MGK'da 24 Haziran 2004'de "Türkiye'deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen" konusunun gündeme geldiği ve 25 Ağustos 2004'de de bununla ilgili bir eylem planı hazırlanmasının uygun görüldüğü ve bunun hükümete tavsiyesi yönünde bir karar alındığını, MGK'nın basına da yansıyan 481 sayılı belgesinden anlıyoruz.
Yani devlet aklının FETÖ tehlikesini 2004 yılında gördüğü ve tedbir almaya çalıştığı anlaşılıyor.
Ancak Yalçın Akdoğan 28 Kasım 2013'deki twitterda paylaştığı açıklamasında "2004'deki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir bakanlar kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır" diyor.
Yani devlet mekanizmasının tespit ettiği tehlike hükümet tarafından ya ciddiye alınmamış, ya da işbirliği yapılmış. Burada bir suç var mıdır, yok mudur kafama takıldı.. Hukuk düzeninin müeyyide olarak ceza veya güvenlik tedbiri öngördüğü fiile suç denir. Suçun maddi ve manevi unsuru vardır.
Maddi unsur kapsamında ihmali hareket vardır. İhmali hareket; hukuk düzeni tarafından emredilen hareketin yapılmamasıdır. Acaba bir MGK kararının uygulanmaması sonucu bir cemaat devlete sızmış ve darbe teşebbüsünde bulunmuşsa devleti yönetenlerin ve görevlilerin ihmalinin sorgulanması gerekmez mi?
Aynı şekilde bir de suçun manevi unsuru vardır. Burada fiil ile fail arasında nedensellik bağı şartını da sağlayan bir kusurun varlığı gereklidir. Eğer 24 Haziran 2004'te MGK'da alınan karar uygulansa bu darbe teşebbüsü gerçekleşemeyeceğine göre; bu kararın uygulanmaması bu darbe teşebbüsüne neden olmuştur.
Manevi unsurdaki kusur ise; kasıt ve taksir olmak üzere ikiye ayrılır.
Yalçın Akdoğan 28 Kasım 2013'deki "2004'deki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir bakanlar kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır" şeklinde twitterda paylaştığı açıklaması bir itiraftır ve kastı gösterir.
Bu suç; darbe teşebbüsü gecesi kaybettiğimiz yüzlerce insanın ve tedbir alınmayan yıllardaki FETÖ işbirlikçileri eliyle gerçekleşen terör eylemlerindeki kayıpların siyasi ve cezai sorumluluğunu kapsamaktadır.
Bu açıklama FETÖ faaliyetlerinin bilerek ve isteyerek engellemediği de göstermektedir.
Kısaca un var şeker var helva yapacak bir Cumhuriyet Savcısı gerekiyor.