Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan birçok Türk olduğu gibi, Orta Asya ve Balkanlarda da birçok Türk toplulukları yaşamaktadır. Biz burada yalnız Batı Trakya Türklerinden bahsetmek istiyoruz.

Batı Trakya’nın Osmanlılar fethinden önceki durumu, 
Osmanlılar dönemindeki durumu,
Batı Trakya’da ilk Türk Cumhuriyeti, 
Batı Trakya’nın Yunanlılara terk edilişi, 
Lozan Anılaşması ile Yunanistan’a emanet edilişi ve şimdiki durumu.
Batı Trakya dört bin yıllık bir yerleşim bölgesidir. Batı Trakya’nın ilk sakinleri, Traklar’dır. Frigyalı’lar, Etrüskler, İskitler, Persler, Atinalılar, Makedonlar, Keltler, Romalılar, Vizigotlar, Ostrogotlar, Hun ve Kuman Türkleri hâkim oldular.

Osmanlı Türkleri ilk defa Padişah Orhan Gazi devrinde, Şehzade Süleyman Paşanın kumandası altındaki kuvvetlerle Rumeli’ye ayakbastılar. 1354 yılında Çanakkale boğazından geçerek Gelibolu’yu fethettiler.
Şehzade Süleyman Paşa bir sürek avı esnasında uğradığı bir kaza neticesinde şehit olmuştur. 1359 yılında o yüce komutanı şehit olmasıyla geçici bir duraklama devri başlamış, bu duraklama devri 1361 yılına kadar sürmüştür.

Bundan sonra Lala Şahin Paşa gerekli hazırlığı ikmal ederek, o zaman Trakya bölgesinin en ehemmiyetli merkezi olan Edirne şehrinin fethine teşebbüs etmiş. Şehrin 1362 yılında fethiyle buranın muhafazası Lala Şahin Paşa’ya verilmiş.

Lala Şahin Paşa Edirne’yi emniyete alabilmek için, emrindeki muzaffer kuvvetlerle Meriç Nehri boyunca ilerleyerek, kolaylıkla Filibe’yi de fethetti. Bu surette Osmanlı fütuhatı Bulgaristan’ın orta kesimlerine kadar ilerlemiş ve böylece Bizans’ın Bulgaristan ve Makedonya Sırplarıyla irtibatı kesilmiş oluyordu.
Diğer bir Osmanlı fütuhatını sevk ve idare eden Gazi Evrenos Bey ise Vardar Nehri boyunca ilerleyerek, Gümülcine ve İskeçe’yi almış. Sırpların elindeki Serez’i de fethederek burasını bir üs haline getirmiş. Böylece, 1364 yılında Batı Trakya’nın fethi gerçekleşmiştir.

Daha sonradan Anadolu’dan Ceneviz gemileriyle Rumeli’ye Türk muhacirleri taşınarak, yerleştirilmiş. Önceleri burada yaşayan Kuman Türkleriyle kaynaşmaları sağlanmıştır.
Batı Trakya’nın büyük fatihi Gazi Evronos Bey, Batı Trakya Türklerinin unutulmaz kahramanlarındandır. Türbesi, Yunanistan sınırları içerisinde Yaniça (Vardar Yenicesinde) kasabasında bulunmaktadır.
Batı Trakya, 1912 Balkan Harbine kadar, 548 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Balkan Harbi’nden Lozan Antlaşması’na kadar, Batı Trakya’da birkaç defa Türk hükümetleri kurulmuştur.
1913 yılında Batı Trakya’da bazı ayaklanmalar olmuştur. Ayaklanmalar umum çeteler komutanlığına Eşref  Kuşçubaşı getirilmiştir. Bu kuvvetlerin çarpışmaları sonucu 31 Ağustos 1913’te Gümülcine ve ertesi gün de İskeçe kurtarılmıştır. Gümülcine’nin işgaliyle birlikte Garbî Trakya Hükûmet-i Muvakkat ası kurulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğunun bölgeyi Bulgaristan’a terk etmeye karar vermesi üzerine, bu muvakkat idare, tarihteki ilk Türk Cumhuriyeti olarak 25 Eylül 1913’te ilân edildi.
Cumhuriyetin ay yıldızlı, yeşil, beyaz ve siyah renkli bayrağı, İstiklâl Marşı, 29 bin kişilik bir silahlı kuvveti vardı. Cumhurbaşkanı Süleyman Askerî Bey, Hükümet Reisi Müderris Salih Hoca, Kuvai Milliye Müfettişi Eşref Kuşçubaşı idi.

3. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti Millî Marşı:

Ey Batı Trakyalı asil Türk çocuğu ne mutlu sana,
Sen hayat verdin kanınla millî kurtuluş savaşına.
Yüce kahramanlığın nakşedildi cihanın her yanına,
Selâm duruyor milletler senin şu millî bayrağına.
Bastığın şu yerler senin şanlı şehitlerinle dolu.
Düşmanlar taciz edemez yüce kahramanların ruhunu.
Şanlı şehitlerin sarılmış kurtuluş bayrağına,
Bu ne ulvi şereftir gömülmek ecdat toprağına.
Yurtta hürriyetin, istiklâlin rüzgârı esiyor,
Kahraman mücahitler şu pis esareti deviriyor.
Bu şanlı millî istiklâl savaşından asla dönülmez!
Karşımıza çelik ordular da çıksa, bizi ürkütemez!
Biz, milli istiklal için Meriç’i, Karasu’yu aştık,
Bütün müstevlileri ezerek, yenerek hedefe ulaştık.
Balkanlarda şanlı bir cumhuriyet çığırını açtık,
İlk defa hürriyet meş’alesini biz yaktık.
Bu bayrak dalgalanacak, cumhuriyet yaşayacak!
Karşımızdaki düşmanlar bizden ürküp kaçacak!
Binlerce yıl hür yaşayan bir milletin torunlarıyız,
Şu steplerin kurdu, aslanı, göklerin kartalıyız.
Mücahitlerin hamlesi her zaman fırtınalar andırır,
Savaşta heybetimizin dehşetinden düşmanlar bayılır.
Batı Trakya Cumhuriyeti yaşayacak yaşayacak!
Terakkimizin karşısında milletler şaşıracak!
Ey şirin Batı Trakya! İşte nihayet esaretten kurtuldun,
Ey düşmanlar! Sanmayın savaşlardan bu millet yorgun.
Cumhuriyetin yüce bayrağı her an bu yurtta dalgalanacak,
Şu bütün Batı Trakyalılar kıyamete kadar hür yaşayacak!

Süleyman Askerî P.Kurma 
Batı Trakya Türk Cemiyeti
Genelkurmay Başkanı
29 Eylül 1913’te İstanbul Anlaşmasıyla bölgenin kesin olarak Bulgaristan’a bırakılması üzerine yeni ve cılız Cumhuriyet 35 gün sürdürebildiği hayatiyetini ve Batı Trakya’sını yitirmiştir. Bölge, 30 Ekim 1913’te Bulgar işgaline uğradı.

Birinci Cihan Harbinden sonra Batı Trakya Fransızlar tarafından işgal edilmiş. İtilaf devletleri arası muvakkat Batı Trakya Hükümeti kurulmuş. Bu hükümet 23 Mayıs 1920 de bölgenin Yunanlılara terkine kadar, 7 ay bölgede hüküm sürmüş.
Bölge halkından hile ile seçilen ve içlerinde 5 Türk’ün de bulunduğu 9 kişilik bir heyete yaptırılan sözde seçimde, bölgenin Fransa’ya mı Yunanistan’a mı verilmesi oylanmış. Bulgar işgali sırasında Bulgar zulmünü yaşamış bölge halkı ehveni şer Yunan işgalini kabul etmiştir. İlerleyen sayfalarda bu konuya geniş mana da yer vereceğiz.
Bu işgali kabul etmeyen “Batı Trakya Komitesi” Gümülcine’nin kuzeyindeki Hemetli’de Peştereli Tevfik Bey başkanlığında Batı Trakya Hükümetini kurdu. Sadece beş günlük bir ömrü olan bu hukûmet de tarihe karıştı (25 Mayıs 1920). 

24 Temmuz 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması’yla Batı Trakya tamamen Yunanistan’a bırakılmıştır. Lozan Barış Anlaşmasında Azınlıkların korunması ile ilgili 37.maddeden 44. maddeye kadar olan bu hükümler Batı Trakya Türklerine hiçbir haksızlık yapılmaksızın, Yunanistan sınırları içinde insanca yaşama hakkı tanımıştır.
1923 Lozan Barış Antlaşması’nda yer alan resmi belgelere göre, 1923 yılında Batı Trakya’nın nüfusu 191.699 kişi olup, bunun 129. 120’si Türk (%67) 33 bin 910 Yunanlı (%18) ile 28.669 kişi diğer etnik gruplar olup, çoğu Bulgar, Ermeni ve Yahudi’dir.

Lozan Antlaşmaması’nda Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türkler için Türk Azınlık tabiri kullanılmamış, Müslüman Azınlık tabiri kullanılmıştır. Türkiye’deki Azınlıklar için de Gayri Müslim ifadesi kullanılmıştır.
Ancak Lozan Antlaşması’na ek olarak imzalanan göç (mübadele) anlaşmasının başlığı Türk ve Rum ahalilerin değişimiyle ilgilidir. Ayrıca 5 Mart 1925’de Cenevre’de hazırlanan raporun başlığında “Batı Trakya’da Türk ırkından azınlık” ifadesi yer almaktadır.

27.12.1954 tarihinde Yunan Hükümeti kararıyla Trakya Genel Valisi G. Fotoplus’a Hükümet Başkanının emri üzerine bundan böyle gereken her yerde Müslüman-Müslüman’ca deyimleri yerine Türk-Türkçe deyimlerini kullanmanızı rica ederiz. 5.2.1955 (Protokol Nr. A 202) tarihinde sert bir dille bir önceki kararın uygulanmasını emreder.

Batı Trakya’da yaşayan Türklerin nüfus artışı %2.8 dir. 1923’ten bu yana bu topraklarda yaşayan Türklerin sayısının en az 920 bin civarında olması gerekirken, göçler sonucu bu rakam 150 bine düşmüştür.
Görüldüğü gibi Yunanistan, daha Lozan Antlaşması’nın kayıt üzerinde mürekkebi kurumadan Batı Trakya Türklerine baskılar ve haksızlıklar yapmıştır. Bu haksızlıklar bugün de yapılmaktadır.
İdarî işlerimiz, ekonomimiz ve hatta eğitimimiz üzerindeki baskılar gün geçtikçe artmaktadır. Toplumumuz, bugün çok bunalımlı ağır bir dönem yaşamaktadır. Var olma çabaları içinde çırpınan azınlığımız, yaşamını sürdürebilmek için başka ülkelere göç etmektedir.

Son zamanlarda topraklarımızın toplu olarak kamulaştırılması, Türk azınlığını ekonomik yönden daha da zor durumda bırakılmıştır.
4. Bugünkü problemler kısaca şöyledir: 
a- Eğitim:
Batı Trakya’da bugün eğitim felç durumundadır. Yunan Anayasa’sının mecburî eğitimi dokuz yıl olarak belirlemesine rağmen, bu hüküm Batı Trakya’daki Türk okulları için uygulanmamaktadır. Öğrencilerin ilkokullardan cahil olarak mezun olması için ne gerekiyorsa yapılmaktadır. Mevcut iki Türk lisesine devam etmek isteyen öğrencilere, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen kur’a usulü uygulanmaktadır.

Anlaşmalar gereği Türkiye`den gönderilen kitaplar dağıtılmamakta, depolarda çürütülmektedir. Yunan Devleti kendi adamlarına yazdırdığı ders kitaplarını zorla okutarak, Türk çocuklarına alenen Yunan propagandasını yapılmaktadır.
Türk okulları kitap ve diğer eğitim ve öğretim araçlarından tamamıyla mahrumdur. Tahsilini Türkiye’de yapmış olan öğretmenler, her vesile ile görevden alınmakta, yenileri de atanmamaktadır. Batı Trakya’da çağ dışı bir eğitim uygulanmaktadır.

b- Ekonomik Baskılar: 
Ekonomik baskı toprak işgalleriyle başladı. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı zaman toprağın Batı Trakya’da %87’si Türklere aitti. Bu oran bu gün % 27`lere düşürülmüştür. Türk arazileri, işgal, istimlâk ya da teşvikle Yunanlıların eline geçmiştir. Batı Trakya’da Türklere geniş çapta ticaret yaptırılmamaktadır. Tarım ürünlerine üretim tahdidi getirilerek, Türklerin zor durumda bırakılması amaçlanmaktadır.

c- Müftülük Meselesi:
Gümülcine, İskeçe ve Dimetoka’da bulunan müftülük makamları bugün işgal altındadır. Çünkü bu müftüler, Türk toplumu tarafından seçilmeyerek Yunan Devleti`nin tayiniyle iş başına getirilmiştir. Türk toplumunun seçtiği müftülere ise görev yaptırılmamaktadır.

ç-Cemaat Seçimleri ve Vakıflar: 
Batı Trakya’da en önemli meselelerden biri de Türk-İslâm vakıflarını idare etmek ve vakıf gelirlerini gerekli yerlere dağıtmakla görevli Cemaat İdaresi’nin seçtirilmemesidir. 1967 yılından itibaren bu seçimler yaptırılmamakta ve buralara keyfî atamalar yapılmaktadır. Türk vakıf malları çeşitli bahanelerle istimlâk edilmekte, günden güne azalmakta ve malî güçleri daralmaktadır. 

d- Türk Kimliğinin İnkârı:
Batı Trakya’da Türk kimliği inkâr edilmektedir. Türk Öğretmenler Birliği ile Türk Gençler Birliği tabelalarından „Türk“ kelimesi geçtiği için bu tabelalar indirilmiştir. Türk toplumunu Çingene, Pomak ve Türk diye üçe bölüp parçalamaktadır. Kendilerine yakın olanlara, içinde Türk kelimesi geçmeyen çeşitli dernekler kurdurmakta ve bunları Avrupa’ya karşı (göstermelik) belge olarak kullanmaktadır. 
Bunun gibi, bölme, parçalama, yasak bölgeler, göçe teşvik, Rum asıllı göçmenleri Batı Trakya’ya yerleştirme gibi politikalarla Yunan idaresi, Batı Trakya Türkleri üzerinde daima baskıcı bir politika uygulamaya devam etmektedir.

Diğer yandan Yunan uyruklu Batı Trakya Türklerinin dayanışmasını, kültürlerini, kendi tarihlerini, kimliklerini yaşatması için uğraş verenler, çeşitli yayın organlarında açık bir şekilde taciz, tahrik ve tehdit edilmektedirler. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.