Bursa Arena E'Gazete
2021-04-30 02:32:31

HAFTALIK - Salgın için 'kapan'dık, topluca yandık..

REMZİ DİLAN

30 Nisan 2021, 02:32

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası

Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası

Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna

Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa

Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa

Sapa kulpa kapağa itibar etme dostum

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum

İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.

.

DESTEKSİZ PANDEMİ YASAKLARI

Tamtakır kuru bakır misali 17 günlük bir (güya) tam kapanmayla karşı karşıya kalınca, merhum Barış Manço’nun ‘Halil İbrahim Sofrası’ adlı şarkısının sözlerini özetleyerek anımsatmakla yazıma başlamak geldi içimden.

Kendimi, ‘sadece madalyonun ön yüzüne bakmaya, ülkemdeki iyi yapılan şeyleri de görmeye’ zorluyorum, ancak ne mümkün…

Ucuz ekmek satacak Halk Ekmek Büfesinin kurulması engellenirken figan eden o kadının söyledikleri çınlıyor kulaklarımda.

Mahallemdeki ayakkabı tamircisinin çalışma talebinin reddedilmesi, günlük iş yaparak ekmek parası kazananların çaresizliği, semt pazarları kapatıldığı için atıl duruma gelen esnaf ile ürünü elinde kaldığı için zincir marketlerin kucağına düşen üretici, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi bayramını (hafta sonu sokağa çıkma yasağı var diye) bir gün önce (Cuma Günü) kutlamak isteyen emekçileri (17 günlük yasağı Perşembe akşamından başlatıp) engelleyen siyasetçi, Ramazan ayının kutsiyetinden yararlanıp alkollü içki satışını (yazılı değil) sözlü bir emirle 17 gün yasaklayan zihniyet geliyor aklıma.

Satılan ve kapatılan fabrikaların bedelini işsizlik ve açlık olarak ödüyoruz. Betona boğulan, sokaklarında soluk alınabilecek en küçük bir boşluk bile bulunmayan şehirlerde, salgınlar nedeniyle can üstüne can veriyoruz. İnsan canından daha çok para kazanmayı önde tutan ekonomi ve sağlık piyasasındaki karmaşadan bıkıp usanıyoruz.

GERÇEK SORUMLU KİM?

Bugün, (Lebalep dolu AKP Kongrelerini es geçip) ‘salgının artmasında 84 milyon sorumludur’ diyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gibi, geçmişte de banker olaylarıyla ilgili, ‘halk kumar oynamıştır’ diyen bir Maliye Bakanı vardı (Kaya Erdem). (Başbakan Yardımcısı ve TBMM Başkanı olarak da görev yaptı)

Sadece “Toreks, Vebitcoin’cular değil ki bu milleti soyanlar. Tosuncuklardan önce, gurbetçilerimizin güçlükle biriktirdikleri paraları iç eden Yimpaşlar, Kombassanlar, Deniz Fenerleri…

Bunların sorumluları doğru dürüst yargılandı mı? Kimden hesap sorulabildi ki? Tam tersine taltif edilip önemli makamlara getirilenler olmadı mı?

AKP’NİN BAŞLANGICI VE GELDİĞİ NOKTA

Taner TİMUR, BirGün’deki ‘Tarih Aynasında VESAYET KAVGALARI ve KORKU TOPLUMU’ başlıklı yazısında çok güzel özetliyor AKP’nin serencamını:

AKP, “gömlek değiştirdik” iddiasıyla iktidara geldiği zaman tüm koşullar lehineydi. Ortada istikrara kavuşmuş bir ekonomi vardı ve “küreselleşen” sermaye, kalkınmakta olan ülkelere doğru akıyordu. İçerde de istikrarsız koalisyonlardan bıkmış usanmış “banker”ler, “holdingler” ve “müteahhit”ler artık başbaşa konuşacakları bir “tek adam iktidarı” özlemi içindeydiler. Bu misyonu Tayyip Bey pekâlâ yüklenebilirdi. İslamcılar arkasındaydı; Gülenciler arkasındaydı; liberaller arkasındaydı; AB arkasındaydı. Bu koşullarda Demirel’in de, Özal’ın da yapamadığını yapabilir, “vesayet”e son verebilirdi. “Böl ve yönet” politikası bu koşullarda tekrar yürürlüğe girdi; “dalga dalga” davalar bu hırsla açılmaya başladı; kin ve nefret tohumları bu ortamda etrafa saçıldı.

NERESİNDEN TUTSAK ELİMİZDE KALIYOR

AKP iktidarında içten içe, devrim yasalarına aykırı söylemler ve uygulamalara şahit olmadık mı?

Baksanıza, ünlü tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcıklı’nın, ‘Hocam dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz’ diye yakınan gence verdiği yanıta: "Osmanlı dönemindeki o hat işi mezar taşları saray çevresi ve devşirme paşalar içindir. O dönemde Anadolu Köylüsünün çoğunun bırakın mezar taşı, mezar yeri dahi bilinmezdi. Kim bilir hangi cephede can verip kefensiz defnedilirdi"

Son 20 yılda AKP’nin iktidar döneminde başka neler mi oldu?

Olan biteni hep birlikte gördük, görüyoruz, yaşadık, yaşıyoruz.

.

Bu nedenle, halkımızın büyük çoğunluğunu kasıp kavuran 17 günlük şu kapanma günlerinde daha fazla;

Eyletmen beni
Söyletmen beni
Ağlatman beni
Aynalar aynalar…

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@jotmail.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.