İnsanlar toplum yaşantısına uyum sağlayabilmek için çeşitli maskeler kullanır. Toplumun onayladığı bir insan modeli var ve birey onay almak, toplumda değer görmek için bu modele uymaya çalışır. Birey bu nedenle gerçek kimliğini maskeler kullanarak gizler. Örneğin birey çıkarları gereği tiksindiği birine dostça davranabilir ve olumsuz duygularını maskeler. Kaza ile maske düşünce utanç içinde kalır, kendini değersiz hisseder.
Gerçek kimlik ile dış dünyada görülen kimlik farklıdır. Birey evde başka, işte başka, arkadaşlarıyla başka, vs. maskeler kullanır. Çünkü farklı durumlara göre değer görmek için farklı davranması gerekir. Bu maske kullanımı alışkanlık haline gelir ve maskesiz yaşayamaz hale gelir bir süre sonra.
Birey oynadığı role kendini kaptırırsa gerçek kimliği ile oynadığı rol artık birbirine karışır ayırt edemez. Böylece kendinden uzaklaşır ve kendine yabancılaşır. Gerçek benlik ile roller arasında meydana gelen uçurum acı veren bir boşluk olarak hissedilir. Bireyin içindeki boşluk ne kadar büyükse anlamsızlık duygusu da o kadar fazladır. Bu durum depresyon ve intihara kadar gidebilir.
Peki, bu değersizlik duygusunun kökü nereden gelir? Bireylere çocuklukta ebeveynleri tarafından saygı gösterilmemiş, fikirleri sorulmamış, tercih yapmasına izin verilmemiş, bir birey olarak görülmemiş yani kısaca değer verilmemiş olduğu için değersizlik duygusu oluşmuştur. Ama onlar da kendi ebeveynleri tarafından böyle büyütülmüş olduğu için bu şekilde davranmışlardı.
Değersizlik kompleksi herkeste olan bir sorun, kimi farkında, kimi ise değil. Sonuçta herkes bu durumdan acı çekiyor. Değersizlik duygusu doğal bir duygu değil aslında, bireye toplum tarafından dayatılan modele uymaya çalışırken oluşan bir arızadır.
Değersiz hisseden kişi sahip olduğu kişilik özelliklerini görmez, sahip olmadığı özelliklere ulaşmak için çabalar. Bu yüzden birey kendisini sürekli başkalarıyla kıyaslar ve onlardan daha iyi olmak ister, olamayınca daha da değersiz hisseder.
Oysa bu değersizlik duygusunu anlamak ve dönüştürmek elimizdedir. Farkındalık ışığında kişi kendisiyle yüzleştiğinde ve olduğu gibi kabul ettiğinde bu duygu buharlaşır.
Ama nasıl? Bu o kadar da kolay değil, fakat diğer taraftan da kolay, Değişim teknikleriyle!
Dünya Değişim Akademisi iki yüzü aşan Değişim Programları sunuyor. Bunlardan biri de “Öz değer Eksikliğinden Özgürleşme” programı. Bu yöntemle birey nefes ve beden hareketleriyle zihin- beden arasındaki bağlantıyı kullanarak zihinde yeniden bir programlama oluşturuyor. Yenilenmiş olarak bitiriyor programı ve artık maskelere gerek kalmıyor. Çünkü artık o herkesin ve kendisinin de herkes gibi eşsiz olduğunu bu yüzden de değerli olduğunu idrak ediyor. Kişisel gelişim, değişim, dönüşüm için bu teknikler paha biçilmez bir değere sahip. Çünkü kökten, kalıcı bir çözüm sunuyor.