Her geçen anı, dakika ve saatleri; haftalar, aylar ve yılları ne kadar dolu dolu geçirebiliyorsak, işte o zaman hayat bizimdir diye düşünüyorum bazen. Sizce de öyle değil mi ? Boşa geçmiş zamanlarınızı düşünün; ömürden tüketilmiş, heba edilmiş anlar. Belki de bu yaşamın en büyük israfı..
Hep de demez miyiz ki zaman ne çabuk geçiyor, su gibi akıp gidiyor diye.. Bunu bile bile sanki boşa geçen yıllar bizden, ömrümüzden geçmemiş gibi akıp gidiyor. Boşa geçen zamanın neresinden dönersek kardır o zaman.
Tabi ki, hayatta herkesin bir uğraşısı var. Herşeyden önce hayatımızı sürdürmek için çalışmamız gerekiyor. Bunlar zamanın içindeki mecburiyetlerimiz. İyi de, kendimize ayırmamız gereken iş hayatı dışındaki zamanı nasıl değerlendiriyoruz.. Kime sorsanız alacağınız cevaplar yaklaşık hep aynı türden; tatil yapmak, farklı şehirler, ülkeler görmek ya da farklı kültürleri tanımak..
Oysa zamanı boşa tüketmeme, illa ki başka şehirler, ülkeler görmek, tatil yapmak falan olmasa gerek. Esasında eve tıkılıp kalmak yerine bol güneş, oksijen ve tüm güzellikleriyle doğadan istifade edebilmenin idrakiyle başlıyor herşey.. Köyler, bahçeler, kırlar..
Ve bizler.. Hep ertelemez miyiz planlarımızı.. Hep "yarına, yarına" diyerek ertelenmiş hayatlar yaşamaz mıyız ?.. Ya da kendimize zaman ayırmak istediğimizde bazen de ilgisiz şeylere yönelmez miyiz. Nedense hep bir mazeret üretiriz ya da gerçekten mazeretler çıkmaz mı karşımıza.. "Hele bu kış da geçsin, hele biraz para denkleyelim, hele şu soğuklar gitsin, hele şu sıcaklar bitsin" gibi.. Erteler dururuz.. Bazen de kendi ürettiğimiz mazeretlerle öteleriz planlarımızı.
Fakat zaman beklemez. Sular misali akar gider. Bizler o planlarımızı erteledikçe de bir anlamda yaşamayı ertelemez miyiz ? Erteledikçe bir çok planlarımızı, hayatı ve aslında kendimizi de ertelemiş olmaz mıyız ?.. Oluruz tabii ki..
Bu yönden ertelenenlerle zaman biriktiriyoruz ve böylece de farkında olmadan giden zamandan yiyoruz.. Dediğim gibi "zaman sular gibi akıp gidiyor.." Ve şu anı dahi bir kez daha geriye dönüp yakalamak da mümkün değil.
Haydi öyleyse, silkelenelim biraz, kendimize gelelim ve hayatlarımızı ertelemeyelim.. Yaşamak için sadece nefes almayalım, gerçekten yaşayalım. Doğanın tüm zenginlikleriyle, nerede olursa olsun, açık havalarda, bol güneş ışıkları altında, doğanın el uzattığı her yerde.. Derin nefes alalım, "iyi ki varım", "iyi ki yaşıyorum" ve "iyi ki bu güzel dünyanın nimetlerinden kendime göre yararlanabiliyorum.." diyelim.. Şükredelim de tabii ki..O da önemli.. Kendimize dair, her konuda, fakat her konuda ertelemeden hayata geçirelim yapmak istediklerimizi..
“Yaşam bir kez, hayat bir günse, o da bugün” sloganıyla ve "dolu dolu yaşamak" adına, yeniden gözden geçirelim hayatımızı..
Ve yapmak istediklerimizi yarına, yarınlara bırakmadan hayata geçirelim..
Tüm zamanlarımız hoş ve dolu dolu geçsin, sevgiler..