Bursa Arena E'Gazete
2025-02-26 15:50:08

Milli Eğitim Akademisi..

Prof. Dr. ESERGÜL BALCI

26 Şubat 2025, 15:50

Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin Milli Eğitim Akademisinin ilk örneklerinden birinin Aksaray’da kurulacağını açıklarken, akademinin Türkiye’nin eğitim vizyonu açısından önemli bir adım olacağını, öğretmenlerin niteliklerini artıracağını ve bunun sonunda öğrencilerin daha iyi, kaliteli eğitimine katkı sağlayacağını vurgulamış.

Burada söylenen sözler, ilk bakışta yerinde imiş gibi değerlendirilebilir. Ancak şimdiye kadar yapılan hemen bütün işlemlerde görünen ile gerçeğin farklı olduğunu hatırlamakta yarar var. Öncelikle bu akademiye neden ihtiyaç duyuldu? Eğitim Fakülteleri program ve akademisyen kalitesi açısından yeterli değil mi?

Akademiye kabul, sınav puanı üstünlüğüne göre belirlenecek ve eğitim fakültesi mezunları 3, formasyon eğitimi alanlar ise 4 dönem eğitim alacak. Öğretmenler bu aşamaları başarıyla tamamladıktan sonra mezun olunca da aday öğretmen oluyor ve ancak üç yılın sonunda kadroya geçme şansına sahipler. Bu durumda motivasyon mu kalır? Nitekim öğretmen adaylarının bazıları öğretmenlikten vazgeçip bir devlet dairesinde memur olmaya yönelmişler. Böyle mi eğitimin ve öğretmenin niteliği artırılacak?

Milli Eğitim Akademisi’nin siyasi nedenlerle, İmam Hatip Okulları benzeri olarak kendi kadrolarını oluşturmak amacıyla arka bahçe benzeri kurulduğu üzerinde duruluyor. Eğitim fakültelerinin program ve akademisyen kalitesi yetersiz ise uzun süren AKP iktidarları döneminde, her şeyi yapma imkânı varken, yapılması gerekenler niye yapılmadı? Akademi kurulması yerine öğretmenlerin üniversitelerde daha iyi yetiştirilmesi gerekirken, bu yapılmayıp kaynaklar israf ediliyor. Eğitim alanında yeterliliği olmayan kişilerin ücretli öğretmenlik yapmaya devam etmesi bu söylemi çelişkili hale getiriyor. Eğitim fakültelerinin başarısız olduğu düşünülüyorsa, neden aynı akademisyenler akademide ders verecek?

Bu akademi ile ilgili olarak ortaya çıkan spekülasyonlar çok. İktidara uygun birey değilseniz öğretmen olarak atanmanız mümkün görünmüyor. Onca yıl emek, çaba, para harcayıp üniversiteye giriyorsunuz, öğretmen olmak üzere diploma alıyorsunuz, ama diplomanız çöp oluyor. Sil baştan benzeri eğitimden geçiyorsunuz. Öğrenciler, akademide kendilerini akademideki birtakım gruplara beğendirmeye çalışacak, bu da onların ruh sağlıklarını olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.

Akademinin programı ve öğretim üyeleri de hedef doğrultusunda hazırlanan yönetmeliğe göre belirlenmiş. Ulaşılmak istenen hedefin taşları döşeniyor aslında. Bakanlık, öğretmen yetiştiren fakültelere yeterli desteği vermezken, Milli Eğitim Akademisi üzerinden dar bir kadronun ideolojik eğilimleriyle öğretmenleri yönlendirme niyetinde. Bu kanunla iktidar yanlısı olmayan öğretmenlerin, akademide zorlanarak sistem dışına itileceğinden endişe ediliyor.

Yüzyıllar önce ünlü düşünür Platon; “Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar” diyor.

Ülkemizde yıllardır eğitimle ne yapılıyor acaba? Cevaplanması gereken asıl soru bu. Çözüme ancak ondan sonra gidilebilir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.