Herhangi bir detoks programı uygulayarak bedenimizde biriken toksinleri temizlemeye uğraşırken, vücudumuza farkında olmadan aldığımız toksin kaynakları hakkında da kısaca bilgi sahibi olmamızda fayda olduğu kanaatindeyim. Daha önce genel toksin kaynakları hakkında detaylı bilgi vermiştim. Bu gün ise, “Farkında olmadan zehirlendiğimiz” toksin kaynaklarından bahsetmek istiyorum.
Günümüzde enerji maliyetinden tasarruf etmek amacı ve çeşitli güvenlik gerekçeleriyle, pencereleri açılmayan, dışarıdaki havayla yeteri kadar teması olmayan kapalı devre sistemler le havalandırılan ve ısıtılan modern ev ve ofis binalarında “Kapalı mekan kirliliği” oluşmaması mümkün değildir. Kapalı mekanlardaki hava; sınırlanmış bir alanda yoğunlaşan çoklu toksik kaynaklarının kombine etkilerinden ve negatif iyon eksikliğinden dolayı sağlığımız için çok ciddi bir risktir.
“Evinizdeki toksinlerin farkına varmayı öğrenin zararsız gibi görünen nesneler havanızı kirleten tehlikeli toksinler üretiyor olabilirler” (Raymond Francis & Kester Cotton)
Bir Daha Asla Hastalanmayın
İnsanların büyük bir bölümü zamanlarının belki de % 90’ını kapalı mekanlarda geçirmekte ve karşı karşıya olduğu risklerden habersizdir. Ev ve iş yerlerimizde çeşitli kaynaklardan oluşan toksinler nedeniyle meydana gelen kapalı mekan kirliliği, bizi dış mekanlardaki şehir kirliliğinden daha riskli bir kirliliğe maruz bırakarak sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebilir.
Hatta evimizdeki hava kirliliği seviyesi şehir kirliliğinden yüzlerce kat daha fazla olabilir. Kendimizi en çok güvende hissettiğimiz evlerimiz; kapalı mekan kirliliği nedeniyle depresyon, anksiyete, dikkat dağınıklığı, zihinsel bulanıklık, baş ağrıları gibi çeşitli sendromlar göstererek birçok hastalığa zemin hazırlayabilir. Akut kronik yorgunluk ve bir çok psikolojik semptomların altında kapalı mekan kirliliğinin olma ihtimali çok yüksektir.
Kapalı mekanlar da oluşan hava kirliliğinin pek çok nedeni ve kaynağı vardır. Özellikle evlerimizdeki hava kirliliğinin en büyük nedenlerinden birisi naylon, akrilik, polyester gibi plastik fiberden dokunmuş olan halılardır. Özellikle yeni olduklarında büyük oranda toksin yayarlar. Çünkü dokumada kullanılan plastik ipler çok incedir ve gaz yayılmasının meydana gelebileceği geniş yüzey alanı bırakırlar. Ayrıca iplerin ve tabanın yapıştırılmasında kullanılan kimyasallar da büyük miktarda toksik gazlar yayarlar.
Örneğin ev ve işyerlerinde kullanılan sentetik halı ve halı yapışkanları üzerinde yapılan kimyasal analizlerde; Formaldehit, ftalat, benzen, tolüen, ksilen, metakrilat, tetraklor, etilen, metil naftalin ve stiren gibi toksik kimyasal maddeler olduğu görüldü. Bunların tamamı da insan sağlığı için çok tehlikeli kanserojen toksik maddeler.
Gazla çalışan kombiler, ocaklar, fırınlar, elektronik aletler, yazıcılar, fotokopi makinaları, gazeteler, dergiler, kişisel bakım ürünleri kısaca kokusunu alabildiğimiz ve kokusu doğal olmayan her şey büyük ihtimalle toksiktir. O koku ne kadar yoğunsa ve ne kadar çok içimize çekersek ya da söz konusu eşyalarla ne kadar çok fiziksel temas halinde olursak sağlığımıza o kadar çok zarar veririz.
Hayatımızın yaklaşık üçte birini yatakta geçiriyoruz. Günümüzde yatakların, yastıkların ve üzerimize örttüğümüz yorgan, battaniye gibi örtülerin pek çoğu polyester, poliüretan boya ve alev geciktiriciler gibi sentetik materyallerden imal edilirler ve bu malzemeler çok uzun süreler gaz yayarak vücudumuzda toksin birikimini artırırlar.
Bu tip yatak ve örtülerini evimizde kullanmaya başlamadan önce kokusu yok oluncaya kadar havalandırılması gerekir. En azından havalar iyi olduğunda yatak odasını daha fazla havalandırmaya çalışın. Tabii ki imkanınız varsa en iyisi eskiden olduğu gibi yatak odanızda yün yatak, yorgan ve yastıklar kullanmaktır.
“Hijyen ve antibakteriyel” kelimelerinin titiz bayanlar, özellikle anneler için özel bir yeri vardır. Sanki sihirli iki kelimedir. Bunlar sayesinde ailelerini özellikle çocuklarını mikroplardan ve hastalıklardan koruduklarını zannederler. Oysa bu ürünlerin fayda yerine zarar verdiğini tüm deterjanların sabunların bol miktarda kanserojen kimyasal madde içerdiğini birçok hastalığa zemin hazırladığını hiç dikkate almazlar.
Örneğin mikroplar asidik ortamda ölürken, alkali ortamlarda daha kolay çoğalırlar. Bu nedenle mikropların çoğalmaması için cildimiz normal PH değeri 4 – 4,5 olarak yaratılmıştır. Elimizi yıkadığımız sabunların PH değeri ise 9 – 10, evimizi temizlediğimiz çamaşır suyunun PH değeri ise 13.9 dur.
Yani mikroplardan korunmak için kullandığımız temizlik ürünleri, yapılan işlem sonucu kaba, görünen pislikleri yok ederken, birçok hastalığa neden olacak çeşitli mikropların çoğalması için, çok daha uygun ortamları da hazır hale getirir. Özellikle sıvı sabun olarak bildiğimiz temizlik ürünleri, bulaşık deterjanı ve şampuan hammaddelerinin değişik oranlarda birleştirilmesiyle elde edilen kimyasal karışımlardır. Yani sabun değildir ve cildimiz için sabundan çok daha fazla zararlıdır.
Genelde çamaşır makinalarının bulunduğu banyolarda bulunan deterjanlar, beyazlatıcılar, yumuşatıcılar, köpürtücüler, parlatıcılar, çamaşır suları, tuzu ruhu, leke çıkarıcılar, tuvalet temizleyiciler, koku gidericiler, hava spreyleri gibi ticari temizlik ürünlerinin tamamı toksik kimyasal ürünlerdir.
Bu tip ürünler neredeyse evde yaşayan herkesi hasta etmeye yetecek kadar amonyak, klorlu beyazlatıcılar, petrol destilatları, tolüenler, kaolin çeşitleri, çeşitli asitler, silikatlar, dedosil, benzen, bentonit gibi kimyasal madde içerirler.
Debra Lynn Dadd, Toksik Olmayan ve Natural (Nontoxic And Naturel) adlı kitabında, Amerika Birleşik Devletleri Oregon eyaletinde ev kadınları ile yapılan 15 yıllık bir çalışma sonunda, “Bütün günü evde geçiren kadınların kansere bağlı ölüm oranı, evden uzakta çalışan kadınlara oranla %54 daha fazla olduğunun tespit edildiğini açıklıyor”. Araştırma sonucu ortaya çıkan bu yüksek kanser oranının nedeni olarak da özellikle tuz ruhu, çamaşır suyu, deterjanlar ve diğer temizlik malzemelerinin oluşturduğu toksinler işaret ediliyor.
Özellikle tuz ruhu, çamaşır suyu, çamaşır ve bulaşık deterjanlarının sağlığımıza verdiği zarar tarif edilemeyecek derecede fazladır. Kadınlarda görülen kansızlık, kronik baş ağrıları, rahim ve yumurtalık hastalıklarıyla, çocuklarda görülen kansızlık, alerji, bronşit ve astım gibi hastalıkların en büyük sebeplerinden birisi hijyen adına evlerde bolca kullanılan bu kimyasal maddeler olduğu unutulmamalıdır.
Bu nedenle temizlik yaparken kesinlikle eldiven kullanın ve ortamı olabildiğince havalandırın. Sentetik deterjanlar ve temizlik ürünleri yerine, Arap sabunu, sirke, limon, oksijen bazlı beyazlatıcılar, sodyum prekarbonat, soda ya da sabun tozu gibi alternatif temizlik malzemeleri kullanmaya özen gösterin. En azından uygulama sıklığını azaltarak, kullanılan kimyasal temizlik malzemesi miktarını minimuma indirin.
Çamaşır makinası ya da bulaşık makinasında yıkama programı biter bitmez kapağı açılmamalı. Açılırsa bile çıkan buhar kesinlikle solunmamalı ve ortam iyice havalandırılmadan içindeki malzemeleri çıkarmak için uğraşılmamalıdır.
(Devam edecek)
Yaşam tarzınızı değiştirmeniz anlaşılan,verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim,yine kitabınızı beledigimi ifade etmek isterim, teşekkürler selamlar Sevgili Ümit Yurtkuran hocam