6 Şubat'ta tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşayan Türkiye, son dönemde beşik gibi sallanmaya devam ediyor. Giderek sıklaşan bu sarsıntıların yeni bir 'büyük deprem'in ayak sesi olup olmadığını uzmanlara sorduk..
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin acı tablosu zihinlerdeki yerini korurken, sarsıntılar sürüyor.
Halk, geçen hafta Adana Kozan'da meydana gelen 5,5'lik depremin tedirginliğini üzerinden atamamışken, peş peşe yeni sarsıntılar yaşandı.
Sadece son 2 günde Konya Selçuklu'da 5, Erzurum Narman'da 4,1 ve Muğla'nın Datça ilçesi açıklarında 4,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Art arda gelen sarsıntılar, paniğe yol açtı. Pek çok kişi son dönemdeki bu sarsıntıların yeni bir tarihi yıkımın ayak sesleri olabileceği gerekçesiyle diken üstünde.
Son günlerde sayıları artan sarsıntıların yeni bir depremin ayak sesi olarak yorumlanıp yorumlanamayacağını uzmanlara sorduk.
Independent Türkçe'nin görüş aldığı isimlere göre "habercisidir, ayak sesidir" ya da "değildir" denilemez.
"'Bu sarsıntılar, büyük depremin habercisidir' ya da 'değildir' denilemez"
Jeoloji Mühendisi Şener Üşümezsoy, son sarsıntılar hakkında "misket bombaları" yorumunu yaptı ve bunların ana depremin sonrasında meydana geldiğini söyledi.
Prof. Dr. Üşümezsoy, Adana, Konya, Erzurum ve Muğla'da peşi sıra meydana gelen sarsıntıların, "büyük depremin habercisi olduğu ya da olmadığı konusunda yorum yapılamayacağını belirtti.
6 Şubat sonrasında Arap plakasının, 10-15 kilometre derinlikte, altında yumuşak tabaka üzerinde, altta kaymak bölgenin doğuya doğru hareket ettiğini ifade eden Üşümezsoy, "Kızıldeniz'den kuzeye, Anadolu'yla çarpıştıktan sona batıya hareket ediyor. Bu birikim, sıkışma olup hareket edilemezse, yırtılma alanında hareket olmuyor ama alttaki tabaka hareket edince, yanlar da elastik olunca, makaslama kuvvet bunu yendiğinden deprem oluyor" diye konuştu.
"Suriye'ye giden fayda stres var"
Şener Üşümezsoy'a göre Ölüdeniz fayından Suriye'nin Hama, Humus, İdlib ve Şam kentlerine doğru giden fayda bir stres var.
6 Şubat'ta depremi tetikleyen olayın aslında Sivrice depremindeki kırılma olduğunu ve Pötürge'ye kadar kırılma gerçekleştiğini aktaran Üşümezsoy, orada (Pötürge) hareket yetersiz olduğundan kırılma meydana geldiğini ve boşalmanın yaşandığını belirterek yeni bir durumun beklenmediğini ileri sürdü.
Kaynak: Şener Üşümezsoy
"Asıl riskli gördüğümüz yerde deprem oldu"
Antakya'yı da vuran 6.5'luk deprem sonrasında oradaki tek riskli kalan yerin kuzey Adana yani Ceyhan-Kozan hattı olduğunu dile getiren Üşümezsoy, "Doğu Anadolu tipinde deprem beklemiyorum. Pazarcık'taki depremin devamı, Osmaniye'den Yumurtalık'a oradan da KKTC'ye gidiyordu. Deprem olabilir düşüncesi vardı ama tez çürüdü çünkü güneye doğru indi. Doğu Anadolu fayının Adana'dan geçtiği iddiaları çürüdü, Fay Adana'ya değil, Antakya'ya gitti" diye konuştu.
"Bolu'nun kuzeyinde Düzce fayının devamı riskli"
Konya ile Ladik arasındaki sırtta, kuzey-güney fay hattının varlığını gösterdiğini, en güneyde Hatay Antakya'da çok binanın yıkıldığını ama fayın bir ay sonra kırıldığını da aktaran Üşümezsoy, "Bolu'nun kuzeyinde Düzce fayının devamı var, burası riskli. Sünnice Dağı var, etkili yer" dedi.
Şener Üşümezsoy / Fotoğraf: Twitter
"Adana'da olacak deprem 6.5'i geçmez"
Peki son dönemde sarsıntıların merkezi Adana'da bundan sonra neler yaşanabilir?
Bir süredir Adana havzasına giden bölgedeki depremlerin durumuna ilişkin olarak ise Üşümezsoy, Adana ve çevresi hakkında bahsedildiği kadar büyük bir tehlikenin bulunmadığını dile getirerek şunları söyledi:
Son 100 yılda, örneğin 1998'de 6.2'lik deprem oldu. Burada 6.6'yı geçen bir deprem olmamış yani Kahramanmaraş'ta gerçekleşen 7.7'lik, 7.6'lık gibi büyük bir deprem yok. Adana'da olacak deprem 6.5'i geçmez. 7.6'lık deprem, enerji bakımından 6.6'dan 30 kat büyük.
Ecemiş fayı, Sivas üzerinden Malatya fayıyla birleşip Ovacık fayına giden bir sistem bulunuyor. Birlikte çalışıyor ama merkez Amanos Dağları'nın Anadolu'da çarpıştığı bölge yani çembersel dönmelerle faylar hareket ediyor. İlk çemberde Elbistan, Çardak, Göksun ve Ceyhan var. İkinci çemberde yani dıştaki hatta, Tufanbeyli- Sarız fayı, üçüncü çemberde Sivas'tan geçen fay var. Asıl riskli gördüğümüz bölge çemberin içindeydi, burada stres söz konusuydu."
Adana'da 5.5 ve 4.4 büyüklüğündeki depremler sonrasında halkın tedirginliği / Fotoğraf: AA
"Gemlik- Mudanya fay hattında risk var, 6.5 - 7 büyüklüğünde deprem olabilir"
Üşümezsoy, Türkiye'nin hangi noktalarının riskli olduğu konusunun uzun uzadıya konuşulacak bir konu olduğunu belirtse de belirli bir yer söylemesi konusunda ısrarcı olduk.
Gemlik-Mudanya hattının riskli olduğunu vurgulayan Üşümezsoy, burada meydana gelecek 6.5 - 7 büyüklüğündeki bir depremin şaşırtıcı olmayacağını savundu.
"Yakın gelecekte büyük İstanbul depremi olmaz"
Şener Üşümezsoy'a, sıkça dillendirilen 'büyük İstanbul depremi' hakkındaki yorumunu sorduk.
Üşümezsoy, geçmişteki bir haberimizde, pek çok uzmanın aksine görüş belirterek, yakın gelecekte 'büyük İstanbul depremi' riski görmediğini ileri sürmüştü.
Bu görüşünün arkasında duran Üşümezsoy, şu değerlendirmede bulundu:
"Adalar fayı ölü fay. Büyük İstanbul depremi, 1894'te İzmit Çınarcık ve 1912'de Tekirdağ'da olmuş. 1999'daki Gölcük depremi de son örneğiydi. Beklediğimiz son depremdi çünkü Marmara'daki faylar, 1999'da kırılmış. Kumburgaz çukurunda bir segment var ama orada da deprem olursa 6.5'in altında olacağını düşünüyorum. 7'lik deprem yapamaz.
Kuzey Marmara değil ama güney Marmara'da 17 Ağustos sonrası bir risk söz konusu. Gemlik Körfezi'nden Bandırma'ya giden fay hattında risk yer alıyor. O da 7'nin altında bir deprem yapar."
Fotoğraf: AA
"Kahramanmaraş depremi beklediğimiz, uyardığımız bir depremdi"
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan da son dönemde peşi sıra gerçekleşen sarsıntılar hakkında, "büyük bir depremin ayak sesidir" ya da "değildir" yorumunu yapmanın hatalı olduğu görüşünde.
6 Şubat depremlerinin bilinen ve beklenen bir deprem olduğunu vurgulayan Aykan, burada sismik boşluk olduğunu ve yakın gelecekte deprem olabileceği konusunda pek çok kez uyarılarda bulunduklarını ancak yeterli tedbirlerin alınmadığını üzülerek gördüklerini aktardı.
"Artçı depremler 2 yıldan fazla sürebilir"
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşerek Hatay, Adıyaman, Malatya'nın da bulunduğu 11 kenti etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki facianın sonucunda, sıkışan faylarda yeni depremlerin beklenebildiğini, dolayısıyla son dönemde artan sarsıntıların normal karşılanması gerektiğini belirten Aykan, artçı depremlerin 2 yıldan fazla sürebileceğini de sözlerine ekledi.
"Sarsıntılar, büyük bir depremin habercisi diyemeyiz"
Aykan'a göre son dönemde Adana, Erzurum, Konya başta olmak üzere farklı noktalarda meydana gelen sarsıntıların, yeni bir yıkıcı, büyük depremin habercisi demek doğru değil.
"Öyledir" ya da "değildir" şeklinde yorum yapmanın bilimselliğe aykırı olduğunu belirten Aykan, öncelikle Türkiye'nin konumuna bakmak gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin dünyanın en hareketli ve tehlikeli tektonik kuşaklarından biri olan Himalaya tektonik kuşağının üzerinde, Arap, Anadolu ve Afrika levhalarının yer aldığı konumda bulunduğunu aktaran Aykan, bunların yan yana, birbirlerine doğru sıkıştırma yaptığını ve birbirlerinin sınırları üzerinden kayma gerçekleştirdiğini ve bizlerin de bu sürtünmeyi deprem olarak tecrübe ettiğimizi anlattı.
Meydana gelen bu enerjinin depreme yol açtığını hatırlatan Aykan, batıya doğru yılda 3 santimlik ilerleme olduğunu kaydetti.
Aysun Aykan / Fotoğraf: TMMOB
"Doğu Anadolu'da deprem olabilir"
Son dönemde Adana, Konya ve Erzurum'da meydana gelen depremleri nasıl yorumlamak gerektiğini de sorduğumuz Aykan, özellikle Erzurum konusuna bir parantez açtı:
Erzurum özelinde Doğu Anadolu'da depremler devam edebilir. Bunlar, 6 Şubat depremleri sonucu sıkışan fay hattında oluşuyor. Doğu Anadolu genelinde, özellikle Hakkari ve çevresinde deprem olabilir. Bildiğimiz 500 fay var, başka depremler gelişebilir. Ama bu illaki büyük deprem olacak demek değil, halkta tedirginliğe yol açmamak gerekli. "
"Orta Marmara fayında, büyüklüğü 7'nin üzerinde deprem olabilir"
Peki 'büyük deprem' nerede yaşanabilir?
Aysun Aykan'a göre Marmara Denizinde 7 ve üzeri büyüklükte, en fazla 7.6 olacak şekilde bir deprem meydana gelebilir.
"İstanbul, Tekirdağ, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli gibi Marmara'ya kıyısı olan şehirler ağır şekilde etkilenir"
Sismik boşluğun olduğunu ve burada yeterli gerilimin biriktiğini, geçmişte de olan ve ortalama 250 senede bir kendisini yenileyen, 1766'da gerçekleştiğinden zamanını doldurmuş olan fayların bulunduğunu belirten Aykan, şunları söyledi:
"Özellikle Marmara Denizi içerisinde, büyük olasılıkla Orta Marmara fayı üzerinde, tarihsel dönemde 1766 yılında meydana gelen depremin Avusturya'dan İtalya'ya kadar geniş bir coğrafyada etkili olduğu ve tüm Marmara'da yıkımlara neden olduğunu düşündüğümüzde, şimdi ise aynı büyüklükteki bir depremin tekrarıyla gerek nüfus yoğunluğu gerek sanayi, mühendislik yapıları, tarihsel birikim gibi etkilerle, yoğunluğun fazla olması bakımından büyük bir kaos yaşanabilir. İstanbul, Tekirdağ, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli gibi Marmara'ya kıyısı olan şehirler ağır şekilde etkilenir. Hazırlıksız yakalanılırsa büyük bir kaos yaşanabilir."
Özel Haber / The Independentturkish / Lale Elmacıoğlu