BURSA ARENA / Haber Merkezi
Çi'in Doğu Türkistan Bölgesi halkına yaptığı zulümlere Bursa'dan tepkiler yağdı.
İyi Parti Bursa İl Teşkilatı öncülüğünde ve çok sayıda partili - partisiz vatandaşın katıldığı bir Basın Toplantısı düzenlendi. Basın Toplantısında Çin Devletinin Uygur Türklerine karşı yaptığı baskı ve zulüm eylemleri protesto edildi.
Bursa Basınına açıklamada bulunan İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, "Hiç bir zulüm ilelebed sürmez. Çin iyi bilmelidir ki, Sincan Bölgesi ‘Kazanılmış topraklar’ değil, ‘Doğu Türkistan’ın ta kendisidir." dedi.
Türkoğlu'nun basın açıklaması şöyle;
"Değerli Bursalılar,
Kıymetli Basın Mensupları;
İYİ Parti Bursa Teşkilatları olarak bu akşam burada Çin tehdidi ve zulmünü kınamak için toplanmış bulunuyoruz.
Biliyorsunuz ki bizler;
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diyen Peygamber Efendimizin gösterdiği doğru yolu düstur edinmiş, müslüman bir milletin çocuklarıyız.
Biliyorsunuz ki bizler;
“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur” diyen Yunus Emrelerin izinden giden ve tarih boyunca her daim mazlumun yanında olmuş şanlı bir ceddin torunlarıyız.
Ve biliyorsunuz ki bizler;
Cihan imparatorlukları kurarak üç kıtaya hükmetmiş, yüzlerce yıl hüküm sürdüğü topraklarda zulmün karşısında olmuş; din, dil, ırk, renk ayrımı yapmadan yedi düvele adil olmayı öğretmiş bir asil Türk Milleti’nin evlatlarıyız.
Bu büyük milletin sarsılmaz hasletlerini bilmezmiş gibi davranan hadsiz ÇİN, önceki gün çıktı bu milletin egemenlik sınırları içinde bulunan, hem de Başkenti Ankara’dan, Genel Başkanımız Meral Akşener’e ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a, Doğu Türkistan’daki zulmü dile getirdikleri için açıkça tehditler savurdu.
ZULMÜ DUYMAYAN KALMADI
Değerli Basın Mensupları;
Bakın size kısa bir haber metni okuyacağım.
“Çin'in Uygur Türklerine yönelik zulmü artarak devam ediyor. Çin hükümeti, Müslüman nüfusu azaltmak için Uygur Türklerine yönelik doğum kontrolü baskısını genişletiyor. Pekin yönetimi Uygur Türkleri ve diğer azınlıkların doğum oranlarını düşürmek için sert tedbirler alıyor. Uzmanlar, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) son 4 yıldır devam eden doğum kontrolü baskısını ‘demografik soykırım’ olarak adlandırıyor.
Buna göre Çin hükümeti, azınlık kadınları düzenli olarak hamilelik kontrollerine tabi tutuyor ve yüz binlercesini gebeliği önleyici haplar kullanmaya ya da diğer yöntemleri uygulamaya zorluyor. Hatta bir çok kadın baskıdan dolayı kürtaj yaptırmak zorunda kalıyor. Araştırmada, nüfus kontrolüne uymayanların ise kitlesel gözaltı kampına gönderilmekle tehdit edildiği ifade ediliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığının raporuna göre, Doğu Türkistan genelindeki toplama kamplarında Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk azınlıklara mensup 3 milyon civarında Müslüman bulunuyor.”
HADSİZ ÇİN İFŞA OLDU!
Kıymetli Dostlar;
Bu haber bir Türk haber ajansına ait değil. Tam tersine haberleri dünyanın her yerinde referans gösterilen ünlü Associated Press (AP) (assoşeytıd pires) ajansına ait.
Kaldı ki;
Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri verilerine göre de Doğu Türkistan'da yaklaşık 3 milyona yakın Uygur, Kazak, Özbek ve diğer etnik kökenli azınlık, eğitim adı altında toplama kamplarında zorla çalıştırılıyor. Birçok sivil toplum kuruluşu bu kamplarda Uygurlara yönelik işkence, tecavüz, hükümet lehine propaganda, işçi sömürüsü gibi birçok suçun işlendiğine dair somut kanıtların olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Af Örgütü verilerine göre de dünyada en fazla idam cezası ve infaz Çin'de uygulanıyor. Resmi olmayan rakamlara göre her sene binlerce kişi ülkede idam ediliyor.
Yani dememiz o ki;
Bugün dünyaca bilinen ve kabul edilen bir gerçek varsa, o da Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı soykırım ve insanlık dışı işlencelerdir.
Bugün dünyaca bilinen ve kabul edilen bir gerçek varsa o da, Çin’in uyguladığı asimilasyon politikalarıdır, özellikle hedef aldığı kadınlar ve çocuklar üzerinde uyguladıkları sistematik işkencelerdir, Türk nesillerinin devamını engellemek için kadınların rahimlerini almaları, hamile kadınların karınlarındaki çocukları katletmeleridir.
Ve yine bugün dünyaca bilinen ve kabul edilen bir gerçek varsa o da Çin’in Türkleri esir kamplarında işkenceye tabi tutarak aileleri parçalamaları, Doğu Türkistanlı genç kızları zor kullanarak Çinli erkeklerle evlendirmeleri, Türk ailelerin evlerine Çinli erkekleri yerleştirerek doğrudan zulmetmeleridir.
SEFİL TWİT, AÇIK İTİRAFTIR
İşte Çin Ankara Büyükelçiliği’nin attığı o sefil twit de aslında farkında olmadan bir Türkiye gerçeğini itiraf etmiştir. Kabullenilmek zorunda kalınan gerçek, Meral Akşener ve Mansur Yavaş gerçeğidir.
Öz Türkçesi de şudur:
Bir tarafta milyonlarca Suriyeliye muhacir muamelesi yapan ve Mısırlı Esma için gözyaşı döken fakat zulme uğrayan Türk olduğunda, dut yemiş bülbüle dönen ve vicdanı bir türlü harekete geçemeyen bir AKP iktidarında, gerçek muhatabın Meral Akşener olduğunu Çin bile fark etmiştir.
Diğer yanda iktidar partisinin yanındaki zavallı sessizlik de bu hadsiz twit ile ifşa olmuştur. İç siyasette her Allah’ın günü asıp kesen İktidar ve ortaklarının, Doğu Türkistan’da uygulanan zulüm ve Çin Ankara Büyükelçiliği’nin küstah twitine susmasını Türk Milleti ve tarih asla unutmayacaktır.
İşte buradan haykırıyoruz;
Hiç bir zulüm ilelebed sürmez. Çin iyi bilmelidir ki, Sincan Bölgesi ‘Kazanılmış topraklar’ değil, ‘Doğu Türkistan’ın ta kendisidir.
Ve er ya da geç Kaşgar’da, Altay’da, Gulca’da ve Doğu Türkistan topraklarının tamamında Gök Bayrak Allah’ın izniyle mutlaka dalgalanacaktır.
Çünkü...
Hz. Ali’nin dediği gibi;
“Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır...
Eğer mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır...”
Çin tehdidi ve zulmünü şiddetle kınıyoruz.."