Atasözü denilen şey aslında geçmiş deneyimlerin geleceğe aktarılmasından başka bir şey değildir. “Zararın neresinden dönülürse kardır” bizim dikkate almadığımız ancak ülkemizin geldiği noktada içinde bulunduğu durumu en iyi anlatan bir atasözü. Son zamanlarda yaşanan olaylar gösterdi ki bu dikkatsizlik sonucu ülkemizin kaybı, kazanımdan çok daha fazla oldu.

Cumhuriyet Gazetesi’nde 05.12.2017 tarihinde yayımlanan “Yargıtay  ‘ak'ladı” başlıklı Alican Uludağ’ın haberine göre özetle: Yargıtay, 17 Aralık operasyonu öncesindeki AKP-Cemaat ortaklığına ‘kaçınılmaz hata’ dedi, “bu yanılgı içinde bulunanların cezalandırılamayacağı” yorumunu yaptı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hâkimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik hakkında FETÖ’den verilen hapis cezasını onadığı kararın gerekçesinde; AKP’nin 17 Aralık 2013’e kadar cemaatle sürdürdüğü ortaklığı “aklayacak” yorumlarda bulundu. Önce “dini bir kült”, ardından da terör örgütüne dönüşen FETÖ/PDY’nin başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıktığı ve genellikle böyle algılandığı, bu yapının meşru amaçlarla kurulup daha sonra suç örgütüne dönüştüğü andan itibaren ceza hukuku bakımından sorumlu olunacağı ve TCK’nin “hata” başlıklı 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Tayyip Erdoğan, AKP’nin cemaatle kurduğu ortaklığı “aldatılma” olarak nitelendirmişti. Darbe girişiminin ardından 3 Ağustos 2016’da konuşan Erdoğan, cemaatle ilişkilerini “Yurtdışında yürüttükleri eğitim faaliyetlerinin hatrına bunlara müsamaha gösterdik. Hatta ve hatta Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var dedik. Ama aynı menzile giden farklı yollardan bir yapı gördüğümüz yapının sinsi emellerin örtüsü olduğunu uzun süre göremedik. Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin” sözleriyle tanımlamıştı. Böylece Erdoğan’ın görüşleriyle paralel ancak hukuk adına acı bir Yargıtay kararı oluştu.

Bu karara göre 17 Aralık 2013’e kadar tertemiz olduğu zannedilen örgütün, bu tarihten sonra zararlı olduğu anlaşılmış. Ancak daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi 25 Ağustos 2004 tarih ve 481 sayılı MGK’de kararında FETÖ’nün yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerinin engellenmesi için bir karar alındığı ve bu kararın Tayyip Erdoğan dâhil tüm üyelerce imzalandığı Yargıtay kararında hiç belirtilmemiş.

Devletin her biriminde bu ve buna benzer yapılan hataları örtbas etme amacı güden kararları görüyoruz. İlan edilen olağanüstü halin sağladığı imkânlarla, amacın çok dışına çıkan KHK’larla ülkeyi yönetmek gibi yeni bir demokrasi kavramıyla karşı karşıyayız.

Kendi yarattıkları FETÖ ile mücadele için tek çözüm olarak kendini gösteren, ancak kendi içindeki FETÖ’cüleri bile tasfiye edemeyen AKP’yi, maalesef muhalefet olması gereken Bahçeli, Perinçek gibi parti liderleri bile destekledi ve desteklemeye devam ediyor. Dünya siyaset tarihinde belki de ilk defa kendi hatasını düzeltmek için şans verilen siyasi lider Erdoğan oldu. 

Ama bu şans iyi değerlendirildi mi ?..asla…
Her geçen gün içeride ve dışarıda Türkiye yalnızlık ve karanlığa doğru gidiyor. 

Türk halkı 15 yıldan beri kandırılmaktan bıkmadı, dün Halk TV’de bir şehit anası olan Pakize Akbaba’nın konuşmasını (http://halktv.com.tr/videolar/pakize-anneden-salonu-ayaga-kaldiran-konusma) herkesin dinlemesi lazım. Halk istikrar için oy verdikçe ne verilen sözler tutuldu, ne de terör durdu.
Halka "yastık altındaki paraları, bankalara yatırın, ekonomik canlılık artsın" diye hükümet seferberlik ilan etti. Ama hükümet üyelerinin birinci derece yakınlarının Türkiye’de kazandıkları paralara vergi vermemek için başka ülke ve adacıklara bu paraları transfer ettiği ortaya çıktı.

Rıza Sarraf, hükümet tarafından "milli kahraman" olarak görülürken ve ABD gibi bir ülkeye "onun uğruna iki defa nota verilirken", birden verdiği rüşvetleri açıklayınca "hain" ilan edildi.
Bu adamla ilgili davanın faturasının ülkemize nasıl yansıyacağı ise henüz bilinmiyor.

Kısaca zarardan dönmek yerine, istikrar için bu ülkenin halkının ve bazı muhalefet liderlerinin destek verdiği AKP ile Türkiye; kaybın, kazanımdan daha çok olduğu bir duruma geldi. 


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.