Korona bir kez daha gösterdi ki, insanımız anlayıştan uzak.

Hem fert olarak, hem de hükümet olarak.

Olacaklardan habersiz nereye varacağını bilmiyor.

Hala “Bana bir şey olmaz” üslubuyla kabadayıca gezip tozuyor.

En son umreden gelen kalabalık dökülüverdi.

Kimini bakan ağırladı, kimini milletvekili ziyaret etti, kimini il başkanı ziyaret etti.

Bir anlamda devletin koyduğu tedbirler, üst kademe tarafından hiç edildi.

Bunun üzerine bir de emniyet kuvvetlerinin karantina aracından bir yolcuya almaları tuzu biberi oldu.

Tedbir bizden takdir Allah’tan derken tedbirin ne olduğunu bilmiyor.

Bunun bir tek sebebi olabilir.

Mü’min ferasetten yoksun kalmış.

Feraset lügatte;

At yetiştirme, binicilik, fürûset.

Hemen anlama, çabuk kavrama, zihin uyanıklığı, anlayış, sezgi, iz‘an.
Bir insanın ahlâkını, yeteneğini yüzünden anlama melekesi olarak geçiyor.

Hani insanlar dar bir açıdan baktığı zaman onlara “At gözlüğüyle bakma” diyoruz ya.

Aslında atların mükemmel bir görüş yeteneğine sahip olduğunu kapatıyor gibiyiz.

Atlara takılan “at gözlüğü”, onların bu üstün yeteneğine set çekmek içindir.

Bu sözü söylemekle biz de görüş yeteneğimize set çekmiş oluyoruz.

Gerçekte olan, ata gözlerini birbirinden bağımsız kullanabilme kabiliyeti bahşedilmiştir.

Yani atlarda her göz, bağımsız olarak ayrı cisimleri görebilir.

Bu durum atlara, yanlardan, önden ve arkadan görüntü sağlar.

Göz merceği kafa yapısının dışına yerleştirilmiş atın gözlerinin her biri, etrafı 160-170 derecelik açıyla görür. Dolayısıyla toplam 320-340 dereceyi bulan görüş açısıyla at görme imkânına sahip olur.

İşte Mü’minin görüş alanının da böyle olması gerekir.

Baktığı zaman olayları ve arkasında olanları görebilmesi gerekir.

Onun içindir ki Peygamber Efendimiz ;

“Müminin ferâsetinden sakınınız, çünkü o aziz ve celil olan Allah’ın nûru ile bakar" buyurmuştur.

Müslümanı bu denli ferasetli kılan da Kur’anı Kerimdir.

Onun içindir ki Yaradan’ın ilk emri “İkr’a” olmuştur.

“Bu (Kur’an), Rabbinizden gelen basiretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır).” (A’raf, 203)

Ayeti ile müminin kalp gözlerinin açıldığı beyan edilmiştir.

Mümin, Kur’anı Kerim'den uzaklaştıkça kalp gözleri kapanmış, görebilme yeteneği körelmiştir.

Eğriyi doğruda ayırma özelliğini yitirmiştir. Adaleti katledip adaletsizliği getirmiştir.

“Ey iman edenler! Allah’tan korkarak hareket eder de takva dairesinde bulunursanız, Allah size hakkı batıldan ve doğruyu eğriden ayıracak bir kabiliyet, bir nur verir.” (Enfal, 29)

Ferasetli olmanın elbette kişisel özellikleri de vardır. Şâh el-Kirmânî şöyle der:

“Kim gözünü haramlardan korur, nefsini şehvetlerden uzak tutar, Sünnet-i Seniyye’ye tâbî olur ve helâl lokmayla beslenirse, onun firâseti hiçbir zaman şaşmaz!”

Ferasete sahip olan Mümin ne kanar, ne kandırır, ne de kandırılır. Bunlara asla oyun edilmez. Bu konuda Hz. Mevlana ;

“Hak ile bâtılı, iyi ile kötüyü ayırt edene oyun edilemez. Hele anlayışı, aklı gizli şeyleri gören biri olursa" buyuruyor.

Eğer bu gün içinde bulunduğumuz toplumda adaletsizlik hüküm sürüyorsa bilin ki bunun nedeni ferasetten yoksun kalmamızdır.

S. Muhammed Saki Haşimi adaletle birlikte insanlara neyin niçin verildiğinin izahını nasıl yapıyor ;

“İnsana verilen sevgi, başkasına merhamet içindir. İkram edilen nimet, cömertlik içindir. Akla verilen feraset, adalet içindir. Vücuda verilen kuvvet, Hakk'a ibadet, halka hizmet içindir.”

Bu görüşü yüklenebilmek için tekrar tekrar Allah’ın ilk emri olan “Oku” ya dönmeliyiz.

Yoksa akıldan ve izandan uzak bir yaşam sürmeye devam edeceğiz.

Aldanmaya ve aldatmaya her zaman matuf kalacağız.

İslam akla hitap eden bir din olduğu için akıllı olmak durumundayız.

Zira “Cahilin sonradan göreceği şeyi akıllı kişiler önceden görür, işlerin sonucu, başlarda gizlidir; ama akıllı kişi sonunu önceden görür" ( Hz. Mevlana )

Hani diyoruz ya “At izi ile it izi birbirine karıştı”

İşte, at izi ile it izini birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; ancak it izi ile kurt izini birbirinden ayırmak için, ayrıca feraset de gereklidir.

Feraseti almak için de Kur’ana sarılmak gerekir.

Yani Müslümanım diyenin Müslüman gibi yaşaması gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.