Sayın Erdoğan karşıtı olduklarını alenen ilan edenler korosuna ABD Başkan adayı Biden‘den sonra Fransa Başkanı Macron da katıldı.

Karşıtlığını açık etmesi iyi de oldu. Kimin karşımızda kimin yanımızda olduğunu bilmek, kimin çeşitli saiklerlerle fırsat kolladığını görmemiz ve tedbirli olmamız için gereklidir.

Ülkemizin milli birlik ve beraberliğinin vazgeçilmez ve ıskalanamaz olduğu süreçten geçtiği şu zaman diliminde 21. yüzyılda şekillendiği, bölge ülkelerinin dizayn edilmek istendiği, bunu sağlamak için ülkelerin, şehirlerin, insanların hayatlarının yerle yeksan edildiği bir sırada yangından odun kaçırma heveslileri, muhalefet etmeyi kendilerine 7/24 vazife görenler iş başındalar.

Hele bazı TV programcıları “her şeyi bilirim her konuda konuşurum abi” diyerek her türlü televizyon programının müdavimleri durumundalar. Bunlardan bazıları kendi partilerinde itibar devşirme peşinde oldukları anlaşılan eski siyesetçiler, bazıları ise; isminin önünde Prof. ya da gazeteci yazan her konuda televizyonların vazgeçilmez konukları!

Bunların bir kısmı bir ileri, bazen iki bazen üç geri yaparak sözüm ona tarafsızlık gösterisi yapıyorlar, güya kendilerini zeki izleyicileri aptal yerine koyarak ne kadar gülünç duruma düştüklerinin farkındalar mıdır acaba.

Bilmiyorlar ki; bu milletin erdem ve idraki kendilerini kurnaz akıllı zannedenleri “sulu götürüp susuz getirir".

Muhalefet ve tenkit esasında Erdoğan’ı motive etmesi daha canlı tutması için belki gerekli ancak unutmamak gerekir ki her şeyin bir zamanı ve usulü var.

Erdoğan’a muhalefet edilemez demiyoruz.

Tabiki muhalefet edilecek, tabii ki demokratik hak ve usuller ile karşısında aday olmakta dahil alternatiflerle milletin huzuruna çıkılabilecektir. Kimse layüsel değildir ancak her şeyin zamanı ve usulü var. Bizim itirazımız Erdoğan karşıtlığını ülkeye zarar vermeye, Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmeye vardırmayadır.

Üç makale halinde yazdığım ve “Kızılelma Yolculuğumuz Başlamıştır” adını verdiğim, ABD, AB, ÇİN, RUSYA ve diğerleri ile ilişkilerimizin tarihi ve sonuçları perspektifini anlatmaya çalıştığım makalelerimde ifade ettiğim gibi; Türkiye tarihin akışı içinde kaderi ilahinin zorunlu olarak başlattığı bir yola ve yolculuğa çıkmıştır.

Bu yolculuk istesek de istemesek de zorunludur. Türkiye ya böyle varolacak ya da 21. yüzyılı ıskalayacaktır.

Türkiye, ya Kızılelma yolculuğunu sürdürerek Mavi Vatan, Adalar denizi ve Suriye’nin, İrak’ın,Yemen’in, Libya’nın bütünlüğü konusunda duruş sergileyecek ve geri adım atmayacak ya da istenileni yapan istenilen şekilde mazallah parçalanan bir ülke olacaktır.

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, Sayın Erdoğan‘ın Cumhurbaşkanı olarak kararlı milli duruşunu Trump, Macron, Merkel, Putin ve diğerleri anladı anlamasına da bizde bazıları anlamamak üzere ant içmişler sanki.

Türkiye savunma sanayisinde katettiği yolu katetmese idi, Merhum Erbakan‘ın talebesi değerli dostum Özdemir Bayraktar‘ın evlatları Bayraktar kardeşlerin tarih yazan savunma sanayisi yolculuğunu Erbakan‘ın yol göstericiliği ve teşvikleri ile İHA'lar SİHA’lar ve diğerleri yapılmamış olsaydı, Erbakan‘ın kuruluşunu yaptığı ASELSAN, TUSAŞ, TAKSAN, TEMSAN ve diğerleri olmasaydı, savunma sanayisinde dışa bağımlılığımız sürse idi ne olurdu, zahmet edip bir düşünseniz, önce kendiniz için bir iyilik yapmış olurdunuz.

Türkiye an itibarı ile “yedi düvele” karşı dik duruşunu, kararlı duruşunu göstermektedir.

Bunu da sayın Erdoğan yapmaktadır. Erdoğan’ın önderliğinde yapılmaktadır.

Onun için Sayın Erdoğan karşıtlığı nüksetmiş ve Türkiye düşmanları Türkiye’yi durdurmak için Erdoğan karşıtlığını alenileştirmişlerdir. Erdoğan üzerinden Türkiye karşıtlığına taraftar toplama telaşındalar.

Türkiye’ni yükselişi sürmektedir. Türkiye’nin yükselişini durduramayacaklardır.

Hep yazıyorum “Söz konusu vatansa milli birlik beraberlik şarttır” diye.

Buna dair yazılarımda zaman zaman sayın Erdoğan’ı da eleştirdiğim yazılarım olmuştur, olmaya da devam edecektir. Ama cümle alem bilir ki eleştirilerim milli birlik ve beraberliğe katkı sunmak ve ülkemizin hayrına olacağını düşündüğümüz iyi işler yapılmasını sağlamak içindir. Erdoğan karşıtlığı yapmak için değil.

Erdoğan karşıtlığının bir başka yönü ise; Erdoğan‘ın yerine kim nasıl getirilebilir, hangi parti hangi partilerle bir araya gelirse bu mesele kendilerince çözüme kavuşur telaşı ve hedefi için yapılan gayretlerdir.

Tarih tekerrür etmektedir.

Anlatacağım tarihi olayın kahramanları Ebedi aleme göçmüş devlet ve siyaset adamlarımızdır ve her biri de vizyonları ve nasipleri kadar ülkeye hizmet etmiş şahsiyetlerdir. Allah kendilerine rahmet eylesin.

Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel, Eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal için; "Çankaya’nın şişmanı” tabirini kullanırdı.

Demirel, bir gün Erbakan’a gelerek; Çankaya’nın şişmanını oradan indirelim teklifinde bulunuyor, Erbakan kendisine cevaben; "Sayın Demirel tamam indirelim de önce yerine kimi getireceğiz ona karar verelim" cevabını veriyor. Bu olaydan anlaşılacağı üzere veciz ata sözümüzde olduğu gibi “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var".

Şimdi Erdoğan karşıtlığı yapma zamanı değil!

Şimdi Erdoğan’ın arkasında birlik ve beraberlik gösterme ve şayet ülke menfaati için daha iyi olacağı düşünülen bir öneri varsa onu önererek katkı sunma zamanıdır.

Türkiye varolmak savaşı vermektedir.

Sayın Erdoğan bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başkomutanıdır. Bunun böyle olduğunu bile bile Erdoğan karşıtlığı yapanlara el insaf demek geliyor içimizden.

İçinden geçtiğimiz süreçte,

Türkiye Cumhurbaşkanını yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur.

Milli birlik ve beraberlik gösterenleri millet unutmayacak hayırla yadedecektir.

Vesselam

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.