1982 Yılından 2010 yılına kadar finans sektöründe aktif görev yaptım.

1980 Askeri darbesi, o devrede yaratılan kargaşanın yanı sıra, ekonomik ve siyasi krizler de bahane edilerek yapılmıştı.

Darbe öncesi Süleyman Demirel Hükümetinde Başbakanlık Müsteşarı görevindeki Turgut Özal tarafından hazırlanan 24 Ocak (1980) ekonomik kararlarıyla, serbest piyasa ekonomisi devreye alınmıştı. Neo liberal denilen devletin hiçbir şeye müdahale etmediği, serbest piyasa ekonomi sistemi, en acımasız şekilde uygulamaya konuldu.

Kararlar alınırken Turgut Özal’ın açıklamasının başında “kemerleri sıkacağız” sözlerini o dönemi izleyenler çok iyi anımsarlar.

Devleti yönetenler, yönettikleri devleti resmen yerlere vurdular;

- Bu devlet KİT denilen varlıklar yüzünden hantal olmuş bir devlettir.

- Devlet basma, sigara, içki, petrol satmaz, devlet ticaret yapamaz.

- Devletin hantal olmasına neden olan Kitler zaten kar da etmiyor.

- Kitleri bir an önce elden çıkarmak için özelleştirme yasası çıkarmak şart...

Dediklerini de yaptılar ve özelleştirme yasası çıkardılar.

Bu devrede zarar etmeyen KİT’ler talimatlarla zarar ettirildi.

Bakın KİT’ler sürekli hazineden yiyor, satmak şart” söylemlerini milleti ikna etmek için öne çıkarttılar.

PETKİM’in zarar etmesi talimatını, o dönemin muhasebe müdürü anlattı. 30 senedir çalışan ve Muhasebe müdürlüğü yapan yönetici “ağlayarak 1990 senesi sonunda ilk defa zarar yazdım” demişti.

Ülkemizde 24 Ocak Kararları ile başlayan serbest ekonomi modeli, bize tamamen yabancı ve ülkemizi krizlere sokan bir model oldu. Gerçek yerli ve millî ekonomi modelinin; Cumhuriyet’in ilk on senesindeki ekonomik buhrana rağmen, ülkemizi büyüyen 2 ekonomiden birisi yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün uygulamaları olduğunu unutmamak gerekir. Satılan değerleri ve yarattıkları katma değerleri bugüne göre değerlendirme yapılsaydı, borcu olmayan ve artı rezervi olan bir ülke olurduk.

Şimdi, 2023 seçimleri de bitti ve SAVUNMA SANAYİ’mizdeki gelişmeler dikkate alınarak “Yerli ve Milli” sözleri ediliyor sürekli.. Savunma Sanayiindeki projelerin planlarını yapan ve ERGENEKON KUMPASI’ndan hapse atılan, Özden Örnek başta olmak üzere çok değerli Türk Subayları idi. Onların yaptıkları ve başlattıkları projeler hayata geçiriliyor.

Bunların yanısıra görülüyor ki, tekstil sektörü uzun zamandır iyi gitmiyor ve çok kişiyi istihdam eden tekstil sanayi fabrikaları kapanmaya başladılar. Karma ekonomi modeli uygulansaydı, bu şirketler batmadan devlet olarak ortak olur, binlerce insan işsiz kalmaktan kurtarılırdı. Bu görevi öncelikle devlet bankaları yapmalıdır.

Yöneticilerimiz, özelleştirme sevdalarından vazgeçmeliler. Devlet özelleştirmeyle uğraşacağına, örneğin tarım alanları açmada öncü olmalıdır. Devlet üretme çiftlikleri, tarım alanında çok daha fazla arazileri kullanmaya başmalıdır. Hayvancılık için de ET VE SÜT KURUMU özellikle Güneydoğu-Doğu Anadolu- Doğu Karadeniz bölgesinden başlamak üzere zaman kaybetmeden yatırımlar yapmaya yönelmelidir. O bölgelerdeki insanlara hisseler vermelidir. Vatandaş ve Devlet ortak olmalıdır.

Bu yatırımlar yapılırsa neler olur, en basitinden bir kaçını sayar isek;

  • Şehirden köye geriye göçler başlar.
  • Büyük kentler de nüfus azalmaya başlar. Ulaşım sorunları da kendiliğinden çözülür. Ulaşım sorununu çözmek için yeni yatırımlar azalır ve ciddi tasarruflar sağlanır.
  • Tarım, hayvan ürünleri ithalatı giderek yok olur. Eskisi gibi yeniden “satan ülke” olmamamız için hiçbir engel yoktur.

Neticesinde en akılcı çözüm; Yatırımcının krizlerden etkilenmesi halinde sahip çıkan, gerekirse devlet adına ortak olup, istihdamı destekleyen tek model olan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün KARMA EKONOMİ MODELİ’dir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hidayet 2 yıl önce

İşte budur. Ağlaşmayalım, şu anlatılanlara uyalım. (teşekkürler)