Bu konuda bilim insanlarının yaptığı deney sonucu tamamen bilimsel açıklama verilmektedir. Doğa felaketleri bu uygulamalarla nasıl oluyor da önlenebiliyor diye soranlara işte bu aşağıdaki bilimsel açıklamayı okumalarını öneriyorum.
Öncelikle bilgi sahibi olmayanlar için kısaca Değişim Şenliğinin ne olduğunu özetleyelim.
Değişim Şenliği her ay canlı yayın (online) olarak yapılan çok etkili bir değişim etkinliğidir. Herkesin katılabileceği Değişim Şenliği'nde bireylerin enerjisi yükseliyor ve mutlu, huzurlu, neşeli, coşkulu oluyorlar. Buna bağlı olarak bağışıklık sistemi güçleniyor ve her türlü hastalıktan doğal bir koruma sağlanıyor.
Ayrıca Değişim Şenliği'nin önemli bir etkisi de bireyin bilincini, farkındalığını yükseltmesi. Böylece kolektif bilinç de pozitif etkileniyor bu pozitiflikten ve doğa afetleri; yani deprem, sel, fırtına, çığ vb. gibi felaketler önlenebiliyor ya da minimize ediliyor.
Neredeyse bahar aylarından beri yapılan etkinliklerin afişlerindeki slogan “Doğa Felaketlerini Önleyelim” idi!
Bilim adamları geçtiğimiz ay İzmir’de olan depremi önceden tahmin etmiş ve uyarmışlardı. Aslında hepimiz biliyoruz ki, bu kadar şiddetli bir deprem aslında çok daha fazla can kaybına neden olmuştu geçmişte! Oysa ki Dünya Değişim Akademisi’nin düzenlediği değişim etkinliklerinin sayesinde bu deprem hafif atlatıldı.
Nasıl oluyor da bir etkinlik böyle bir etkiye sahip olabiliyor?
Ama bireysel ve kolektif bilincin nasıl çevreyi etkilediğini bilim adamlarının yaptığı bir deney çok net açıklıyor.
Kuantum fiziği bilim insanlarının yaptığı çok bilinen deneyin adı, çift yarık deneyi.
Bu deney, ışık enerjisinin, ortamda gözlemci olduğunda ve olmadığında farklı davranış gösteriyor olması gerçeğine dayanıyor. Yani ortamda gözlemci olduğunda ışık enerjisi parçacık şeklinde yayılıyor, gözlemci olmadığında dalgalar halinde yayılıyor.
Sonuç olarak deney, gözlemci olan bilinçli varlığın, enerji olan ışığın davranışları üzerinde bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Yani bilinçli varlık enerjinin davranışına yön vermiş oluyor.
Bilinç ise bir el fenerinden yayılan ışık gibidir ve o ışık ile görülen ise farkındalıktır. Dolayısıyla bilinç ne kadar yüksekse, ışık o kadar güçlü ve o ışık altında görülen ise o kadar net ve gerçektir.
Bireysel olarak ele alırsak bu konuyu, bilinci ve farkındalığı düşük bireyin enerjileri de negatif eğilimde oluyor; öfkeli, kıskanç, korkularla dolu vs. Böyle birisi Değişim Şenliği'ne katıldığında, uygulanan teknikler sayesinde bilinci ve farkındalığı çok yükseliyor. Böylece bu insan, kendi bedenindeki enerjilerin negatif eğilimini pozitife çeviriyor, yani öfke, korku, kıskançlık gibi negatif enerjiler, şefkat, cesaret, takdir gibi pozitif enerjilere dönüşüyor.
Doğal afetlere gelirsek, onlar kolektif alanda oluşuyor. Deprem, yer altında biriken enerjinin belirli bir gerilime ulaşıp yüzeye büyük bir patlama halinde çıkması, aynen öfke gibi. Fırtına, hafif hafif eserek mutluluk veren rüzgarın yüksek bir enerji ile esip herşeyi yerle bir etmesi. Bunların oluşumu kolektif enerjilerin sonucudur.
Bireysel bilinçler ise kolektif bilinci oluşturuyor. Yani bir bildiğimiz bireysel bilinç var, bir de toplum bilinci dediğimiz bireylerden oluşan kolektif bilinç var. Bunun gibi, ulusal, dinsel, küresel bilinç de mevcut.
Bireyin bilinci nasıl kendi bedenindeki enerjilere yön veriyorsa, kolektif bilinç de kolektif enerjilere yön veriyor.
Bilinci düşük ve farkındalığı az olan bireylerin oluşturduğu kolektif bilinç de düşük oluyor ve kolektif enerjinin negatif yönde hareket etmesine neden oluyor. Bu negatif kolektif enerjiler de deprem, fırtına, çığ vb. gibi yıkıma neden oluyor.
Bireysel bilinçlerin Değişim Şenliği sayesinde yükselmesi, kolektif bilincin yükselmesini sağlıyor. Böylece yükselen kolektif bilinç, negatif yönde hareket eden enerjilerin yönünü pozitife çeviriyor.
Gördüğünüz gibi, “Değişim Şenliği sayesinde doğa felaketlerini önleyelim” sloganı tamamen bilimseldir.
Fakat buradan şunu da anlıyoruz ki, insan bu gezegende ve hatta evrende olan her şeyden kendi bilinci vasıtasıyla doğrudan sorumludur. Bu sorumluluktan hiç bir bilinçli varlık kaçamaz. Bilinç varsa kesinlikle sorumluluk da vardır ve olan tüm depremler, tsunamiler, yangınlar, çığlar vs. tüm doğal afetlerin nedeni, yalnızca insanın kendisidir. Yani bizler!
Diğer canlı varlıklara zarar vermek, bitki- hayvan- insan bedenindeki bilinçli varlıkları katletmek bilincin çok fazla düşüşüne neden olmaktadır. Yani bir yerde deprem oluyorsa bunun sorumlusu tüm insanlıktır. En başta da insanların sorumsuzca diğer canlıları katletmesidir.
Yaşamda ektiğini biçme yasası vardır. İnsan dışarıya ne verirse onu alır. Düşük bilinçteki farkındalıksız insanlık dışarıya sadece negatif eylemlerle yıkım veriyor ve bunun karşılığını da yıkım olarak alıyor.
O yüzden bu doğal afetleri durdurmak istiyorsak, her birey bilincini ve farkıdanlığını yükseltmek için çaba göstermelidir ve bunun için de insanın değişmesi gereklidir. Değişim Şenliği ise bireylerin pozitif yönde değişmesi, yani tam da bunun içindir...