İlk ve ortaöğretim eğitime başladı.
Ama ne başlayış!
Milli Eğitimimiz tel tel dökülüyor. “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) Projesi, matematik derslerinin din derslerinin gerisinde kalması, tarikat uzantısı vakıflarla iş birliği, ekonomik sorunlar, sığınmacıların eğitimi, okula ulaşamayan öğrenciler, okul terkleri, çocuk işçi ve çocuk gelinler, atanamayan öğretmenler, say say bitmiyor.
2018 yılında ekibimle yaptığım “Eğitimde Tarikat Gerçeği” raporunda bunlardan söz etmiş ve hedefin 2023 yılı olduğunu vurgulamıştım. Hedeflenen asıl sonuçları, yerel seçimlerden sonra göreceğiz.
Eğitim politikası, ülkelerin gelecek için belirlenen hedeflerine ulaşmak amacıyla yapılır. Şimdi de yapılan budur. Laik Cumhuriyet yerine dinci eğitim getirilmeye çalışılıyor. Bu da salam dilimi gibi parça parça ve kurbağanın soğuk suda yavaş yavaş haşlanması şeklinde alıştırılarak yapılıyor.
Eğitim- öğretimde, Anayasamızın 42. maddesi ile 1739 sayılı yasalardan uzaklaşılarak yol alınıyor.
Diyanet, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile iş birliği yapılarak başlatılan ÇEDES projesi laik eğitime vurulan hançerin son örneği.
Biz bu eğitimle mi çağdaş Dünyada yerimizi alacağız?
Düşünmekten uzaklaştırılan, itaat etme öğretilen, tarikat kafası ile yetişen, sormayan, sorgulamayan, araştırmayan yeni nesil ile mi gelişip, kalkınacağız?
Türkiye’de lisans eğitimini alan bir İranlı arkadaşım bana, ‘giderek İran’a benziyorsunuz, tehlikenin farkına hala varamadınız’ dedi.
Şehitler Diyarı Çanakkale’nin çağdaş bir kadını olarak yüreğim yanıyor, içim acıyor.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz bir kuru somun ekmekle savaşarak, Araplaştırılan Türkiye için mi can verdiler?