BURSA ARENA / Haber Merkezi
Amerika, ciddi petrol rezervinin bulunduğu Suriye'nin doğusunda varlığını sürdürüyor. Türkiye ise buraya yönelik bir girişimde bulunmadı. ABD Başkanı Biden'ın, mektubuyla iki ülkenin gerginlik maddelerine yenisi eklendi.
"İki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil. Sayın Biden ile iyi başladık diyemem"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu'na katıldığı New York'tan Türkiye'ye dönüş öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada kullandı.
Uzun bir süredir Ankara-Washington ilişkileri zorlu bir süreçten geçiyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'ye gönderdiği mektupta, Türkiye'nin Suriye'deki harekatı için "Türkiye, ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor" ifadelerine yer vermesi ikili ilişkileri daha da gerileceğinin işareti olarak görüldü.
"ABD yanlış politikalarından vazgeçsin"
Açıklamaya tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Washington yönetiminin Kongre'ye mektup yollarken ya da Amerikan halkına bilgi verirken doğruyu söylemediği belirtti.
Çavuşoğlu devamında, "Türkiye'yi suçlamak yerine ABD kendi yanlış politikalarından vazgeçsin. Ayrıca Amerikan halkına da kongresine de daha dürüst davransın" şeklinde konuştu.
Biden'ın sözünü ettiği Ankara, ABD'nin hangi dış politikasına zarar veriyor?
NATO üyesi ABD-Türkiye'nin çıkarları nasıl çatışıyor?
İki ülkenin Suriye üzerinden çatışma ihtimali var mı?
Uzmanlar, Türk-Amerikan ilişkilerini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Biden'ın Ortadoğu stratejisi net değil"
21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı Emekli Albay Ünal Atabey, Türkiye'nin Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya'daki varlığıyla Rusya ile işbirliğinin ABD'yi rahatsız ettiği görüşünde.
Ünal Atabey / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Ankara ve Moskova'nın Suriye'de birlikte hareket etmesi ABD'yi rahatsız ediyor"
Afganistan'dan çekilen ABD'nin şu anda Irak'taki muharip güçlerini de çektiğini hatırlatan Atabey, "ABD yakın vadede olmasa da az sayıda askeri varlığını bırakacak şekilde Suriye'den de çekileceğini düşünüyorum" dedi.
Washington yönetiminin çekilip çekilmeme konusunda çelişkili görüşlere sahip olduğunu kaydeden Atabey, bunun da Biden'ın Ortadoğu stratejisinin net olmamasından kaynakladığını söyledi.
Atabey'e göre, Biden'ın Asya-Pasifik bölgesine odaklanarak ağırlığını oraya vermesi Ortadoğu'da kafa karışıklığına neden oluyor.
Ancak ABD'nin Ortadoğu'yu terk etmeyeceğini, çünkü Asya-Pasifik'in bir ayağının da Ortadoğu üzerinden dengelemek istediğini ifade eden Atabey, "Ankara'nın Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya'daki varlığı bir bütünlük arz ediyor. Aynı zamanda Rusya ile işbirliği alanını genişleterek hareket pozisyonunu artırıyor. Ankara ve Moskova'nın Suriye'de birlikte hareket etmesi ABD'yi rahatsız ediyor. Biden bu yüzden Türkiye için 'çıkarlarımıza zarar veriyor' açıklamasında bunuyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Suriye değil ama Yunanistan üzerinden bir çatışma riski olabilir"
Atabey, "İki NATO üyesi olan Türkiye ve ABD'nin Suriye üzerinden çatışma ihtimali var mı" sorusuna yanıtı şöyle oldu:
"Suriye üzerinden bir çatışma ihtimali görmüyorum ama Yunanistan üzerinden bir risk var. Yunanistan geçen günlerde Fransa ile savunma işbirliği anlaşması imzaladı. Hem Türkiye'yi sıkıştırmak hem de Ortadoğu ve Akdeniz'i dengelemek için ABD, Fransa ayarı ve seviyesinde Yunanistan ile benzer bir savunma işbirliği anlaşması yapabilir. ABD ve Fransa ile gireceği her türlü askeri angajman Atina'yı geçici bir süre şımartabilir. Geçici bir süre balayı dönemi yaşayabilirler ancak bu ilişki saman alevi gibi gelip geçici olur. Sonrasında taraflar için yanıltıcı ve pişmanlık yüklü olabilir. Çünkü ABD ve Fransa Yunanistan'ı yolda yalnız bırakabilir, bu ülkelere fazla güvenmesin. Yunanistan başka yerlerden medet ummasın, güvenecekse Türkiye'nin iyi komşuluk ilişkileri yaklaşımına güvensin."
Savaş Biçer / Fotoğraf: Twitter
"ABD, Rusya ve İran'ı sınırlamak istiyor"
Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Emekli Kurmay Albay Dr. Savaş Biçer ise farklı görüşte.
ABD'nin Suriye'de özellikle iki meseleye odaklandığını kaydeden Dr. Biçer, "Birincisi, Rusya'yı çevreleyerek Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'deki Rus etkisini sınırlamak. İkincisi ise İran'ı sınırlayarak körfezden başlayan Şii Hilali'nin önünü kesmek istiyor" dedi.
Söz konusu stratejinin İsrail'in çıkarı için gerekli olduğunun altını çizen Biçer, "İşte Türkiye bu denklemde ulusal çıkarları doğrultusunda bir dış politika izlediği ve bu dış politika da ABD çıkarlarına ters düştüğü için sadece ABD'nin değil, emperyalist devletlerin hepsinin dış politikasına zarar veriyor" ifadelerini kullandı.
"Türkiye ve ABD'nin Suriye'de çok farklı çıkarları var"
ABD ve Türkiye'nin Suriye üzerinden çatışma ihtimalini değerlendiren Dr. Biçer, "Bence konu NATO temelinde ele alınmamalı. ABD ve Türkiye ikili ilişkileri, iki ülkenin ulusal çıkarları esas alındığında NATO ittifakına zarar verme noktasına gelmez, çatışma ihtimali ise çok düşük" yorumunda bulundu.
Ankara ve Washington'un Suriye konusunda çok farklı çıkarları olduğuna değinen Biçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD'nin müttefik ilan ettiği terör örgütleri üzerinden bir tertibi ise her zaman beklenebilir. Türkiye ve ABD'nin Suriye konusunda aslında çok farklı çıkarları var. Türkiye hemen yanı başında bir terör yapılanması istemiyor ve Suriye halkının insani sorunlarını düşünüyor. Bu iki konuyu ABD'nin çok fazla dikkate aldığını sanmıyorum."
"Demek ki Türkiye ABD'nin stratejilerini önlüyor"
Ortadoğu, Avrasya ve Asya-Pasifik Araştırmaları Platformu (ODAP) Direktörü Ali Semin, ABD'den ilk defa bu denli net bir açıklamanın geldiğini söyledi.
ABD'nin ulusal çıkarları ve dış politikasına zarar verildiği şeklindeki değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığını, Türkiye'nin sadece kendi sınırından terör koridorunu kestiğini belirten Semin, "İki ülkenin anlaşamadığı konuların başında PKK terör örgütünün Suriye'deki varlığıdır. ABD 'IŞİD ile mücadelemizi etkiliyor' diyor ama Türkiye Fırat Kalkanı Harekatı'nda IŞİD ile çatıştı" hatırlatmasında bulundu.
Washington yönetiminin Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin kurduğu özerk bölgeye kimsenin müdahale etmesini istemediğini kaydeden Semin, "Türkiye'nin hem Irak hem de Suriye'de PKK/PYD ve üst düzey yöneticilerine karşı düzenlediği operasyonlar ABD'yi rahatsız ediyor. Biden'ın 'çıkarlarımıza zarar veriyor' açıklaması başka ülkeler için geçerli olabilir ama bunu Türkiye'ye söylememeli. Bir kere sınır komşusu değil. Demek ki Türkiye, ABD'nin stratejilerini önleyebiliyor. Mektuptan bu anlam da çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Ali Semin , by abdulhakim.gunaydin
"Suriye'de vekalet savaşları tekrar hız kazanabilir"
ABD ve Türkiye'nin Suriye üzerinden bir çatışma ihtimalinin yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Semin, Ankara-Moskova işbirliğinin ABD'yi rahatsız ettiğini belirterek, devamında şunları kaydetti:
"Birçok konuda anlaşamasalar da Türk-Rus işbirliği devam ediyor. Biden mektupta Ankara'ya 'Rusya ile mutabakat yapıyorsunuz ama bunların hiçbiri sahada uygulanmıyor ve onlara karşı bir şey yapmıyorsunuz. Biz bir şey yaptığımızda hemen harekete geçiyorsunuz' demek istiyor. Ancak Rusya'nın yaptığıyla ABD'nin yaptığı bir değil. Çünkü ABD, PKK'ya direkt destek veriyor. Aslında desteği çekse Ankara'nın Rusya'dan çok ABD ile hareket etme ihtimali var."
Biden'ın Kongre'ye gönderdiği mektup, Rusya'nın İdlib konusundaki tavrı ve İran'a bağlı milislerin saldırıları nedeniyle Suriye'deki vekalet savaşlarının yeniden hız kazanabileceğine dikkati çeken Semin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gözlerden kaçmasın ama PYD'den bir heyet ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretten sonra yapılan açıklamada 'ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde kalacağına ilişkin söz verdi' şeklinde bir açıklama oldu. Lobiciliğin çok etkili olduğu ABD'de bu ziyaretten sonra Biden'ın mektupta söz konusu meselelere değinmesi çok dikkat çekicidir. Görüşmeler neticesinde mektuptaki ifadelerin kullanıldığını düşünüyorum. Birazda PYD'ye güvence verme anlamı taşıyor. ABD bunu yaparken Türkiye gibi bir stratejik ortağını göz ardı ediyor. Belki kısa vadede olmaz ama Ankara'nın da alternatif arayışına gireceğini öngörüyorum."
The Independentturkısh