Bir insan herhangi bir alanda kendi istediğini yaptırmaya çalışıyorsa bu eyleme politika denir. Birey bir şey düşünür ve gülümseyerek başka bir şey söyler. Aslında istediğini yaptırmak için olduğundan farklı davranan, kurnazlık yapan herkes politikacıdır denilebilir.
Örneğin; küçük çocuk ebeveyninden dondurma isteyeceği zaman ona gülümser ve “seni seviyorum” der. Aslında o dondurmayı seviyordur, ama dondurmaya ulaşmak için ebeveynine “seni seviyorum” der.
Ebeveyn çocuğu üzerinde, çocuk ise ebeveyn üzerinde bir güce sahip olmak ister ve kendine özgü bir politika yürütür. Eşler arasında da aynı şekildedir.
Bu nedenle kısacası, politika kelimesi sanıldığından daha geniş kapsamlı bir olgudur. Hırslı olan herkesin bir politikacı olduğu dahi söylenebilir.
Günümüzün eğitim sistemi yüzünden herkes ta çocukluktan hırslı olmaya programlanmıştır. Hırs olan yerde mutlaka politika da olur. Hırs normal gibi gösterilmeye çalışılan bir olgu artık ve insanları politik güç kullanmaya teşvik etmekte. Başkaları üzerinde güç sahibi olmak isteyen kişiler de politiktir!.. diyebiliriz.
Fakat politik güç kullanarak başkalarından daha önde, daha nüfuzlu, daha başarılı, daha önemli olmaya çalışan kişi psikolojik tedavi görmelidir. Bu tür insanlarda derin bir aşağılık kompleksi vardır. Bu aşağılık kompleksi onda sürekli olarak kendisini başkalarıyla karşılaştırmaya neden olur ve bu yüzden kendini aşağı hisseder.
Bu aşağılık kompleksi yüzünden birey kendisine ve başkalarına, aşağı olmadığını, üstün olduğunu kanıtlamaya çalışır durur.
Başkaları üzerinde güç sahibi olmak isteyen siyasetçi de bu aşağılık kompleksinden dolayı aynı şeyi yapar. Bu sağlıklı bir durum değildir, tam tersi psikolojik tedavi gerektiren bir durumdur.
Başkaları üzerinde güç sahibi olmaya çalışmanın neredeyse sonu yoktur. Çünkü onun kontrolü dışında olanlar mutlaka her zaman var olacaktır. Bu da bu tür siyasetçilerin kızmasına ve kendini aşağı hissetmesine neden olacaktır. Bu öfke de yıkıcı eylemlere, şiddete sebebiyet verir.
Bu tür siyasetçilerin yanlış tutumları nedeniyle insanlık acı içinde ve dünya gezegeni yok olmak üzeredir. Savaşlar, yıkım, iklim değişikliği için önlemler alınmazsa yaşayacak bir yeryüzü kalmayacak gelecekte.
Başkaları üzerinde politik güç sahibi olmak isteyen kişi, hem bireysel hem de toplumsal yıkıma sebep olmaktadır.
İnsanlar, öz doğalarına ait olan sükûnet, saadet, sessizlik, farkındalık ve bütünlüğün nasıl olduğunu unuttular.
Dünya Değişim Akademisinde sunulan Değişim sanatı sayesinde, şu an dünyada yürütülen yıkım politikalarının önüne geçilebilir. DEĞİŞİM SANATI sayesinde bu sorun çözülebilir, küresel yıkım önlenebilir. Çünkü değişim sayesinde, geçmiş ve gelecek bırakılıp, bütün enerji şimdiki ana çekilir ve bir farkındalık yükselmesi olur. Bu farkındalıkla, bireyler öz doğasına döner ve tüm yıkıcı unsurlar yapıcı unsurlara dönüşür. Bireylerin bu yönde pozitif değişimi, dünyamızın da pozitif yönde değişimini sağlayacaktır.