Bir arkadaşım, annesinin varlığından rahatsızdı. Onu, yapacağı etkinlikleri sınırladığı, geç gelmesine izin vermediği için suçluyordu. Hasta ve yaşlıydı. Sonra tüm dünyaya bir hastalık yayıldı, sokağa çıkma yasağı geldi.
Arkadaşıma ne yaptığını sorunca;
- İyi ki annem varmış, yoksa evde yalnız kafayı yerdim! dedi.
Yaşamın birkaç yasasından biridir; değişkenlik, akışkanlık ve oynak disiplin.
Oynak disiplin
Oynak disiplin, bana ait bir tanımlama olduğu için sizlere örneklemelerle açıklamaya çalışayım:
Yaşamın mükemmel bir düzen ve disiplini vardır. Hiçbir şey ehli keyf davranmaz. Güneş, bugün biraz geç, ya da güneyden doğayım demez! Tam da burada bir şeye dikkatinizi çekeceğim; evet, doğudan doğar, amma velakin hiçbir zaman aynı noktadan doğmaz! Bu oynar disiplini, Pİ, Fİ ve E sayılarında da fark ederiz. Asal sayıları değişmez ama küsüratın sonu gelmez!
KESKİN DEDİĞİMİZ, KESKİNLEŞİR
İnsanoğlu anlamak için gruplandırır. Canlı, organik, kimyasal vb gibi. Mesela canlı ile cansız dediğimiz gruplamanın dışında da varlılar vardır. Bu çaba bize bir genelleme sunsa da bıçak keskinliğinde bir doğru sunamayacağına örnek olabilir. Esneme payımız, “belkimizdir” oynak disiplin! Hatta oynama alanımız!
Ne güzeldir; “BELKİ”
Yukardaki sayıların sonsuzluğu hafızamda “BELKİ” sözcüğü ile denkleşti. Ne kadar güzeldir bu kelime. Bunun dışında söylenen her şey yargı gibi, mutlaka duvarları var. Ama “belki”, duvarsız ev gibi!
Aşağıdaki hikayede de yaşlı adamın kesin karar vermekten kaçınması “BELKİ”ye güzel bir örnektir.
Sizlere, Taoizmin kurucusu Lao Tzu'dan alınan bu hikayenin internet üzerinden adresini sunuyorum.
https://ceotudent.com/lao-tzunun-umut-oykusu