Deprem bölgesinde hekimlerin çalışma ve barınma sorunları

Solunum Derneği TÜSAD, deprem bölgesine yönelik bir rapor hazırlayarak, hekimlerin çalışma koşulları ve barınmalarıyla ilgili sorunların bir an önce çözülmesini istedi. Bölgede akciğer enfeksiyonlarının yanı sıra KOAH ve astım atakları yaşayan hasta sayısında artış görülürken, bölgedeki hekimlerin aynı zamanda depremzede olduğunu hatırlatan Solunum Derneği TÜSAD, sağlık hizmetlerinin aksamaması için gözlem ve önerilerini aktardı.

Türkiye’de 11 ili etkisi altına alan deprem felaketinin ardından yaralar sarılmaya çalışılırken, hekimler de sağlık hizmetlerini aksatmadan sürdürmeye çalışıyor. Sağlık hizmetlerinin daha iyi verilebilmesi ve hekimlerin sorunlarının çözülebilmesi için bölgeye giden ve ardından bir rapor hazırlayan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), hekimlerin barınma sorununun ve çalışma koşullarıyla ilgili olumsuzlukların bir an önce çözüme kavuşturulmasını istedi.

TÜSAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Onur Turan ile Merkez Yürütme Kurulu Üyeleri Doç. Dr. Şule Taş Gülen ve Doç. Dr. Özgür Batum başkanlığında bölgeye giden ekip, 10 ayrı hastaneyi ziyaret etti. Çalışma koşulları ve yaşanan sorunlar bizzat yerinde değerlendirilirken, bölgede görev yapan hekimlerle doğrudan görüşmeler de yapıldı. Bu çalışmanın sonucunda ortaya çıkan TÜSAD Gözlem ve Çözüm Raporu’nda sorunların yanı sıra önerilere de yer verildi.

HEKİMLER DE DEPREMZEDE

“En büyük sorunlardan biri, bölgede görev yapan hekimlerin aynı zamanda depremzede olmaları” denilen raporda, şu değerlendirmeler yapıldı: “Bölgedeki hekimlerimizin yaşadıkları psikolojik travmadan sıyrılabilmeleri için çalışma koşullarının idealize edilmesi gerekiyor. Hekimleri dinlendirerek vardiya usulü çalışmalarını sağlamak, bunun için de bu bölgelerde geçici görevlendirmeler ile çalışma saatlerini aza indirgemek rahatlatıcı bir çözüm olabilir. Bu konuda prosedürlerin yavaş işlemesi moral bozucu ve motivasyonu azaltıcı bir etki oluşturuyor.”

HASTANEYE YATIŞLAR ARTTI

Raporda, sağlık sorunlarında bir artış gözlemlendiğine de dikkat çekilerek, şu tespitler aktarıldı: “Depremde yıkılan veya hasar gören binalar nedeniyle çoğunlukla çadırlarda konaklayan depremzedeler sağlıksız barınma, hijyen ortamı ve mevcut iklim koşullarından dolayı sıklıkla üst ve alt solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. KOAH ve astım hastaları sık sık alevlenme yaşıyor. Bu nedenle acil servise başvuran veya hastaneye yatan çok sayıda depremzede mevcut. Bu da göğüs hastalıkları bölümünün iş yükünde ciddi bir artışa neden oluyor.”

EKİPMAN İHTİYACI VAR

Bölgede bazı hastanelerde poliklinik hizmeti verilemediği, gideceği yerleri olmayan hasta yakınları için hastane yataklarının barınma amaçlı kullanıldığı belirtilen raporda, sağlık çalışanları bir kısmının da aileleri ile hastanede yaşadığına dikkat çekildi. Hastanelerin ihtiyaçlarına da işaret edilen raporda, “Yoğun bakım ünitelerinin bazıları, göğüs hastalıkları servisi, uyku ve bronkoskopi üniteleri kullanılamaz halde” denildi.

EN ACİL ÖNERİLER

Gözlem ve Çözüm Raporu ile birlikte, bölgedeki durumu gösteren görsellerin ve hekimlerle yapılan röportajların yer aldığı bir videoyu tüm üyeleri ile paylaşan TÜSAD, acil çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

Deprem bölgesinde görev yapan hekimlere geçici görevlendirmeler ile (gönüllülük esası alınarak) destek olacak hekim ekiplerinin oluşturulmalı.

Barınma için konteyner ve benzeri konaklama seçeneklerinin ivedilikle temin edilmeli.

Bölgede uzun süreli görevlendirilecek hekimler için barınma başta olmak üzere altyapı çalışmalarının yapılmalı.

GELECEĞİ DE DÜŞÜNMEK LAZIM

Raporda ayrıca sağlık hizmetlerinin aksamaması için ileride ortaya çıkacak önemli bir sorun da şöyle aktarıldı: “Gelecekte karşı karşıya gelinebilecek en önemli sorunlardan birisi ise eğitim. Gerekli önlemler alınmazsa sağlık hizmetinin yanı sıra asistan doktor ve tıp öğrencisi eğitiminin de süreçten ciddi zarar göreceği görüşündeyiz.”

bursaarena.com.tr

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.