TGS öncülüğünde bir araya gelen İzmirli gazeteciler, yaşadıkları ekonomik ve mesleki sorunlara karşı protesto yürüyüşü yaptı; 'Ge-çi-ne-mi-yo-ruz! Unutmayın, haberci olmazsa, haberiniz olmaz' dedi.
Basın emekçileri bu kez kendi seslerini duyurmak için İzmir‘de bir araya geldi. Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi’ne üye haberciler, “Medya patronlarına sesleniyoruz: Geçinemiyoruz” diyerek protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.
Sansür, yasaklamalar, engellemelerin yanı sıra açlık sınırının altında kalan ücretlerle yaşamlarını sürdürmeye çalışan gazeteciler adına açıklamayı Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu yaptı.
yenigun.com ve Yeşil gazete'nin aktardığına göre, konuşmasının başında Türkiye’de yaşanan ağır ekonomik krize değinen Kahramanoğlu “İktidar her ne kadar bu krizi kabul etmese de özellikle son iki yıldır ciddi bir yoksullaşma yaşanmakta. Elbette bu yoksullaşmadan gazeteciler de nasibini alıyor. Biz gazetecilerin ortalama ücretleri, açlık sınırına hatta onun da altına geriledi” dedi.
Türk-İş’in haziran ayı verilerine göre Türkiye’de açlık sınırının 18 bin 978 lira olduğuna değinen Kahramanoğlu, “TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 71.06, bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’ın yüzde 113.08, İstanbul Ticaret Odası’nın enflasyonu ise yüzde 82.14. Peki temmuzda bizlerin ücretlerine ne kadar zam yapıldı? Yüzde 0, yazıyla da rakamla da sıfır” diye konuştu.
‘Üç kuruşa rağmen kalemimizi satmadan mücadele ediyoruz!’
Kahramanoğlu, gazetecilerin yılın başında asgari ücret seviyesine getirilen maaşlarıyla ayakta kalmaya çalıştığını belirtti:
“Aldığımız yemek ücretleriyle 10 gün yemek yiyemiyoruz. Yani karın tokluğuna bile çalışmıyoruz. Tüm bu kötü tabloya rağmen üç kuruşa, kalemimizi satmadan, mesleğimizin ilkelerini yerine getirmeye mücadele ediyoruz.”
Hemen her gün yurdun dört bir yanında açlık, yoksulluk haberleri yapan, işçinin, memurun, emeklinin “Geçinemiyoruz” çığlıklarını iktidara, patronlara duyurmaya çalışan gazetecilerin de bu çığlığa ses kattığını vurgulayan Kahramanoğlu şunları söyledi:
“GE-Çİ-NE-Mİ-YO-RUZ! Bugün burada haber yapmak için değil haber olmak, gazete patronlarına sesimizi duyurmak için toplandık.
Evine girecek ekmeğin derdine düşmüş bir gazeteciden iyi haber bekleyemezsiniz.
Ev sahibinden gelecek telefondan, elektrik-su faturasına bakmaktan korkan gazeteciden özverili çalışma bekleyemezsiniz.
Çocuğunun oyuncak istemesinden korkan gazeteciden basın özgürlüğünü savunmasını bekleyemezsiniz.
Kitap alamayan, sinemaya, tiyatroya, konsere gidemeyen gazeteciden yaratıcılık bekleyemezsiniz!”
‘Tarihin en yoksul gazetecileri’
“Gazeteciler tarihin hiçbir döneminde bu denli yoksullaşmadı. Yoksullaşmamızın tek sorumlusu medya patronları değil hiç şüphesiz. Yıllardır iktidarın bu alanda uyguladığı politikaların da büyük katkısı var. Kâğıt fiyatları her gün artarken gazetelerin ana gelir kaynaklarından biri olan resmi ilan fiyatları aynı oranda artmadı. Gazetecilik mesleği hedef göstermeler, gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar ile iktidar eliyle itibarsızlaştırıldı. Gazeteciye duyulan güven yok edildi. Patronlar baskı altına alındı, medya kurumlarına el kondu”
“Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi olarak İzmir’deki tüm medya patronların ve işverenlere çağrımızdır: Bir an önce ücretlerin insanca yaşanabilecek bir seviyeye gelmesi için adımlar atın. İzmir’de çalışan gazeteciler olarak bir kez daha söylemek isteriz ki, GEÇİNEMİYORUZ! Artık bıçak kemikte. Bu kentte gazeteciliğin devam edebilmesi için, basın özgürlüğü için, okuyucunuzun haber alma hakkı için adım atmak zorundasınız. Çünkü bizim artık daha fazla sıkacak kemerimiz, yapacak fedakârlığımız, daha fazla küçültecek bir hayatımız kalmadı.”
‘Haberci olmazsa haberiniz olmaz’
Konuşmasının sonunda topluma da seslenen Kahramanoğlu, “Biz gazetecilerin haklarının gasp edilmesine sessiz kalmayın. Sesimizin ve sözümüzün özgürlüğü tüm toplumun özgürlüğüdür! Çünkü haberci olmazsa haberiniz olmaz!” dedi.
Sendika ile yürüdüğü için işten atılmakla tehdit edilen meslektaşlarını da anan Şube Başkanı, “Bugün aynı zamanda bizimle ses çıkarmak isteyen ama sendikaya yürüdüğü için işten çıkarılma korkusuyla yüz yüze olduğundan yanımızda olamayan meslektaşlarımızdan haberdarız. TGS İzmir olarak bunun da takipçisi olacağız Haklarımızı alamadığımız yerde eylemlerimizi çeşitlendirecek ve sürekli hale getireceğiz. Biz gazeteciyiz ve buradayız! Haberiniz olsun” dedi.
TGS, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü‘de yayımladığı raporunda gazeteci yoksulluğunu ele almış; burada habercilerin ücret ortalamalarının yoksulluk sınırının altında olduğuna, çoğunun ailesinden destek aldığına, gelirleriyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları gibi pek çok saptamaya yer verilmişti.