Askeri darbe (12 Eylül 1980) döneminde bazı ürün ve hizmetlere yapılacak zamları önceden yazan Hürriyet Gazetesi’nin ekonomi muhabiri ve yazarları İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’na çağrılarak ifadeleri alınmıştı.
Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde de, Bakanlar Kurulunda kararlaştırılan ekonomik tedbirleri ve zamları, resmi açıklama yapılmadan önce haberleştiren Anadolu Ajansı ekonomi muhabiri 2 kadın gazeteci arkadaşımız işten atılmıştı.
Bu tip bir yasak şimdi ise, yasal düzenlemeyle kalıcı hale getiriliyor.
Yani, kışkırtıcı siyasi yalanlarla toplumu ayrıştırmaya devam eden tek adam, asıl ‘kışkırtıcı’nın basın olduğunu ileri sürerek, boğazını sıkmak, sesini tümüyle kesmek istiyor.
AKP ve MHP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu, kamuoyunda ‘sosyal medya düzenlemesi’ olarak bilinen ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’yle, Türk Ceza Kanunu’nun “Kanunlara uymamaya tahrik” bölümüne “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı madde eklenerek ‘yeni bir suç tanımı’ yapılıyor.
İTİRAZLAR VE İLK GÖRÜŞME
Türkiye Büyük Millet Meclisi İhtisas Komisyonlarında görüşülmeye başlanan, gazetecilerin ‘sansür yasası’ olarak tanımladığı teklife karşı 12 meslek örgütü adına kurulan Medya Dayanışma Grubu, Meclis’te yoğun bir çalışma yürütüyor.
Parlamento Muhabirleri Derneği’nin girişimiyle, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, (Ankara) Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası başkan ve yöneticileri, 2 gün boyunca AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti Grup yöneticilerini ziyaret ederek teklifle ilgili eleştiri ve önerilerini iletti.
Teklifin görüşülmesinde esas komisyon Adalet Komisyonu, Tali Komisyon ise Dijital Mecralar Komisyonu idi.
Teklif önce, Tali Komisyonda ele alındı. 14 buçuk saat süren komisyon toplantısında, Meslek Örgütleri temsilcileri söz alarak, gazetecilerin hak ve özgürlüklerini, sorunlarını, yeni yasadan beklentilerini ve eleştirilerini dile getirdi.
Komisyonda, yasa teklifinin ‘yalan haber yayan kişilere 4 buçuk yıla kadar hapis cezası’ verilmesini düzenleyen 29’uncu maddesi en çok eleştirilen madde oldu.
AKP ve MHP milletvekilleri muhalefetin verdiği tüm önergeleri reddetti. Basın meslek örgütleri ve muhalefetin itirazları üzerine yaklaşık 12 maddede düzenleme ve değişiklik yapılacağını belirten teklif sahibi milletvekilleri, tartışmalı 29’uncu madde konusunda da yeniden düzenleme sinyali verdi.
UMUTLAR SUYA DÜŞTÜ
Bu sinyal ümitleri yeşertmişti, ancak uzun sürmedi. Verilen bir başka yasa teklifiyle umutlar suya düştü.
24 AKP milletvekilinin imzasıyla (4 Haziran 2022) Cuma günü TBMM Başkanlığına sunulan 6. Yargı Paketi Teklifiyle bu kez “yalan haber” adımı atılarak, ‘fiyatları etkileme’ suçu için yasada yer alan cezayı artırma yoluna gidiliyor. Buna göre, “İşçi ücretlerinin veya besin veya mallarının değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayanlara”, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Düzenlemeye tepki gösteren hukukçular, şöyle diyor:
Bu maddenin ve değişikliğin toplumsal muhalefet bileşenlerinin ve alternatif haber kaynaklarının, muhalif basının aleyhine uygulanacağı çok açık. Değişiklikle söz konusu suç tutuklama sınırı içine alınıyor. Düzenlemeyle hapis sınırı iki yılın üzerine çıkarıldığında örneğin, Tüketici Hakları Derneği yetkilisi, iktidar yanlısı herhangi bir şirketin ürettiği bir gıda maddesinin yeterli kalitede olmadığını açıkladığı ve fiyatının düşmesine sebep olduğu için tutuklanabilecek. Benzer örnek sendikacılar için de düşünülebilir. Değişiklik, açıkça siyasal amaç taşıyan, iktidar yanlısı bir cezalandırma araçsallaştırmasıdır.
Bütün bu çabaların ve gelişmelerin ardından şimdi gözler Adalet Komisyonu’na ve ardından TBMM Genel Kurulu’na çevrilmiş bulunuyor.
MESLEKTE 50 YILINI DOLDURAN USTALAR
Bizim mesleğin emekliliği yoktur. Resmen emekli olsan da fiilen aktifsindir.
Örneğin, Can Pulak abim, Necdet Buluz abim ve ben, Ankara basınından (Başkentin Babıalisi Rüzgarlı Sokak’tan) 3 gazeteci; emekliyiz demeden duyumlarımızı, gördüklerimizi ve değerlendirmelerimizi yazıyoruz Bursaarena E'Gazete’de. (Tabiki internet sitemizin yazarları arasında bizden başka gazeteci arkadaşlarımız da var)
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı (İLEV) güzel bir iş yapıyor. Mesleğinde 50 yılını dolduran usta gazetecilere “Meslekte 50 Yıl Onur Plaketi” veriyor.
Gazeteciler Cemiyeti’nin katkılarıyla bu yıl 19’uncusu düzenlenen plaket töreninde usta gazetecilerin yanı sıra okul bünyesindeki gazete, sinema, radyo ve reklamcılık atölyelerinde çalışan genç iletişimcilere de “Emek Ödülleri” verildi.
Ankara Üniversitesi ATAUM Konferans Salonu’nda düzenlenen törende ayrıca, mezuniyetlerinin 50 yılını kutlayan BYYO-İLEF mezunları da anı madalyalarını aldı.
Törende İLEV Başkanı Ali İnandım, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun ve Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Savaş Kıratlı konuştu. 19’uncu Meslekte Onur Günü etkinliğinin sunumunu ise öğretim görevlisi Hatice Kurt yaptı.
Plaketlerini alan ustalar ve öğrenciler akşam da Gazeteciler Cemiyeti Lokali’ndeki kokteylde bir araya geldi.
İLEF Dekanı Abdülrezak Altun ile İLEV Başkanı Ali İnandım, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu toplantısı nedeniyle plaket törenine katılamayan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’e “Meslekte 50 Yıl Onur Plaketi”ni takdim ettiler.
Kokteylin açış konuşmasını yapan Nazmi Bilgin, özetle şunları söyledi:
“Ülkemiz geçen yüz yılın büyük bölümünü darbeler, darbe teşebbüsleri, sıkıyönetimler ve yasaklarla geçirmiş. Üst üste hemen hemen 10 yıl basın özgürlüğünü içimize sindirdiğimiz bir dönemi maalesef yaşayamamıştır ve hala da yaşayamıyor ve en ağır biçimde de bunun yükünü omuzlarında taşıyor. Burada bugün ödül alan ustaların yüzündeki kırışıklıkların her birinde Türkiye tarihinin yakın geçmişindeki darbeler, katliamlar, sıkıyönetimler, yasaklamalar gibi olayların arkasındaki gerçekler yatıyor. Bugün Basın İlan Kurumu’unda, gazetelere ceza vermek yetmezmiş gibi internet sitelerine de hapse varan cezaların verilmesiyle ilgili genel kurul yaptık. Yedi kişi, 30 kişiye karşı muhalefet yaptı, direndi. Eğer bu yediler, üçler, dörtler olmazsa toplum geleceğe olan inancını kaybeder. Bir kişi tek kalmışsa bile umutsuzluğun önünde bayrak taşımamalıdır.”
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com