Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetini, insan haklarına dayalı millî, demokratik ve lâik sosyal bir hukuk devleti esasları üzerine inşa ederek laiklik ilkesi ile güvenceye almıştır.
Laiklik ilkesi din ve vicdan özgürlüğünü ön plana çıkarırken koruyuculuğunu da yapmaktadır.
Atatürk'ün;
-Din bir vicdan meselesidir herkes uymakta serbesttir, biz dine saygılıyız. Biz din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.
Sözleriyle tescillenir.
Din ile devlet işlerini birbirinden ayıran Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliği olan laiklik, 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasada yapılan değişiklikle “devletin, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçı bir devlet olduğu" kabul edilerek Anayasanın "değiştirilemez ve değiştirilmesi söz konusu dahi edilemez." hükmü ile başlar.
TBMM tarafından Anayasa 20 Ocak 1921'de yürürlüğe giren anayasa, değişen ihtiyaçları karşılamayınca, temel prensiplerine sadık kalmak şartıyla 20 Nisan 1924 tarihinde, 491 sayılı kanunla ikinci bir anayasa kabul edilir.
Atatürk'ün;
-Laiklik, yalnızca din ve dünya işlerinin ayrılması demek değil, yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.
Diyerek pekiştirdiği sözlerle de ifade edilir.
-Din herkesin vicdanına kalmış bir iştir, kimse kimseyi zorlayamadığı gibi ...
Laiklik asla dinsizlik değildir, laik hükumet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışanlara asla fırsat vermeyiniz.
Sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele eden laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler ilerlemenin düşmanlarıdır.
İslam dinini politika aracı edilmesinden kurtarmak gerektiği ancak böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir.
Diyen ulu önderimiz Atatürk'ü dinsizlikle suçlayan softa sınıfı, din simsarları, dinden maddi menfaat temin edenlerdir.
Tekke, zaviye, cemaat, tarikat gibi oluşumlara gerek olmadığına, Allah ile kul arasına böyle din tacirlerine fırsat vermeyecek gerçek dindir bizim dinimiz.
Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.
Allah’ın emrettiği şeyi kadın ve erkeğin beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir.
"Hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır"
- Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir ve son din olmuştur. Bir dinin akla, mantığa, fenne, ilme ve uyması lazımdır.
Bizim dinimiz akla, ilme ve mantığa tamamen uygundur.
sözleriyle, Laiklik ilkesinin kabulünü 86 yıl önce yürürlüğe koyan ve Cumhuriyetimizin temel niteliği haline getiren ulu önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü saygı, minnet, özlem ile bir kez daha yad ediyorum.
Saygıyla, sevgiyle, sağlıkla, ATATÜRK ile kalın.
Teşekkür ederim Hakkı bey.