3 Aralık 2023 Pazar günü Dünya Engelliler Farkındalık Günü.
Daha kaliteli bir hayat için topluma bir şeyleri kabul ettirme çabalarının yanı sıra yönetici kademesindeki zevatın birçok konuda olduğu gibi bu konuda da “çok laf, az iş” ve “bolca istismar” çizgisine şahit olacağız her yıl olduğu gibi.
Biz yine toplumu ve onun temeli olan insanı hedef alarak farkındalık çabamıza devam edelim.
İnsan.
Hani şu işimize geldiğinde "yaratılmışların en üstünü" diye övdüğümüz, övündüğümüz insan.
Hani şu haklarına sahip çıkmak şöyle dursun haklarını hiçe saydığımız insan.
İnsanın en büyük dramıdır insana, insanın insafına mahkûm olmak.
Hayat hakkının sözde kalmayıp vicdanların derinliğine işlenen bir gerçek olduğunu anlamak, bu yolda atılacak en büyük adımdır. İşte o zaman, engellileri sizlere ya da bizlere farklıymış gibi gösteren ne varsa ortadan kalkacaktır.
Engellenen insanların elbette problemleri çok. Aşılan her engel sonrası, dolayısıyla yaşadıkları her an yeni bir engelle karşılaştıkları için engelli diyorlar engellenen bireylere. Asansörsüz binalar engel, dar asansörler engel, yüksek kaldırımlar engel, erişime uygun olmayan ulaşım araçları engel, sesli / braille ile yazılmış kitap eksikliği engel, ailesinin ve çevresinin bilinçsizliği engel, eğitim alsa işsizlik engel, iş bulsa bilinçsiz yöneticiler engel, toplumun ona bakışı engel... Eğitim görmesi en çok ona gerekirken yukarıda saydığım engeller yüzünden eğitimsiz kalmak ta hayata katılma konusunda onun için engel.
İnsana yapılan yatırımın öneminin gittikçe arttığı günümüzün bilgi dünyasında düşüncem şudur:
Engellilerin geleceklerinin şansa bırakılmayarak, sahip oldukları yetenekler doğrultusunda kurumlaşan bir anlayışla gerek devlet gerekse sivil toplum örgütlerince sahip çıkılacakları ortamların meydana gelmesi, tüm medyatik ve siyasi gösterilerin ötesinde artık “bıçağın kemiğe dayandığı” bir gerekliliktir.
Bundan yaklaşık 40 yıl önce ailelerin engelli evlatlarını sosyal hayata katmaları istenirdi. Hâlâ aksini yapanların mevcut olduğunu düşünmekle beraber günümüzde engelli aileleri ve bizzat engelli profilinin çok daha farklı ve çok daha kompleks bir yapıda oluğunu görmek mümkündür.
“Sosyal hayata katılın!” çağrısına uyan engelliler, sosyal hayatın tam göbeğindedirler artık. Eğitim almak istiyorlar, meslek edinmek, çalışmak istiyorlar. Kısacası, “herkes gibi, herkesle beraber” bir hayat talep ediyorlar. Aileler de çok daha bilinçli ve arzulu artık.
Ama ne yazık ki, sanırım engelliler ve ailelerinin bu davete icabet etmeyeceklerini düşündüklerinden olsa gerek, erişim konusundaki düzenlemelerde ciddi sıkıntılar giderilmiş değil. 2023 Türkiye’sinde halen engellilerin kullanamadıkları kaldırımlar, giremedikleri binalar, binemedikleri toplu taşıma araçları bir gerçeklik olarak durmaktadır.
Hal böyle olunca belli hizmetleri almayı bekleyen her toplum kesimi gibi engelli camiası da oy avcısı siyasetçiler için vazgeçilemeyecek bir unsur haline gelir.
Son olarak herkesin bilmesi gereken önemli bir bilgi:
3 Aralık Dünya Engelliler Günü, kutlanacak bir gün değil, engelli haklarının gündeme geldiği, toplumun her kesimini kapsaması gereken bir “farkındalık” günüdür.
Toplum ve “hizmet etsin” diye seçilenler “fark edecek” ve engelleri kaldırmak için harekete geçecek.
Şu an öyle mi?
Yorum sizin.
Çok güzel anlatmışsın Alper kardeş Emeğine, yüreğime sağlık Asıl engel sevgisiz yüreklerde, anlamayan beyinlerdedir Özürlü olmak senin gibi üretici olanlar için sorun değildir...