Sözcü Gazetesi'nde 28.08.2018'de yayımlanan Uğur ENÇ'in haberine göre: "Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası'nı 2013'de 1.1 milyon dolara Albayrak'lara satan hükümet, İzmit kağıt fabrikasını da kapatıp kağıt müzesi yaptı. Şimdi kağıdı yurtdışından alıp, gazete kağıdının tonuna 800 dolar, kitap kağıdının tonuna ise 900 Euro ödüyoruz."
Bilindiği gibi, ilk Türk matbaası Osmanlı döneminde 1674 doğumlu İbrahim Müteferrika tarafından Sait Efendi ile birlikte 16 Aralık 1727 tarihinde İstanbul’da kuruldu. O günden sonra hızla gelişen kitap basımı ile bilim, Osmanlı'da hızla gelişti. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında bilimsel gelişmeler hız kesse de, Allah'tan son 16 yılda tekrar eski hızına kavuştu.
Uzay çalışmaları ülkemizde hız kazandı. Mars'a insanlı araç gönderme projelesi üzerinde bile düşünüldü. Ancak tüm bu gelişmeleri önlemek için dış güçler Türkiye üzerinde yeni bir oyuna giriştiler. Dolar ve faiz lobisi devreye girdi ve döviz hızla değer kazandı. Hatta iki yıl önce bize tonu 450 dolardan satılan gazete kağıdının tonu, birden 800 dolar seviyesine yükseldi. Hem dövizdeki, hemde ithal gazete kağıdı fiyatındaki bu yükselişin sebebi elbette dış güçler.. Yoksa Sözcü Gazetesi'nde de belirtildiği gibi 2013'te Albayrak'lara satılan ve 2018'de yeniden üretime açılacağı söylenen, Balıkesir SEKA fabrikasının hala kağıt üretmiyor olması ve Türkiye'de 1 gram bile gazete kağıdı üretilmesinin bu konuyla uzaktan yakından bir ilgisi olamaz.
Tüm bu gelişmeler sonucunda Türkiye'de yayımlanan gazeteler ve yayınevleri için ciddi bir zarar ve kapanma tehlikesi ortaya çıktı. Şimdi soruyorum size "kitap ve gazete basılamayan bir ülkede bilimsel gelişme olur mu?.." Olmaz tabi ki. Bu da karşı karşıya olduğumuz tehlike ve amacı ortaya çıkarıyor.
Böyle şakayla karışık dile getirmeye çalışsam da Türkiye gibi bir ülkeyi diğer üretim alanlarında olduğu gibi 1 gram gazete kağıdı üretemeyecek hale getiren ekonomi politikalarıyla yöneten iktidar; hala döviz artışını dış güçlere bağlıyor. Aslında gazete kağıdı kadar basit bir girdiyi üretemeyen, daha ucuz diye hep ithalat politikası izleyen ve bütün temel ve ara mamul üretim alanlarında aynı politika yüzünden tamamen dışa bağımlı hale gelen Türkiye'nin dövize ihtiyacı vardır. Döviz artışının ve Türk ekonomisinin temel sıkıntısı budur.
Üretim yapmıyoruz!
Dış güçler bunu yaparak, bir gram bile gazete kağıdı üretmeyen Türkiye'nin uzay çalışmalarını ve hatta Mars'a insan göndermesini engelleyebilirler mi ?.. Bunu zaman içinde göreceğiz..