Anılarımda kaldı;
Kollarının sıcaklığı
Yanaklarımı ıslatan öpücüğün
Ağlarken gözyaşlarımı silen parmakların
Şefkatli sözün,
Bir o kaldı bende özlediğim!..
Elinde yarısı içilmiş çay bardağı
Öksüz öğrencilerine diktiğin giysi
Üzerinde saplı kalmış iğnesi
Ta yüreğimde bir ucu
Halen hissettiğim!
Daha on yaşında bir çocuktum o zamanlar
Karanlıktan korkardım
Yalnızlıktan korkardım
Ala sulu bir kar, soğuk mu soğuk
Herkes yuvasına çekilmişti
Köpekler bile havlamıyordu artık
Ben avaz, avaz sokaklarda tek başıma…
Çoraplarla fırlamıştım karanlığın tam ortasına,
Ağlayarak koşuyordum Doktor bulmaya!
Ah… O faydasız saatlerim…
Feryadım… Canhıraş gözyaşlarım!..
Nasılda kayıp gidiyordu avuçlarımdan
Tadına daha doyamadığım ömrün
Nasılda çaresizdim o gün…
Nasıl dolayacaktım bu kuşağı belime
Sensiz… Kimsesiz... Üzgün!
Sen gideli yarım asrı geçti Annem;
İnsan yüreğine bu acı sığmaz derdim
Ne kadar da genişmiş bu yürek dedikleri şey
Ne acılar ne mutluluklar yüklendi
Yenilir yutulur gibi değil!
Gözlerimden okunur şimdi sevinci yüreğimin
Gözlerimden süzülür anılarda kalan
Çilekeş ömrün!
Şefkatin- Merhametin – Ya Vefan…
İçimizden silinir giderdi ne yapsan…
Sevgin tarif edilmez ki;
Saf ve temizsin, sütün Aziz!
Helal et hakkını;
Affet bizi ANNEMİZ!..
8.5.2016/Gaziemir-İzmir
“Anneler günü” anısına!