Yıllardır, özellikle televizyon programlarından sonra bana en çok sorulan soru makalenin başlığı, yani “kanseri nasıl yendin”  oldu. Maalesef bu güne kadar hiç kimse “neden kanser oldun” diye bir soru  sormadı, sormuyor.

Sağlık konusunda çaresizliğin tavan yaptığı günümüzde, insan sağlığı tam bir felakete doğru gidiyor. Kanser, kalp damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, fmf, obezite, diyabet, kemik erimesi, kireçlenme gibi şikayetler sıradan hastalıklar haline geldi. Devletlerin sağlık harcamaları, altından kalkamayacakları boyutlara ulaştı. İnsanlık tam bir çaresizlik içerisinde, her şeyiyle mevcut sağlık sistemine teslim olmuş durumda.

En samimi düşünen devlet adamlarımız, akademisyenlerimiz, araştırmacılarımız veya doktorlarımız bile “sadece semptomları bastıracak ilaçların yerlisini üretmek” derdinde. Yani hiç kimse “hastalık nedenlerini araştırıp ortaya koyarak, bu nedenlerin ortadan kaldırılmasını ve hasta olmamayı” planlayıp programa almıyor.  

Bu durumda iş sorumluluk sahibi insanlarımıza düşüyor ve yapmamız gereken şey çok basit. Sadece “sağlık sistemine ve sağlığımıza bakışımız ile onu değerlendirme şeklimizi değiştirerek birazcık emek verebilsek,” (hastalık zannettiğimiz) sağlık sorunlarımızın pek çoğunu kendimiz çözebileceğiz.

Hepimiz hasta oluncaya kadar sağlığımızı çantada keklik zannediyoruz. Ta ki bazı organlarımız iflas edip, hastanelik oluncaya kadar sağlıklı olduğumuzu sanıyoruz. Sağlığımızı bozacak her türlü yanlışı yapıyor, sonrasında da “zannediyoruz ki rutin checkuplarla, hiç tanımadığımız insanların, elektronik cihazlardan çıkan sonuçlara göre vereceği kararlarla sağlığımız korunacak.”

Hiç dikkate almadığımız konulardan birisi de; “sağlığın statik değil, değişken bir yapıya sahip olduğudur.” Mevcut sağlık durumumuz duygularımız, düşüncelerimiz, psikolojik durumumuz, yediklerimiz, içtiklerimiz aldığımız toksinler vs. birçok nedenle her an değişiklik gösterebilir.

Bu yüzden sağlığımızı daha anlamlı ve sürekli bir perspektiften değerlendirmeyi ve vücudumuzun hasta olmadan önce çok çeşitli şekillerde ki “sinyallerle yaptığı ikazları dikkate alarak, neler yapmamız gerektiğini öğrenmek zorundayız.”

Ben daha kırklı yaşlarda, yavaş yavaş sağlığımı yitirip ölümcül bir hastalığa doğru giderken, hiç kimse bana “bağışıklık sistemimin çöktüğünü, hasta olabileceğimi söylemedi.” Hatta tam aksini söylediler. Altı ayda bir yaptırdığım checkuplar sırasında (dişlerim de bir sürü dolgu olmasına ve ciddi bir bağışıklık yetersizliği sinyali olan soğuk algınlığı ve grip gibi şikayetlerden sık sık muzdarip olmama rağmen) sağlığımın harika olduğunu söylediler.

Her seferinde “elektronik cihazlardan çıkan sonuçlar, modern sağlık sisteminin  belirlediği değerler arasında olduğu için, sağlıklı olduğum söyleniyor ve gönül rahatlığıyla günlük hayatımda yaptığım yanlışlara devam ediyordum.” Sanki sık sık yakalandığım gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlıkları, ağzımın içindeki amalgam dolgular, sık sık çıkan uçuklar, yüzümdeki kahverengi lekeler, alnımdaki kırışıklıklar vs. hastalık habercileri değildi.

(Eğer benim yaşadığım veya benzeri problemlerden herhangi birini ya da birkaçını yaşıyorsanız, beslenmenizde, yaşam tarzınızda vs. ciddi anlamda yanlışlar var ve hasta oluyorsunuz demektir. Bu durumda yapmanız gereken şey kimyasal ilaçlarla semptomları bastırıp, sinyalleri kesmek yerine hayatınızda ki yanlışları düzeltmek olmalıdır. Sizi hasta eden yanlışları yapmaya devam ederek sağlıklı kalmanız mümkün değildir.)

Artık aklı başında, sorumluluk sahibi her insanın bir lider gibi davranarak, üzerine düşeni yapma zorunluluğu olduğuna inanıyorum. Yapılmasını istediğim şeyin sabır ve emek isteyen bir iş olduğunu, sağlığınıza kavuşabilmek ve bu durumu sürekli hale getirebilmek için bugüne kadar (uzun yıllar boyunca) oluşmuş, pekişmiş bir çok kötü alışkanlığı bırakmanızın, yaşam tarzınızı değiştirmenizin ve düşünce biçiminizi yeniden şekillendirmeniz gerektiğini biliyorum.

Ancak bunları yapmanız halinde, eğitimli ve profesyonel sağlık personellerinin ilgilenmesi gereken acil durumlar, ameliyatlar ve özel vakalar dışında sağlığınızı korumanın tamamen kendi kontrolünüzde olacağını da bilmenizi istiyorum.

Yanlış anlaşılmak istemem. Burada “hasta olmuş insanların Doktorlara başvurmadan, kendi kendilerine teşhis koyup, tedavi etmelerini savunmuyorum.” Sadece birazcık emek verip çaba göstermeleri halinde, her insanın kendi sağlığını koruyabilmesi için gerekli bilgilere sahip olabileceğini ve bu bilgilerin uygulanması halinde, kolay kolay hasta olmayacaklarını ve çok uzun süreler sağlıklı kalabileceklerini iddia ediyorum.

Not. Hastalıklar ve nedenleri hakkında geniş bilgiyi “Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim” adlı kitabımda bulabilirsiniz.

Saygılarımla,

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.