Bursa Arena E'Gazete
2025-03-08 12:28:57

8 Mart Dünya Kadınlarını Kutlama Günü Mü?

Prof. Dr. ESERGÜL BALCI

08 Mart 2025, 12:28

8 Mart’ı ‘Dünya çalışan kadınlar günü’ olarak kutluyoruz. Aslında kutlamalı, yoksa anmalı mıyız? Asıl soru bu.

New York’taki bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, günlük 16 saatlik iş yükünün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle 8 Mart 1857’de grev başlattılar. Grevi kadınlar örgütlemişti ve o güne kadar yapılan en büyük kadın eylemlerindendi.

Polis hemen eyleme müdahale etti. Uzun bir hengamenin sonunda, patronların da desteği ile işçiler fabrikaya kilitlendi. O sırada yangın çıktı konulan barikatlar nedeniyle kaçamayan işçilerin, 129’u yanarak can verdi. ABD basını olayları görmezden geldi, ancak ölen işçilerin cenazesine 100 bini aşkın kişi katılmıştı.

Daha sonra Clara Zetkin, kadın haklarını savunan öncü kişi oldu. 1910’da Kopenhag’daki Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, kadın- emek mücadelesi masaya yatırıldı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nde bulunan C. Zetkin, konferanstaki konuşmasında kadınlar için bir mücadele gününün belirlenmesini savundu ve önerisi kabul edildi. Böylece Dünya’daki kadınların her yıl, aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı ile birleşerek, bir kadınlar günü düzenlemesine karar verildi.

Bu yıllarda kadınların ‘seçme ve seçilme hakkı’ yoktu. Bu nedenle, 8 Mart ‘kadınlara seçme ve seçilme hakkı’ verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlendi. 19 Mart 1911’de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın, ‘seçme ve seçilme hakkı’ verilmesinin yanında meslek alanında da eğitim görme, çalışma alanlarında erkeklerle eşit olma, mücadelesi için toplanmıştı.

Çarlık Rusya’sında gösteri düzenlemek neredeyse imkânsızken, 8 Mart 1913’te kadınlar gününün, Rusya’da da kutlanması, büyük bir gelişme oldu. Hatta iki yerel işçi gazetesinde günün anlam ve önemini anlatan yazılar yayımlandı ve Zetkin’in dayanışma duyguları anlatıldı.

Türkiye’de “Dünya Kadınlar Günü”, ilk kez 8 Mart 1921’de “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. Bu kutlamalar, 1975’ten itibaren sokaklara taştı. 1980-84 arasında engellenen kadınlar günü, 1984’ten itibaren tekrar “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başladı.

Atatürk, “Dünyada hiçbir kadın, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez” demişti. Türk kadını, yeri geldiğinde ölümü göze alarak, cephede yer alan cefakâr ve vefakâr kadınlardı. Bu nedenle Atamız kadınlara verdiği değerin göstergesi olarak, Avrupa ülkelerinden önce, 1926’da Medeni Kanunu çıkardı. 1930’da belediye seçimlerinde, 1934’te milletvekili seçimlerinde ‘seçme ve seçilme hakkı’ tanıdı.

Ancak gelişen dünyada kadınların da sahip olması gereken haklar yok değildi. Kutlayarak hatırladığımız tek günle, kadınlarımızın sorunları çözülmüyor, yerli yerinde duruyor. Kadınlar öldürülüyor, psikolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel şiddete uğruyor, eşit işe eşit ücret alamıyor, işsiz kalıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, hatta uçurumunun en derin olduğu ülkeler arasında 2024 yılında, 146 ülke içinde 127. sıradayız. Avrupa ülkeleri arasında da sonuncuyuz. Kadınların kayıt dışı çalıştırılması oranı, erkeklerde %22 iken, kadınlarda %44’tür. İşgücüne katılım oranı 2024’te erkeklerde %70 iken, kadınlarda %32.5’tir.

Ülke genelinde kadınların %26’sı 18 yaşından önce evleniyor. 18 yaşından önce, %50’si fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalırken, 18 yaşından sonra %30’u fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Kadınlarla kız çocukları şiddete karşı risk grupları içinde yer alıyor. Dünya sağlık örgütü verilerine göre, Dünya’daki her üç kadından biri (%35) fiziksel ya da cinsel şiddete, her üç kadından ikisi (%43) psikolojik şiddete uğruyor. BM 2017 raporuna göre, yılda 87 bin kadın öldürüldü. Kadınların 15-44 yaş aralığında, kanser, trafik kazası, bulaşıcı hastalıklardan ölme riski; tecavüz ve aile içi şiddetten ölme riskinden daha düşük.

Türkiye’de fiziksel şiddetin en fazla olduğu bölge Orta Anadolu (%36), cinsel şiddetin en fazla olduğu bölge Kuzeydoğu Anadolu (%12), duygusal şiddetin en fazla olduğu bölge ise Batı Anadolu’dur (%44). Ülkemizde 2024’te 394 kadın öldürülmüş, 258 kadının ölümü şüpheli bulunmuştur. 2025’in ilk ayında ise 33 kadın öldürülmüş, 32 kadının ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçmiştir.

Hal böyle olunca, biz “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü nasıl kutlayabiliriz?

Bugün ancak anma günü olabilir.

Oysa Atatürk; “Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” demişti. Kadınlar ne zaman Dünya’daki hak ettiği yeri alırsa, o zaman “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” sevinçle, coşkuyla, mutlulukla kutlanır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.