişeli bir çocuk, sevgiye aç, hiç istenmemiş, fazla gelmiş hayata ayakkabıdaki taş misali. Vicdan, en büyük parçada!
Elimde olmayan sebepler, nedenleri doğuruyor, benimse verecek cevabım yok. Her parçam suspus olmuş durumda, sessizliğim çaresizliğimden! Tadı yok günlerin, tatsız tuzsuz geçerken, her gün aynı gün, ben aynı ben olduğumdan beri. Birleştirecek takatim yok, takat, kayıp parçada kalmış.
Bırakın beni bıkkınlığımla başbaşa, yıldım, yıkıldım, kendimden uzaklaştım. Yalnız kalmaya o kadar çok ihtiyacım var ki vurgun yediğim yerde. Kapıldım çekim gücüne girdaptayım, kayıp olan kaybolan yerde aranır.
Tutsaklığım tutkularıma, yiyip tüketecek beni, kavgalıydım kendimle. Kendisiyle kavgası olanın yumruğu boşa çıkar da gayreti yırtılır. Barış sadelikte gizli ve ben karmaşığım düğüm düğüm, boğuluyorum.
Tek tek kaybolurken benler, geriye hangi ben kalacak eğer kalırsam? Çok kalabalığım çok ve gürültü her taraftan deliyor sessizliğimi. Düşe kalka geldim bu günlere, kalkmak son çare.
Bırakmak tutunduğum gerçeği kolay, sımsıkı tutmak yüreğimle, tutunup etrafıma döşeli dikenli olmazlara, devam etmek zor! Ya yerde kalmak ya da hayırlarla yaşamak umursamadan. Seçim benim, seçimlerle kilitliyim. Ya kendimi seçeceğim bencilce ya da üzmeyecek, biteceğim mum gibi!
Kendinden çıkmanın tek yolu kaldı elimde, sözlerimi takip edeceğim.
Kayboldum, sürüp giden günlerin arasında istemsizce sürüklenirken, zamana bağlı, kendi karamsarlığımda. İçine düştüğüm girdap dibe çekiyor, direnmek yersiz. Çıkaramazsın kendini kendinden, pes etmeden, aramanın anlamı yok.
Bırakıyorum çırpınmayı, kendimi yormaktan ileriye gitmiyor. Nazikçe düşüyor direnen yanım teslimiyete.
Canımın isteğine, aklımın baskısı boğuyor beni ve canıma tek çare isteğine uymak. Uyacağım, yapacağım, her bir parçamı toplayıp avucuma, bir arada yaşayacağım.
Güneş benim için doğmuyor gülümseyerek. Artık kendim olacağım olabildiğine kendim. O kaçınılmaz son geldiğinde son nefesten önce, pişman olmayacağım.
Tel: 0536 380 79 54