Kendin olmak, kendini aramak, kendini bulmak gibi sözler mutlaka hep duymuşsunuzdur. Ama insan neden kendini bulmak, kendi olmak istesin?

Bu istek ancak insanın aslında kendi gibi olmadığını az da olsa anlamış ve bu yüzden acı çektiğini fark etmiş olmasından kaynaklanıyor.

Toplum bireyi çocukluktan hep olmadığı şey olmaya zorlar ve onu gerçek kendinden, özünden uzaklaştırır. Çocuğa ebeveynlerin, öğretmenin vs. istek ve beklentilerine göre hareket etmesi dayatılır. Çocuk onay almak, sevilmek, takdir görmek, isteğinin yapılması vb. gibi nedenlerden dolayı olmadığı şey olmaya çalışır. “Bak şunun gibi ol” diye örnek gösterilen biri de olabilir bu veya ödül-ceza yöntemi de olabilir. Bazı çocuklar dinlemez, bazıları boyun eğer ama hepsi bu koşullanmadan derece derece etkilenirler.

Ama diğer yönden çocuk ne kadar çabalarsa çabalasın başkası gibi olamaz da zaten, bu da onu mutsuz eder. Çünkü kendisi olduğu haliyle kabullenilmemiş, sevilmemiş olduğu için hep yetersiz, değersiz hisseder.

İstisnasız hepimiz bu tür koşullanmalara maruz kaldık ve zihinsel kalıplanmalar oluştu. Şimdi ise bazılarımız nasıl kendim olabilirim diye araştırıyoruz. Bazıları ise bunun bile farkında değil.

Özümüzden ne kadar uzaklaştığımız aslında ne kadar toplumun belirlediği kriterlere göre yaşadığımızdan bellidir. Ne kadar toplumun bize dayattığı yaşama şekline uyduysak o kadar kendimizden uzaklaştık. Buna toplum tarafından takdir edilen büyük başarılar da dahil.

Ama birey içine dönüp baktığında gerçekten mutlu mu, huzurlu mu, hayatı dolu dolu yaşıyor mu; yoksa stres, depresyon, acılar içinde kıvranıyor mu? İşte buna bakmak lazım, yoksa ne kadar parası var, ne kadar malı var değil!

Gerçekten başarılı olmak aslında kendin olmak ve hayatı kendi istediğin şekilde yaşamak demektir. Ama öyle koşullandırılmışız ki, aslında ne istediğimizi bir an bile düşünmedik. Ne yapmak bizi mutlu ederdi şu an diye düşünmedik. Düşünsek bile etrafta gördüğümüz yaşam tarzlarına öykünmekten ileri gidemedi bu belki, onlar da yine küresel çıkar gruplarının dayattığı modellerdi. Farklı bir yaşam tarzı görmedik, duymadık, bilmedik. Bilmediğimiz bir şeyi nasıl isteriz ve gerçekleştiririz?

Ama kendimiz olduğumuzda, kendi özümüzden gelen isteklere göre yaşayabiliriz. Bu mümkün.

Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan bilimsel Değişim Teknikleriyle Kendin Olmak için birçok Değişim Programı mevcut.

Bunlardan bazıları şöyle: SAMİMİ OLMA SANATI, ALÇAKGÖNÜLLÜ OLMA SANATI, ÇEKİNGENLİĞİ GİDERME SANATI, FEDAKÂR OLMA SANATI, OLGUN OLMA SANATI, ÖZGÜR OLMA SANATI, ÖZGÜVEN SANATI, SEVGİ SANATI, KENDİNİ BİLME SANATI, KENDİNLE YÜZLEŞME SANATI, BAĞIMLILIKLARDAN ÖZGÜRLEŞME SANATI, AFFETME SANATI, BAŞARI SANATI, CESUR OLMA SANATI, ANLAYIŞ SANATI.

Değişim tekniklerinin etkisi program bittikten sonra da devam ediyor. Her bir seansı 45 dakika olan teknikler nefes ile başlıyor sonrasında beden hareketleri ile devam ediyor. Dinamik uygulanan beden hareketleri zihinde bir değişime neden oluyor. Değişime bir engel oluşturan “Zihinsel Koşullanmalar” bu tekniklerle ortadan kaldırılıyor.

Zihin beden arasında çok güçlü bir ilişki var. Bildiğiniz gibi morali bozuk birinin beden duruşu ve hareketleri, morali çok yüksek olan birine göre çok farklıdır. Bu örnekten göreceğiniz gibi beden zihnin somut halidir. Eğer bedeni hareket ettirirsek zihin de hareket eder ve akışkan hale gelir. Yani katı zihinsel enerji kalıpları akışkan hale gelip dağılmaya başlar. Bu nedenle psikoterapi veya zihinsel çabalarla değişemeyen birey bu yöntembilimle kökten değişmeye başlar.

Bu yüzden Değişim Çalışmaları çok güçlü ve kalıcı etkiye sahiptir. Bu paha biçilmez çalışmaları herkesin uygulaması dileğim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.