TCMB Para Politikası Kurulu politika faizini 250 baz puan arttırarak yüzde 17.5 düzeyine çıkarılmasına karar verdi. Beklenti 500 baz puan idi ve mevcut makro ekonomik görünüm ile yetersiz bir faiz artışı oldu.
Altınbaş Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Çifter, karardan bir gün önce Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan 50.7 milyar dolarlık anlaşmaya istinaden yaklaşık 11.5 milyar doların Sukuk ve Eximbank aracılığı ile Türk şirketlerine kullandırılacak krediler olması beklendiğine değindi. Merkez Bankası kararında Birleşik Arap Emirlikleri’nden geleceği söylenen bu sıcak paranın, önemli bir faktör olarak değerlendirildiğini söyledi. Doç. Dr. Çifter, sıcak paranın bir para politikası aracı olmadığını ve para politikasının yerine geçemediğini belirtti. Hem Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erhan hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yatırım bankacısı kökenli olduklarını hatırlatarak, “Alınan para ve maliye politikası kararları, rasyonel zemine işaret etmiyor. Her iki politika sıcak paraya bağımlı bir istikrar programı tablosu çiziyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Temmuz TÜFE rekor düzeyinde gelecek”
Enflasyonda görünümün ise negatif olduğuna işaret eden Çifter, Temmuz ayında başlayan vergi artışları ile birlikte Temmuz TÜFE rekor düzeyinde geleceğini öngördü. Çifter’e göre, özellikle akaryakıt fiyatlarında vergi artışı ve döviz kurunun etkisi ile maliyet enflasyonu önemli bir risk olarak öne çıkacak. 2023 yılı başında baz etkisi ile gerileyen enflasyon ise Temmuz 2023 itibarı ile artmaya başlayacak ve yıl sonu %50'yi aşacak. Çifter, Para Politikası Kurulu'nun faiz oranlarına ilişkin açıklamasında fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınmasından söz etse de sınırlı faiz artışı enflasyon ile mücadelede para politikasının etkisizleştirildiğini söyledi.
“Piyasaya aşırı ölçüde TL verildi”
Çifter son olarak, TCMB rezerv biriktirirken piyasaya aşırı ölçüde TL verdiğinden bahsederek, “bu nedenle parasal sıkılaştırmadan da söz edilmesi mümkün değil. Diğer yandan 28 Mayıs tarihinde 20 TL altında olan dolar kuru iki ay olmadan 27 sınırına geldi. Sınırlı faiz artışı TL'nin önümüzdeki günlerde daha fazla değer kaybetmesine neden olabilir. Döviz kuru ve enflasyon gecikmeli olarak birbirini etkiliyor, etkisizleştirilen para politikası ve yüklenen dolaylı vergiler ile bu döngünün hızlanarak enflasyonun kontrol dışına çıkmasına neden olabilir.” diyerek görüşlerini dile getirdi.
bursaarena.com.tr