Eskiden olsa çoğumuza hiçbir anlam ifade etmeyen bu rakamlarla, hükümetin Corona virüsü önlem paketiyle tanıştık. Ülkemizde Corona virüsü salgını nedeniyle 65 yaşın üzerindekilerin ardından, 20 yaşın altındakilere de sokağa çıkma yasağı geldi.
Birçok kişi bu iki rakam üzerinden anlam üretmek yerine espri konusu yapsa da yazacağım şeyleri düşünmek sanırım çok hoşunuza gitmeyecek.
Bu rakamlar neyi ifade ediyor?
Son sayıma göre Türkiye’nin nüfusu 83 milyon 154 bin 997 kişiye ulaştı. Türkiye’de 20 yaşın altında yaklaşık 25 milyon 561 bin kişi, 65 yaşın üzerinde ise 7 milyon 550 kişi bulunuyor. Yani toplamda alınan yeni tedbirlerle birlikte Türkiye’de 33 milyon 112 bin 547 kişi artık sokağa çıkamayacak. Bu da toplam nüfusun yüzde 40'ına denk geliyor.
Hükümet maalesef evde kal, evde hayat var gibi sloganlar ve medya reklamlarıyla insanları evde tutmaya çalışsa da bu çok başarılı olamadı. Çünkü evde kalan insanların ihtiyaçlarıyla ilgili yürürlüğe giren ekonomik paketler yetersiz kaldı. Hatta hükümet bu çaresizliğini halktan yardım isteyerek iyice ortaya koydu. Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, ulusa seslendi ve bu yardımı, Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün de Tekalif-i Milliye Emirleri’ne benzetti.
Bu örnekle Erdoğan, iki büyük hata yaptı; birincisi bu kapsamda toplanan yardımlar o dönemde halka geri ödenmek kaydıyla alındı ve 1929 yılına kadar da bu ödemeler tamamlandı. Şimdi toplanan yardımlar ise asla geri ödenmeyecek.
İkincisi ise batan bir Osmanlı Devleti’nden sonra, yokluklar içinde Kurtuluş Savaşı veren Türkiye’nin o dönemde hiçbir kaynağı yoktu. O şartlarda bu yardım halktan istenmişti. Bu durumda hep Türkiye’yi çok ileri noktalara kendilerinin getirdiğini iddia eden Erdoğan, Türk Devleti’nin kuruluş yılları imkânlarına geri dönüldüğünü de itiraf etmiş oldu.
Gelelim asıl konumuza neden 20-65?
Son açıklanan TÜİK verilerine göre, bildiğiniz gibi bu veriler ne kadar çarpıtılsa bile 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı %25,3, istihdam oranı ise %32,8 oldu. Genç nüfusuyla övünen ülkemizdeki genç işsizlik oranı, en yüksek seviyelere ulaştığı gibi, bu yaş gurubundaki gençlere istihdam yaratma imkânı da düştü. Dolayısıyla bu genç nüfustan ülkemizin faydalanması da mümkün olmuyor. Sokağa çıkma yasağı uygulanacak 20 yaş grubu altına göre, elimizde bir veri olmasa da, şüphesiz ki bu oran 15-24 yaş grubunu kapsayan %25,3 işsizlik oranından çok daha yüksek. Çünkü bu yaş gurubundakilerin büyük çoğunluğunun zaten eğitimi devam ediyor. Yani hükümet aldığı corona virüsü tedbiriyle, gençlere; zaten işiniz gücünüz yok, okula da gitmiyorsunuz bari evde oturun diyor. Bu tedbir kapsamında olan 65 yaş üstü kişilerinse, birçoğunun emekli olduğunu ve çalışmadığını düşünerek evde tutmak ve virüsün yayılmasını engellemek istiyor.
Kısaca bu rakamlarla hükümetin corona virüsü tedbirlerini yorumladığımızda şu gerçek ortaya çıkıyor:
Suriyeliler için har vurup harman savuran, hükümet “evde kal” tedbirini uygulayacak ve virüsün yayılmasını engelleyecek ekonomik tedbirleri almak konusunda yetersiz. Halkın %60’ını oluşturan ve işgücünün çoğunluğunu oluşturan kesim bu işin ekonomik faturasını ödeyecek. Bu yüzden onların çalışma hayatına ilişkin bir tedbiri hükümet alamadı. Bu insanlar evlerinin geçimini sağlamak zorunda. Evde kal, ama ne zamana kadar? İnsanların aylarca evde oturarak ihtiyacını karşılama şansı yok ki. Maalesef Sağlık Bakanı’nında açıkladığı gibi insanlar evde kalamıyor ve virüs hızla yayılmaya devam ediyor. Şu anda dehşetle izlediğimiz İtalya ve İspanya’nın durumuna doğru hızla ilerliyoruz.
Tekalif-i Milliye’ye benzettikleri, “Biz Bize Yeteriz” yardım kampanyasının ise başarıya ulaşma şansı zor görünüyor. Halka sen bana bağış yap, ben de sana yardım edeyim mantığının başarıya ulaşması zaten zor. Ayrıca yardımların yerinde kullanılmayacağı konusunda halkta yaygın bir inanç var. Belediyelerin yardım kampanyalarını da engelleyen hükümet, kendi kampanyasının bunların gerisinde kalmasından korkuyor. Kendi kampanya rakamlarını da şişirmek için, Merkez Bankası gibi zaten karı devlete kalacak olan kurumlara, biz bize yeteriz kampanyasına bağış yaptırıyor.
Kısaca hükümet vatandaşına; işi olmayan 20 yaş altı ve emekli olan 65 yaş üstü evde otursun, bunların arasında kalanlar ise başının çaresine baksın diyor.
Bu musibetten hükümettin aldığı tedbirlerle değil, Türk halkının feraseti ile kurtulabileceğimiz ortaya çıkmıştır. Türk halkı komşusuyla ve ihtiyaç sahibiyle ekmeğini elbette paylaşır.
Hadi Türkiye sen bunu başarırsın..