Konteyner kentlerde kara kış korkusu

1 trilyon TL’lik kaynak ayrılan depremzedelerin kış mücadelesi başladı. Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 9 ay geçti. 1 yılda kalıcı konutlara geçiş sözünün verildiği bölgede ise hâlâ enkaz kaldırma ve yıkım çalışmaları devam ediyor.

Yeni inşaat izinleri için yüzey analizlerinin yapıldığı ve ağırlıklı olarak TOKİ konutlarının inşa edildiği bölgelerde yüzbinlerce depremzede ise konteynerlerde kış koşulları ile mücadele etmeye çalışıyor. Adıyaman bölgesinde konuştuğumuz depremzedeler son fırtınalar ile tüm konteynerlerin su aldığını belirtirken, kar ve fırtınalarla gelen mevsim değişiminde konteyner kentlerde karakış korkusu yayılmış durumda.

180 METREKAREDEN 21 METREKAREYE

Sözcü'de yer alan habere göre, Adıyaman'da konteynerde yaşayan bir depremzede geçen haftaki yoğun yağış sonrası yaşadıklarını “Divan üstünde 3 kızımla 3 gün boyunca uyumak zorunda kaldık. Soba da verilmedi burada klima verildi. Adıyaman iklimi saat 4-5'ten sonra kuvvetli ayaza çeker. Dağın yamacındayız. Bütün halılarım, koltuklarım gitti” diye anlatırken birçok depremzede konteynerleri kendi imkanları ile çadırlarla sarmaya başladı.  Görüştüğümüz bir başka depremzede ise yaz dönemini korkusuz geçirdiklerini ancak yağmurla birlikte korkmaya başladıklarını belirtti. Daha önce ev sahibi olan ve evi yıkılan bir depremzede ise “180 metrekareden bir anda 21 metrekareye düştük. Pencereden su geliyor. 6 kişi zor oluyor yaşamak. Pencerelere silikon çekiyorlar. Çadır çektiler gece” dedi.

800 TL servis parası ödüyorlar

Geçim derdi depremzede için en büyük problemlerden biri. Bir depremzede “Çocuklarımızı okula yollarken servis parası alıyorlar. Hani taşımalı eğitim olacaktı. Ben ayda 800 lira servis parası ödüyorum. İlle de yakındaki okula yolla deniyor, o okulun kalitesi iyi değilse neden çocuğumu kötü bir okula mahkum edeyim. Okulda deneme sınavı yapıyorlar her sınav 10 lira istiyorlar” ifadeleri ile yaşadıkları sıkıntıyı anlattı. Diğer taraftan aileler çocuklarını yalnız bırakamadıklarını ve her aileden bir kişinin çalışmak zorunda kaldığını kaydetti.