Türkiye’nin değişik yerlerinde şehit cenazelerimiz vardı. Yine nedense apar topar defnettik şehitlerimizi… Oysa bu insanlar şehit..; onların değil bizim onlardan helallik almaya ihtiyacımız var. Halkın onlara son görevini yerine getirmesi, tepkilerini göstermesi ve layıkıyla onları toprağa emanet etmesi hakkı var.
Kimse bana dini nutuk atmasın, biliriz o işleri.. Karşılaştırmak bile istemiyorum ama cenazesi bir gün sonra kaldırılan ne medyatik insanlar gördük.. Benim ve herkesin aklıma gelen tek şey halkın tepkisinden çekinildiği için bu bir tedbir olarak uygulanıyor.
Şehit cenazesinin kaldırılacağı yer ve camiyi televizyon haberler kuşağının içinde öğrenme fırsatım oldu. Normal olan bu cenaze töreninin halka özellikle duyurularak katılım sağlanması gerekmez miydi ?.. Ne bir duyuru, ne de halkın şehir merkezinin dışında sayılabilecek yere gelmesi için alınan bir tedbir vardı. Her fırsatta halkın otobüslerini kendi malı gibi siyasi etkinliklere tahsis eden Ankara Belediyesi, şehit cenazesi için halka yönelik nedense böyle bir tedbir almamıştı. Oysa fotoğraflardan da göreceğiniz gibi cenaze törenine Cumhurbaşkanı sıfatıyla R.Tayyip Erdoğan da katılmıştı.
Dün şehitlerimizden devre arkadaşım Tümgeneral Aydoğan Aydın’a son görevimizi yerine getirmek ve cenazesine katılmak için halk arasında adı protokol camisi olan Ahmet Hamdi Akseki Camisi’ndeydik. Devlet protokolüne dahil herkes oradaydı. Ama dikkatimi çeken kimse kimsenin yüzüne bakmıyor ve konuşmuyordu.
Cenaze töreninde sıkılan yumruklar ve dişler ile boğaza düğümlenen ancak haykırılamayan cümleler vardı. Şehide saygı bunu gerektiriyordu.
Bir diğer şehidimiz Yarbay Songül Yakut da Malatya’da son yolculuğuna uğurlandı. Zamanında Balyoz davasındaki kumpasa göz yuman, bu kumpası kuranlarla işbirliği halinde olan (ama Reşat Petek tarafından tespit edilemeyen) siyasetçiler acaba ne düşünüyorlardı ? Anadolu toprağında yetişmiş ve genlerinde Nene Hatunlar, Kara Fatmalar yer alan bu Türk Kadını, kumpasa uğradığında FETÖ ile ve şimdi de PKK ile mücadele için görevine geri dönmüştü. Devletine küsmeyi veya kendine kumpas kurulduğu için artık pes etmeyi aklından bile geçirmedi. Her Türk askerinin gözünü kırpmadan gideceği yerde bulunuyor şimdi Songül kardeşim. Nasıl ödeyeceksiniz onun hakkını ?.. Allah aşkına söyleyin, nasıl ?..
Dün katıldığım Ahmet Hamdi Akseki Camisi’ndeki cenaze namazından sonra klasik devlet protokolü görüntüleri vardı. Almanya’da bile bu kadar çoğunu yan yana göremeyeceğiniz Mercedes’in en lüks modelleri olan Mayback makam arabalarının, diğer lüks Alman malı BMW ve Audi araçların ve ABD başkanının eskortunda kullanılan dev GMC jiplerin onlarcası belki yüzlercesi oradaydı.
Allah’a şükür devletin parası var.
Hatta basından öğrendiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanın kullanması için 77.8 milyon dolara dokuzuncu VIP uçağı olarak Airbus A340–500 tipi bir uçak daha satın alındı. Kaç milyar dolara mal olduğu tartışmalı bir Cumhuriyet dönemi sarayımız da oldu. Ama bu kadar şey alırken nedense “helikopterlere alçak irtifa engellerini gösterecek sistemler”in alınmasına sıra bir türlü gelmedi. Oysa terörle mücadele yapılan bölgede kullanılan bu helikopterlere, her gün yüzlerce vatan evladı operasyonlara gitmek için biniyor. Bu helikopterde alçak irtifa engellerini gösterecek sistemler takılı olsaydı, belki bu kaza meydana gelmeyecek ve bu kayıplar verilmeyecekti.
PKK ile çözüm süreci başlatarak palazlanmasını sağlayanlar ve kumpas davalarına neden olanlar; sessiz kalanlar, hiçbir şey yokmuş gibi yapanların hepsi şehit cenaze törenlerindeydi. Hepsi şehit tabutlarının arkasında ve en önde yürüyordu. Gerçekten ne düşünüyorlardı bilmek bile istemiyorum. Dünden benim aklımda kalan tek şey şehit devremizin evladının arkasından çığlıkları, Songül kardeşimizin anacığının ve diğer şehitlerimizin evlerinden yükselen feryatları oldu. Umarım bu sesi onlarda duymuştur.
Dün diğer günlerdeki binlercesinde olduğu gibi bu ülkenin evlatlarını “ÜLKENİN ÇİÇEK BAHÇESİ ŞEHİTLİKLER”e ve yüreklerimize gömdük.
Asker veya polis terörle mücadele edecek; elbet bu uğurda gerektiğinde de şehit olacak.. Ama bazılarının bekasına ve konforuna gösterilen özenin, bu ülkenin terörle mücadele eden asker ve polisi için de gösterilmesi gerekir. Onların bu mücadelede her konuda yanlarında olmamız gerekir. Zira bu ülke insanlarının artık yüreği doldu, tahammül edecek yeri kalmadı.
Ama gördüm ki ÇİÇEK BAHÇELERİ’nde de artık yer kalmamış…